Bir yetişkin olarak dünyanız neleri ve kimleri kapsıyor hiç düşündünüz mü? Aileniz, işiniz, arkadaşlarınız, komşularınız, ahbaplarınız var. Gezmek, yemek, içmek, eğlenmek, okumak, seyretmek var. Bunları çoğaltmak da mümkün. Ama çocukların dünyasında öncelikle aileleri var. Hatta yaşı küçükse sadece aileleri var.
Yaş ilerledikçe; okulları dolayısıyla öğretmenleri ve arkadaşları da geliyor sırada. Fakat bu kadar. Düşünce dünyalarında ise, ne yapmak istelerse istesinler, bu etkinliği mutlaka aileleriyle yapmak var. Dünyaları, aile bireyleriyle sınırlı olduğu için tüm sevinçleri, mutlulukları ve üzüntüleri de aile bireylerinden geliyor. Onun için ailelere çok iş düşüyor. Anne babalar genelde, okula başlayan çocuklarının tüm sorumluluklarını öğretmenlere yüklemeye eğilimlide. Çocukların mutluluğunda, başarısında öğretmenlerinin payı olduğu tabii ki bir gerçek. Ancak, okul çocuklarının evde geçirdikleri vakitle okulda geçirdikleri zamanı karşılaştırırsak, ev daima daha ağır basacaktır. Çocuklar okulda geçirdikleri vakitten daha çoğunu evlerinde ya da okul dışında geçiriyor. Bu nedenle, aileler, çocuklarıyla ilgili her konuda en az öğretmen kadar sorumlu. Özetle, çocuklarınızın mutluluğu öncelikle sizin elinizde, sevgili anne ve babalar.
MUTLU BİRER BİREY YETİŞTİRMEK
O zaman, onları mutlu birer birey olarak yetiştirmek için neler yapmanız ya da yapmamanız gerek? Hepsini sıralamak pek mümkün değil ama önemlilerini paylaşabiliriz. Öncelikle, aile içindeki ilişkilere bakalım. Çocuklar barometre gibidir. Anne ve babalarının arasındaki soğukluğu hemen fark ederler. Bunu fark edince neşeleri kaçar, hayatları kararır. Asla çocuklarınızın önünde tartışmayın, birbirinize kötü sözler söylemeyin, birbirinizi tehdit etmeyin. Eğer illaki bir tartışma durumunuz varsa, onların sizi hiçbir şekilde göremeyeceği ya da duyamayacağı bir yerde tartışın. Ancak, birbirinizle mutlu olduğunuz anları da çocuklarınızın önünde paylaşın. Birbirinize olan sevginizi görsünler, şahit olsunlar. Çocuklar o zaman mutlu olur, içleri ısınır, geleceğe dönük kendilerini emniyette hisseder. Çocukların her istediğini yapmak, onları mutlu etmek demek değil.
GAYRET ETMESİNE FIRSAT VERİN
Belki kısa vadede memnun olurlar ancak bu, onların uzun vadede mutsuz olmalarına sebep olacaktır. Aile ortamında her istediğini anne-babasına ya da yakınlarına yaptıran çocuklar, başka ortamlarda da kendilerine aynı şekilde davranılmasını ister ve bekler. Yapılmayınca da hırçınlaşır, etrafını rahatsız eder, mutsuz olurlar. Çocukların her istediklerini yapmamak meşakkatli bir iş. Niçin bazı şeylere izin vermediğinizi onlara anlatıp ikna etmeniz ya da yaşları küçükse dikkatlerini başka yerlere çekmeniz gerekiyor. Çocuklara her şeyi hazır bir biçimde ellerine vermek de sakıncalı. Bir şeyler elde etmek için gayret etmeyi öğrenmeleri gerekiyor. Küçükse istediği oyuncağı odasından kendi gidip getirmekten (siz de isterseniz kendisine eşlik edebilirsiniz), yemeğini küçük parçalara kendi çatalıyla bölmekten tutun da aradığı bir şeyi kendi bulmaya; büyükse istediği sandviçi kendisinin yapmasına kadar uzanan bu yelpazede ona biraz yardım etseniz dahi mutlaka kendisinin gayret etmesine fırsat verin. Başarı ve beceri duygusu küçük şeylerle birikir. Birikince de çocuklar kendilerini özgüvenli algılar. Bu da onları mutlu eder.
ZEVK ALACAĞI SPORU, SANATI YAPSINLAR
Çocuklarınızın yapacağı sporu, sanatı siz seçmeyin. Sizin istediğinizi ya da hevesinizin kaldığı spor ya da sanatı değil de, onların zevk aldığı sporu, sanatı yapsınlar. Onları iyi gözlemleyin. Neye eğilimleri, hevesleri var iyi görün. Ailelerin görevi, spor ve sanat konularında çocuklarına mümkün olduğu kadar geniş bir yelpaze sunmaktır. Çocuklar bunların arasından kendilerine en uygun olanı, yapmaktan en zevk aldıklarını kolayca seçer. Bazen becerileri olduğu halde çeşitli sebeplerden dolayı bir spor ya da sanat dalını yapmaktan hoşlanmayabilirler. Bunu iyi tespit etmek gerekir. Çocuklarınıza iyi bir şey sunayım derken onun mutsuz olmasına sebep olabilirsiniz. Çocuklarınıza odasında istediğini yapmak için serbest zaman tanıyın. Şunu unutmayın ki yaratıcılık, kişinin boş olduğu anlarda ortaya çıkar. Her dakikası bir etkinlikle dolu olan çocuktan yaratıcı kişilik çıkmaz. Gün içinde mutlaka hiçbir şey yapmak zorunda olmadığı bir zaman diliminin olması gerek. O zaman diliminde bırakın çocuk gönlünce yaşasın. Tabii ki yanlış bir şeylere kapılmasın diye siz bir büyük olarak belli etmeden onu gözlemlemeyi hiçbir zaman bırakmayın.
HAYVANLARA ŞEFKATLİ OLMAYI ÖĞRETİN
Çocukların, hayatın iniş çıkışlarla dolu olduğunu, sürekli mutluluk diye bir şeyin olmadığını da küçükken öğrenmeleri gerek. Ne başarı süreklidir ne de refah. Dünyanın en başarılı insanlarına bakarsanız onların da hayatları iniş çıkışlarla doludur. Çocukların daha küçükken hayatın bu gerçeğini öğrenmeleri ve onu kabul edip güçlü durmayı bilmeleri gerekir. En küçük bir başarısızlıkta pes edip ümitsizliğe boğulmalarına siz anne babalar izin vermeyin. Bunun üstesinden gelerek ileriye bakmalarına yardımcı olun. Daha bir çok fırsatın ellerine geçeceğine onları inandırın. İnanmazlarsa, karşılarına çıkan fırsatları tanımlamayabilirler ve onları ellerinden kaçırabilirler. Veren el, alan elden iyidir. Çocuklarınıza paylaşmayı, ihtiyacı olana el uzatmayı, hayvanlara şefkatli olmayı öğretin. Çok iyi okumuş, başarılı olmuş ama insan olmamış, sadece âtıl bir bilgi deposu olan insan zaten mutlu da olamaz. Halbuki, bilgisini kendi yararının yanı sıra başkalarının yararı için de kullanan, kendini kolladığı kadar çevresindekileri de kollayan, tüm canlılara saygılı, bildiği ve gördüğü haksızlıkları dile getiren, faydalı, hayırlı ve barışa yönelik işler yapan kişiler her zaman daha mutlu olur. Ülkece mutlu çocuklar yetiştirmemiz dileğiyle.
PROF. DR. ZEYNEP KIZILTEPE KİMDİR?
1978’de Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olan Prof. Dr. Zeynep Kızıltepe, yüksek lisansını da burada tamamladı. Doktorasını ise Exeter Üniversitesi'nde yaptı. Halen Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görevini sürdüren Kızıltepe’nin, çalışma alanları arasında; gelişim, öğrenme, motivasyon, öğretmen yetiştirme bulunuyor.
http://www.hurriyet.com.tr/egitim/mutlu-cocuk-yetistirmek-41000508