İPLİK FABRİKALARINDA PROSES AŞAMALARINDA ORTAYA ÇIKAN TELEF MİKTARLARI VE BUNLARIN MİNİNİMİZASYONU İÇİN YAPILAN ÇALIŞMALAR
ÇALIŞMAYI YAPAN
İsmet ÇULCUOĞLU
İyi bir iplik üretebilmek için her şeyden önce kaliteli bir pamuğa ihtiyacımız vardır kaliteli pamuk dediğimizde içerisinde yabancı madde ( toz , yaprak kırıntıları , ölü elyaf , kısa elyaf ) oranı çok az olan pamuk aklımıza gelmelidir
Günümüz işletmelerinin en önemli problemlerinden bir tanesi pamuktaki aşırı kirlenmedir . ülkemizdeki üretim koşulları nedeni ile pamukdaki kirlilik oranı gittikçe artmaktadır bu avrupa ülkelerinde özellikle makinalarla pamuk hasatının yapıldığı ülkelerde daha büyük bir sorun haline gelmiştir . bunun nedeni bu makinelerin pamuğu emerek toplamasıdır bu toplama esnasın da emiş hava ile birlikte bir çok pislik pamuğa karışmakta bu da işletmelerde sorunlar çıkarmaktadır . her ne kadar makine üreticileri bu problemin çozümü için yeni makine tasarımı ve fabrika temizlik hattı düzenlemesi yapmışsalarda tam bir verimlilik elde edilememiştir.
Bir iplik fabrikasında pamuğun temizliğinin yapıldığı bir çok makine vardır işletmeye gelen pamuğun kirlilik durumuna göre bütün bu makinelerin temizleme ayarları yapılmalıdır bu ayarlar yapılırken pamuğun şu özellikleri göz önüne alınmalıdır
• Lif uzunluğu
• Lif mukavemeti
• Lif inceliği
• Telef oranı
• Mikroneri
Bütün bu değerler gözden geçirilerek makineler için en uygun olan ayarlar yapılır ancak bu ayarları yeni gelen her harman için yapmak çok zaman alıcı ve zahmetli bir iş olduğundan dolayı genelde çoğu işletme uygun bir ayarlama yaparak bu ayarları çok istisna durumlar olmadıkça değiştirmezler. İşletmelerde bulunan makinelerin çoğu temizlik amaçlı olup belli oranlarda temizlik işlemleri yaparlar .
Ülkemizde bir çok işletmede olmasa da bazı büyük firmalar balya yönetim sistemini uygulamaktadır . bu sistemin ana hedefi işletmeye gelen balyaların her biri üzerinde testler yaparak pamuğun yukarıda belirtilen özelliklerini belirleyerek işletmede ortaya çıkacak telef oranını minimuma indirmek amaçlanır . balya yönetiminin bir diğer amacı harman reçetesi hazırlığını planlamaktır .
Hazırlamış olduğum bu proje içerisinde balya yöntemi , işletmelerde teleflerin pamuk , kalitesi üzerine etkileri , temizliğin hangi makinede ne kadar yapılması gerektiği gibi konular üzerine yapılmış çalışmaları bulabilirsiniz.
PAMUK İPLİKHANELERİ İÇİN BALYA YÖNETİMİ
Pamuk ipliği işletmelerindeki telef miktarı tamamı ile ham maddeye bağlıdır bu nedenle bu sorunun incelenmesi için önce işletmeye balya halinde gelen pamuğun incelenmesi elyaf değerlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Kirlilik deyince yalnızca toz yada çepel aklımıza gelmemelidir kısa elyaf , mukavemeti düşük elyaf yada mikroneri düşük olan bir elyaf da telef olarak ayrılabilir . bu yüzden işletmeye giren tüm balyalardaki ( şayet mümkünse ) pamuk incelenmelidir .
İhtiyaç duyulan kalite standartlarına en üst düzeyde karşılık verebilen ve bunu en az maliyet ile gerçekleştirebilen işletmeler dünya tekstil piyasasında başarılı olabilmektedir . günümüzün sert rekabet koşulları altında bu tür bir başarıyı gerçekleştirebilmek birtakım koşulların uygun şekilde yerine getirilebilmesine bağlıdır .
İplik üretim balya hallindeki ham maddenin iplikhaneye gelmesi ile başlar . başarı veya başarısızlık lif kalitesi ve fiyatından büyük ölçüde etkilemektedir . kaliteli üretime olan talebin her geçen gün biraz daha fazla artığını günümüz koşullarında , kaliteli ve ekonomik iplik üretiminin temel koşullarının başında bilinçli materyal seçimi gelmektedir . başarılı iplik üreticilerinin başarıları öncelikle amaçlarına uygun optimum ham maddenin seçimi ve bunların karışımına borçludur . makine ayarları , üretim hızları vb. faktörlerin iyi bir şekilde seçilmesi mutlaka önemli ancak daha sonra gelen faktörlerdir .
BALYA YÖNETİMİNİN ESASI
Balya yönetimi kelime olarak , sabit iplik kalitesi ve kabul edilebilir bir ekonomik çalışma koşulu elde edebilmek için , lif ve telef oranları esas alınarak yapılan pamuk balya seçimi anlamını taşımaktadır . balya yönetimi pek yeni bir kavram değildir . çünkü pamuk ipliği üreticileri çok eskiden beri ham maddenin önemini bilmekte ve bunun için balya seçimini özenle yapmak istemektedirler .
İplikhanelerde yüksek verimli makinelerin kullanılması ile birlikte ham madde seçimi ve karışımında kullanılan birçok yöntem yetersiz kalmıştır . ancak HVİ ( High Volume Instrument ) sistemlerinin kullanıma sunulması ile bu tür sorunlar ortadan kalkmıştır . HVI sistemleri önemli pamuk özelliklerinin ard arda belirlenmesinde kolaylık sağlayan bir cihazlar grubudur . bu test cihazları bir masa üzerinde birleştirilmiş olup operatörün rahatça kullana bilecekleri ergonomik bir yapıya sahiptir . ilk pozisyonda mamulün test işlemleri bittikten sonra diğer ölçüm pozisyonuna ilerletilmekte ve diğer operatör tarafından başka test işlemlerine başlanmaktadır . bu tarzda , bir ölçüm sayesinde mamulün tüm fiziksel özellikleri ölçülebilmektedir. Sistemin kullanımı ile aşağıda belirtilen lif özellikleri sayısal olarak belirlenir ve elde edilen test sonuçları bilgisayar ortamında değerlendirilip istatistikleri ile birlikte yazılı çıktı halinde alınabilirler . bunları şöyle sıralayabiliriz .
• Lif uzunluğu
• Lif uzunluk üniformitesi
• Mukavemet
• Kopma uzaması
• İncelik
• renk
• yabancı madde oranı
• yapışkanlık
Yukarıda sayılan özelliklerin çok kısa sürede ölçülmesi mümkün olduğundan çok sayıda pamuk balyasının da kısa zamanda test edilmesi zor bir olay değildir . balyaların tek tek test edilerek lif özelliklerinin saptanması balya yönetimi konusunda geniş olanaklar sunmaktadır .
HAMMADDEDEKİ VARYASYONLAR
Pamuk doğal bir kültür bitkisidir ve homojen olmayan birtakım nitelikler taşır . pamuğun sahip olduğu özellikler yetişme bölgesine , türüne , hasat yöntemine , yıllara ve diğer bir çok faktöre bağlı olarak değişikler gösterir .
Bu varyasyonlardan kaynaklanan problemlerden bir tanesi ştapel uzunluğu ele alınarak aşağıda sunulan bir örnek ile anlatılmaya çalışılmaktadır .
Bu örnekte bir iplik işletmesinde işleme alınan her balyanın % 2,5 span uzunluğu belirlenmiştir . bu çalışma 30 gün süre ile devam etmiştir . bu süre içerisinde sıpan uzunluğu değişimi 23,8 mm ile 30,4 mm arasında belirlenmiştir . ortalama değeri ise 27 mm olarak bulunmuştur . bu varyasyonlar göz önüne alındığında , açma ve karışım işlemleri sırasında bir miktar homojenleştirme olabileceği varsayılsa bile , birtakım ciddi sorunların ortaya çıkabileceği dikkate alınmalıdır . karışım sırasında lif uzunluk varyasyonunun giderilmesi şansa bırakılmış bir olaydır ve bu nedenle harman özelliklerinin sabit tutulması pek kolay değildir .şekil 1 de gösterilen 1 numaralı karışım ele alındığında nominal değerin sağında ve solunda değişiklik gösteren bir karışım olduğu anlaşılmaktadır . bu en sık görülen bir durumdur . Ancak 2 numarada görüldüğü gibi şansa bağlı olarak uzun liflerden oluşan ve ihtiyacın üzerinde olan bir karışımda mümkündür . 3 numaralı karışım ise kısa liflerin meydana getirdiği bir karışımdır .
Yukarıda verilen bu örnek ile balyalar karıştırıldığında harman içerisindeki lif varyasyonlarından kaçınmanın pek mümkün olmadığı ifade edilmektedir .
Span uzunluğundaki değişimlere ilişkin bu örnek , başka bir bakış açısı ile incelenirse şu sonuçlar çıkarılabilir
- 24 mm nin altında ştapel uzunluğuna sahip balyalar iplik kalitesinde istenilen beklentileri karşılamayacağı için sorun yaratacaktır .
- 30 mm nin üzerinde ştapel uzunluğuna sahip balyalar da eğirme prosesinde bazı rahatsızlıklara yol açabilirler veya en azından liflerde kırılmalar meydana gelecektir buda kısa lif oranın artmasına neden olabilecektir
- HVI sistemi olmaksızın bir harmanın iyi bir şekilde kontrol edilmesi mümkün değildir emniyet açısından , stapel uzunluğunun nominal değeri iplik kalite gereksinimlerini karşılayabilmek açısından gerekli olanın biraz üzerinde düşünülmelidir . ancak istenilenin çok üzerinde bir kalite sağlamaya çalışılması da , çoğu zaman ek bir kazanç getirmeyeceği için bu hususta dikkatli olunmalıdır . örneğin yüksek hızda çalışan dokumacılar için atkı ipliğinde 100000 metrede bir kopuş tatmin edici bir değer olarak kabul edilmektedir
İplik kalitesi esasen öncelikle kötü balyalar tarafından belirlenmektedir . bu bakımdan aşağıda belirtilen noktaların göz önüne alınmasında yarar vardır.
- Her bir balya lif karışımında ve ileriki işlemler düşünüldüğünde iplik özellikleri üzerinde etki sahibi oldukları görülür. Bu bakımdan her balyanın lif özellikleri ve telef durumları bilinmelidir .
- En son karışım işlemi ikinci pasaj cerde tamamlanmaktadır . bu yüzden bir karışımın lif özelliklerini belirlemek için numunenin alınacağı en iyi yer son pasaj cer bandıdır .
- İplik özellikleri üzerinde bir karışımdaki liflerin özelliklerinin etkisi tam olarak bilinmemektedir . çünkü birçok farklı etken faktörler bulunmaktadır . ancak bu konuya yönelik olarak birtakım araştırmalar yapılmıştır ve iplik özelliklerinin olası değerleri , karışımlardaki lif değerleri dikkate alınarak kısmen hesaplanabilir hale gelmiştir .
- Balya yönetimi ile balyaların ve teleflerin karışımı daha mükemmel bir şekilde yapılabilir . bu nedenle iplik özelliklerinde olduğu gibi , lif özelliklerinin de her balya karışımındaki değişimleri dikkatle gözlenmelidir .
şekil 2 de bala yönetimi ile elde edilebilecek kalite ve maliyet avantajları grafiklerle anlatılmıştır . burada sağlanan olanaklar şöyle sıralana bilir
• iplik kalite karakteristiklerin de varyasyonun azaltılması
• işletmede açığa çıkan telef miktarının azaltılması
• kalite azalmalarının önüne geçilmesi
• lif karakteristikleri hakkında artan bilginin sonucu olarak maliyetlerin aşağıya çekilebilmesi ( örneğin daha düşük ortalama değerli ama az varyasyon gösteren pamukların kullanımı )
kalite ranjı / hammadde mali
maliyetlerin
azalması
1 2 3
Gerekli kalite düzeyi
Balya yönetimi ile
balya yöntemi öncesi
BALYA YÖNETİMİNİN AŞAMALARI
1. Balya yönetiminin uygulanması mevcut durumun analizi ile başlar 30 günlük süre içerisinde her bir balyanın ve son pasaj cer bandından alınan örnekler üzerinden karışımın lif özellikleri , ayrıca elde edilen ipliğin kalite değerleri belirlenir ve kaydedilir . burada önemli olan husus bir balya kategorizasyon ve depolama sisteminin iyi bir şekilde tesis edilmesidir
2. Daha sonra verilerin analizi ve balya gruplarının düzenlenmesi gerekir . bu işlem işletme koşullarına ve ham maddenin değişkenliğinin derecesine bağlıdır . bu basamak genellikle işletmesinin çalışma rotasında bazı değişikliklere yol açmaktadır .
3. Balya yönetimi için belirlenen esaslar çerçevesinde yalnızca kontrolden geçmiş olan balyalar işletmeye verilebilir ve bu şekilde sabit bir harman elde edilebilir .
BALYALARIN KATEGORİZASYANU VE DEPOLANMASI
İşletmeye gelen balyaların kategorizasyonu ve depolama esaslarının belirlenmesi için klasik fibrograf veya mikroner cihazından elde edilecek incelik , uzunluk değerinin kullanımı mümkündür . bununla ilgili olarak izlenecek yöntem literatürde ifade edilmektedir . Ancak HVI sistelerinin lif özelliklerinin tayinin de kullanılmaya başlaması ile ambar düzeni ve harman seçiminde yeni kontrol olanakları ortaya çıkmıştır .
Fibrograf uzunluğu ve mikroner değeri ölçümünün yanı sıra , hızlı ve hassas bir şekilde mukavemet , uzama , renk , ve yabancı madde oranı ölçümleride yapılabilir olmuştur . bu özelliklerin herhangi bir kombinasyonu balya kategorizasyonunda kullanılabilmektedir . yukarıda sayılan çeşitli lif özeliklerinin birlikte kullanılması karışımların en sağlıklı şekilde yapılmasına olanak sağlamaktadır . çünkü iplik özelliklerinin uzunluk ve inceliğin yanı sıra diğer bazı özelliklerden de etkilendiği kesindir .
Birçok lif özelliği üzerine kurulacak olan bir kategorizasyon sisteminin uygulanması ve denetimi zorluklar gösterecektir . bu önemli problem farklı lif özeliklerini tek bir değişkene indirerek çözümlenebilir .
Amerika birleşik devletleri tarım bakanlığı nın yıllık hasat raporlarından elde edilen verileri kullanarak bu konuda spinlab firması tarafından istatistiksel bir formül geliştirilmiştir . 900 HVI sistemi ile entegre edilerek kullanılan ve kontroller 940 adıyla piyasaya sürülen bu donatım sayesinde 8 numara open – end ve 22 numara ring ipliği için kopma değeri (CSP) tahmin edilmektedir . contreller 940 ünitesi bir IBM mikrobilgisayarı , özel bilgisayar yazılımı ve yazıcıdan meydana gelmektedir . isteğe bağlı olarak seçilen ve kullanılan bu bilgisayarda . HVI test cihazından elde edilen lif test verileri toplanmakta , tasnif edilmekte ve biriktirilmektedir .
PAMUKTAKİ ÇEPEL MİKTARI VE PAMUĞUN TEMİZLEME EĞİLİMİNİN İPLİK KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİ
Ham pamuktaki çepel miktarı ve bir test cihazı ile pamuğun çepelinden ayrılma eğiliminin ölçülmesi sonucu elde edilen değerler , pamuğun sonraki temizleme ve işleme tutumu hakkında fikir edinilmesine olanak sağlamaktadır . bugünkü pamuk iplikhanelerinin en önemli problemlerinden biri , değişik pamukların temizlenmesinde alınan farklı başarı sonuçlarıdır . Özellikle ‘ çiğit kabuğu ’ adını verdiğimiz ve üzerinde asılı halde elyaf bulunan ve ağırlık bakımından çepel , yaprak ve dal kırıntılarına kıyasla daha hafif olan parçacıkların temizlenmesi kolay olamamaktadır . özellikle pamuktan çok değişik madde türlerinden dolayı gravimetrik olarak pamuğun kirliliğinin boyutunu belirlemek mümkün olmamaktadır . bunun için pamuğun kirlilik ve temizleme prosesi esnasındaki tutumunu ortaya koyacak yeni bazı özelliklerinin belirlenmesi gerekecektir . bu özellikleri ‘ temizleme giderleri ’ olarak adlandırıyoruz .
TEMİZLEME EĞİLİMİ VE TEMİZLEME GİDERLERİ DEYİMİNİN TANIMI
TEMİZLEME EĞİLİMİ:
Temizleme eğilimi , pamuğun temizlenmeye karşı gösterdiği eğilimin tanımıdır . bu tanım pamuğun yabancı maddelerinden temizlenmeyi ne kadar kolay veya zor sağladığını anlatır .
A I II
90 b b
b
b
a a
a a
0 1 2 3 4
SEKİL 1: DEĞİŞİK MENŞELİ PAMUKLARIN ÇEPEL MİKTARI VE TEMİZLENME EĞİLİMİ
A – Temizlenme eğilimi ( % )
B – Pamuktaki çepel miktarı
a) Ham pamuktaki çepel miktarı
b) Temizlenme eğilim
I. Düşük çepelli pamuk
II. Yüksek çepelli pamuk
1.Orta Asya
2. Uzun ştapelli Rus pamuğu
3. Arjantin pamuğu
4 .Hint pamuğu
Bu değer pamuğun uster mdta 3 test cihazından bir defa geçirilmesi sonucu ayrılan yabancı maddenin , numunedeki toplam yabancı maddeye olan oranı oranını gösterir . Test cihazından ilk geçirmede ayrılan yabancı madde miktarı T1 ne kadar fazla olursa , pamuk temizlenmeye o kadar eğimli demektir . Buna göre temizleme eğilimi aşağıdaki basit formülle hesaplanır .
T1
Temizleme eğilimi RW = Ttoplam . 100 ( % )
Temizlenme eğilimi % olarak belirlenir . temizlenme eğilimi pamuktaki toplam yabancı madde miktarından bağımsız bir değerdir . şekil 1 , değişik menşeli pamukların temizlenme eğilimi oranlarını göstermektedir . Burada görüleceği gibi temizlenme eğilimi pamuktaki yabancı madde miktarı ile bağımlı değildir . yabancı madde miktarı yüksek olan bir pamuk iyi veya kötü temizlenme oranı gösterebilmektedir . aynı durum yabancı madde oranı düşük pamuk içinde geçerlidir . yapılan çok sayıda deney göstermiştir ki , pamuğun kirlilik derecesi ile temizlenme eğilimi arasında bir bağımlılık bulunmamaktadır .
Temizlenme eğiliminin belirlenmesinde aşağıdaki hususlar baz alınmıştır :
Pamuğun uster mdta 3 cihazımdan 4 kez geçirilmesi sonucu oluşan temizleme eğrileri incelendiğinde görülecektir ki ilk geçirmeden en yüksek miktarda çepel ayrılmaktadır . Ayrılma verimi pamuğun menşeine göre % 60 ile 90 arasında değişmektedir
A
100
0 B
1 2 3
şekil 2 : uster mdta 3 cihazından geçirilme sayısına bağlı olarak temizleme eğrileri
A – ÇEPEL ORANI
B –CİHAZDAN GEÇİŞ SAYISI
İşin gerçeği ayrılması kolay olan çepel ilk geçirmede temizlenmektedir . temizlenmesi zor olanlar ise sonraki geçirmelerde ayrılmaktadır . üçüncü geçirmeden sonra pamukta kalan yabancı madde önemsiz sayılabilecek kadar azdır şekil 2 de gösterilen temizleme eğrileri her menşei den pamuk için geçerlidir . Ancak buna rağmen her pamuğun kendine göre bir yükselme açısı söz konusudur . eğrilerin yükselmesi birinci geçirmede ne kadar yüksek ise pamuğun toplam çepel oranına kıyasla temizleme eğilimi o adar yüksek demektir .
TEMİZLEME GİDERLERİ
Temizleme giderleri deyimi , pamuğu belli dereceye kadar temizleyebilmek için iplikhane hazırlamada hangi kıyaslanabilir emeğin harcanması gerektiğini gösterir . bu değer pamuktaki toplam çepel miktarı ve pamuğun temizlenmeye direnci veya temizlenme eğilimi ile ilgilidir . çepel miktarı ne kadar yüksek ve temizlenme eğilimi ne kadar ne kadar kötü olursa , temizleme giderleri o kadar yüksek olacaktır . Zellweger Uster tarafından yapılan pamuğun % olarak kirlilik derecesi ve hesaplanan temizleme eğilimine yakın olarak şekil 3 ‘ de gösterilen temizlenme eğilimi çepel içeriği ve aynı zamanda temizleme gideri tarak makinesi da dahil olmak üzere bütün temizleme kademelerini içine almaktadır . şekilde altı farklı hammaddeden elde edilen örnek sonuçlar gösterilmiştir
A
1
2
3
4
5
6
B
a b c d
şekil 3: Elyafın temizlenme giderleri , temizlenme eğilimi ve çepel miktarı ile bağımlı olarak belirlenmesi
A – Temizlenme eğilimi ( % )
B – Temizleme için harcanan emek ( % )
a ) Düşük
b ) Normal
c ) Çok yüksek
1. Zimbabve
2. Arjantin
3. Burkine Faso
4. Paraguay
5. Mali
6. Orta asya
Global olarak pamuğun işlenmesi iplikhanelerde pamuğun işlenişne şekline göre gerekli olan temizleme gideri aşagıdaki şekilde gösterilmiştir . bu veriler konvansiyonel harman hallaç tesisleri için geçerlidir . çok valsli temizleme sistemleri kullanıldığında vals sayısı ve valslerin devirleri artırılmalıdır . burada geniş teknolojik anlayışa ihtiyaç vardır . Bu yüksek temizleme gideri , üzerinde lif asılı kabuk parçacıkları ve yaprak kırıntıları yüzünden iyi iken kötüye dönüşmüş bir temizleme eğiliminden kaynaklanabilir . Bu durumda harman hallaçta gerekli önlemler alınmalıdır .
A B
100
95
90
85
8
75
70
65
60
0 8
1 2 3 4 5 6
şekil :4 Farklı çepel içerikli altı pamuk türünün temizlenme eğilimi ve temizlenme giderleri
A – Ham pamuktaki çepel miktarı ( % )
B – temizlenme eğilimi ( % )
1.Orta asya
2.Paraguay
3.Mali
4.Burkina Faso
5.Zimbabve
6.Arjantin
B II III
A I 5000
0.4
4000
0.3
3000
0.2
2000
0.. . . . .. 젚 1000
0
0 1 2 3 4 5 6
ŞEKİL 5 :400 Tambur devir/dak . I ile üretilmiş tarak şeridindeki çepel miktarı ile rotor II ve ring ipliklerinde III çepel miktarının birbiri ile olan bağlantısı. İplikler : 50 tex ( nm 20 )
A – Tarak şeridinde çepel miktarı ( % )
B – Çepel patikülü / 1000 m iplik , optra metodu ile ölçülmüş
1. Orta Asya
2. Paraguay
3. Mali
4. Burkina Faso
5. Zimbabve
6. Arjantin
Çiğit kabuğu partikülleri sadece tarakla temizlenebilmektedir . yüksek miktarda kuru yaprak kırıntıları ise dövme noktalarında yüksek emek ve özenli muamele gerektirmektedir . Başarının anahtarı kirliliğin çeşidini tam olarak değerlendirmede yatmaktadır.
TEMİZLEME EĞİLİMİ VE TEMİZLEME GİDERLERİ İLE İLGİLİ PRATİK DENEYİMLER
Şekil 4 ‘ de altı adet farklı kirlilik derecesinde pamuk ve bunlarla ilgili temizlenme eğilimi ve temizleme giderleri gösterilmiştir . Bu altı çeşit pamuk klasik temizlenmiş , taraklanmış ve ring ve open end ipliği olarak eğrilmiştir . Tarak şeritleri Uster MDTA 3 test cihazı ile çepel oranları açısından kontrol edilmiştir . Ring ve open end iplikleri ise resim analizinden opto elektronik olarak çepel partikülü açısından test edilmiştir ( şekil 5) . Çepel oranı elyaf demeti içinde ( şekil 4 ) ve tarak şeridinde ( şekil 5) incelenecek olursa , tarak şeridindeki kalan kirlilik ile ham pamuktaki kirliliğin bir biri ile uyumluluk sağlamadığı görülecektir . Ancak ham pamuktaki kirlilik oranı ile temizlenme eğilimi birlikte incelendiğinde tarak şeridindeki kalan kirlilik oranı sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilecektir . Bu durumda kirlilik oranı yüksek bir pamuktan elde edilen tarak şeridinde kalan çepel oranında yüksek olması mutlaka gerekmemektedir . Bu zimbab ve pamuğunda açıkça görülmektedir . Bu pamuk , elyaf demetinde % 2.55 çepel içermekte ve % 84.9 gibi yüksek bir temizlenme eğilimi göstermektedir . Böylece tarak şeridindeki kalan çepel miktarında Orta Asya pamuğundaki oranlara eşdeğer bir sonuç çıkmıştır . Bu pamukta , elyaf demetinde % 0. 73 düşük çepel miktarı ve % 67.9 ‘ luk düşük temizlenme eğilimi bulunmuştur .
Şekil 5 , tarak şeridindeki çepel miktarının iplikteki çepel miktarından da sorumlu olduğu savını kanıtlamaktadır . Buna göre pamuk türlerinin , ayrı ayrı tarak şeritlerindeki , ring ve open end ipliklerindeki çepel oranları için de geçerlidir . opto elektronik incelemeler ring ipliğinin open end ipliğine kıyasla daha fazla çepel içerdiği gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştur . temizleme eğiliminin pratik anlamı Şekil 5 de görülmektedir . Paraguay ve Arjantin pamukları tarak şeridinde Zimbabve pamuğundaki seviyeye getirilmek istendiğinde , bu ancak daha yüksek bir temizleme gideri ile gerçekleşebilmektedir . Zimbabve pamuğunun 300 tambur devrindeki düzeyine gelebilmek için Praguay pamuğunda 400 , Arjantin pamuğunda 500 tambur devrine ihtiyaç vardır . Bu durumda Zimbabve pamuğunun çepel düzeyine gelebilmek için Arjantin pamuğunda Paraguay pamuğuna kıyasla daha yüksek harcama gerekmektedir . temizleme gideri bilinci içinde harman hallaç ve tarak devresinde uygun önlemler alınabilir .
Ham pamuğun temizlenme eğilimi ve tarak şeridinde kalan çepel miktarı bir model üzerinde gösterilmiştir . Burada belirlenen ilişkileri basit bir prognoz modeline oturtabilmek , bundan daha sonra iplikteki kirlilik derecesine ait sonuçlar çıkarabilmek amaçlanmaktadır . Bu prognoz modeli Şekil 7 ‘ de gösterilmiştir . iplikteki kirlilik nicel değil ancak nitel olarak belirlenebilmektedir . Gösterilen model seçilen pamuk menşeleri için kullanılmış ve sonuç tarak şeridindeki ve iplikteki kirlilik derecesi ile karşılaştırılmıştır . Modelden elde edilen sonuçlar ipliklerle uyum sağlamaktadır . Önceden tahminler sadece pamuklar ile sınırlı değildir . Bu prognoz modeli aynı zamanda başka pratik deneyimlerle kanıtlanmıştır
A
1.0 A 95 90 85 80 C
8
7
0.8
6
5 75
0.6
4
70
0.4 3
65
2
0.2 1
0 B
0.0 B a b
300 400 500
Şekil 6 : Tambur devrinin tarak şeridindeki Şekil 7 : ring ve open end ipliklerinde
Çepel miktarı üzerindeki etkisi çepel miktarının prognozunu gösteren
nomogram
A – Tarak şeridinde çepel A – Ham pamuktaki çepel miktarı (%)
B - Tambur devri B – Ring ve open end ipliklerinde
1. Arjantin çepel partikülleri .
2. Praguay a ) az b ) çok
3. Zimbabve Arjantin Zimbabve
Burkina Faso Mali
Paraguay Orta Asya
TABLO : İplikhanelerde temizleme emeği
Tekstil dövme noktası tambur devri ( d / dak )
DÜŞÜK 1 300 – 400
NOMAL 2 350 – 400
YÜKSEK 2 .......3 400 – 450
ÇOK YÜKSEK 3 450 - 600
ÖZET
Ham pamuk üzerinde ‘ USTER MDTA 3’ test cihazında elde edilen çepel ölçüm değerlerinden yola çıkarak bulunan malzeme eğilimi bir pamuğun daha sonraki temizlenme temizleme ve işleme tutumu hakkında ön tahminlerde bulunmayı kolaylaştırmaktadır . Bir pamuğun temizlik eğilimi ile çepel miktarının birlikte değerlendirilmesi halinde iplikteki kirliliğin diğer pamuk türleri ile karşılaştırılması yapılabilmektedir . Temizlenme eğilimi değeri işlenecek pamuğun özelliğini belirleyen önemli bir parametredir . Temizlenme değerinin bilinmesi ile harman hallaç tarakta gerekli önlemler alınabilmektedir .
Pamuk İpliği Üretiminde , Şapka Telefini Artırmanın İplik Kalitesine Etkisinin Araştırılması
Bir işletme için en tehlikeli saplantılardan birisi , mevcut üretimin nitelik ve incelik yönünden yeterli görülmesi veya ulaşılabilecek en iyi , en yüksek noktada olunduğuna inanılması ve benimsenmesidir . Doğaldır ki , bu birçokları için sadece düşünce boyutunda kalmaz , uygulamaya da yansır ve işletme bir rehavet ve atalet içerisinde kalır .
Halbuki , var olandan daha iyisinin ve güzelinin her zaman olabileceğini kabul ederek , bunların arayışına girmek , kalitenin en vazgeçilmez koşuludur . bu nedenle , hangi üretim aşamasında olursa olsun , kalite arttırma – kalite kontrol değildir çalışmalarının , üretimde veya işletme içi rutin kontrollerde ortaya çıkabilecek bazı geçici aksamaların götürdüklerinden her zaman için daha fazla olacaktır
Bu araştırma ‘ sonuçları ’ bölümündeki Tablo 1 de görüleceği gibi Uster İstatistikleri yönünden hiç de fena durumda olmayan bazı iplik değerlerini daha iyiye çekebilmek amacına yönelik olarak tarak makinelerinde gerçekleştirilmiştir .
KONUNUN TANIMI VE ÖNEMİ
İplikçilerin çoğunluğu tarak makinesini işletmenin kalbi olarak kabul ederler . Burada yapılan hatalar bazı kalıcı kalite bozukluklarına sebep olurlar . Buna karşılık , kullanılan materyale uygun ayarlar ( Şekil 1 ) ve iyi durumdaki garnitürlerle yapılan ise sonuçta elde edilecek ipliğin kalitesi üzerinde olumlu etkiler sağlar . dikkat edilmesi gereken bu iki önemli konunun herhangi birisinin ihmal edilmesi , diğerlerinin olumlu getirilerinden az veya çok uzaklaşmaya sebep olurlar . yani gerek kötü garnitürlerle fakat uygun ayarlarla çalışmanın olumsuz etkileri mutlaka olacaktır . Her iki etkenin kötü durumda olmasının olumsuz etkilerinin daha büyük boyutlarda olacağı ise gayet açıktır .
• Bant düzgünsüzlüğü
• Numara varyasyonları
• Neps
• Liflerin paralellik dereceleri
• Bant temizliği
• Stapel kısalması
Tarak bandını dolayısı ile ipliğin kalitesini belirleyen unsurlardır . Bant düzgünsüzlüğü ve numara varyasyonları tamamen , neps ise kısmen , işletmede pratik olarak sürekli kontrol edilmekte , her zaman kontrol edilemeyen neps miktarı liflerin paralellik derecesi , temizlik ve lif kısalmasının etkileri ise ancak iplik eğrildikten sonra fark edilmektedir.
Yukarıda sayılan özelliklerin her biri kalite arttırıcı çalışmalarda ayrı bir araştırma konusu olabileceğinden , neps ve çepel miktarı ile ilgili olarak şapka telefi artırıldığında ne gibi gelişmeler sağlanabileceği bu araştırmanın konusunu oluşturmuştur.
MATERYAL VE METOT
Materyal
Araştırma Ne 20 / 1 karde ipliği üretim hattında yapılmıştır . Bu araştırmada kullanılan pamuk partisinin teknolojik değerleri ;
İncelik = 4.5
Uzunluk ( fibrograf ) % 2.5 SL = 28.18
% 50 SL &