Ar –Ge konusunda sıra dışı çalışmalar yapan ve “fantezi iplik” alanında Bursa’da tek iş kadını olan
Elif Ögel, adını uluslararası piyasalarda başarıyla temsil etmenin ve Bursa’nın gururu olmanın büyük
onurunu yaşıyor.
ELİF ÖGEL KİMDİR?
Temel eğitimlerini Ağrı'da alan ve beden eğitimi öğretmeni olmak için 3 kez üniversite sınavına giren
Elif Ögel, sınavların üçünü de kazanıp farklı farklı alanlarda var olmak yerine okula kayıt yaptırmadı.
Beden eğitimi bölümünü kazanamayınca hayallerinden vazgeçen Elif Ögel, sekreterlik, sigortacılık
derken, tekstil sektörüne adım atıp, 200 metre karelik işletmesini 4 bin metrekareye çıkartarak
yüzlerce kişiye istihdam sağlayan genç ve çok başarılı bir girişimci.
Şirket Profili
2003 yılında kurulan Etol Fantazi İplik, faaliyetini tekstil endüstrisinin fantazi iplik alanında sürdürmektedir. Etol
İplik, iplik üretimi konusundaki uzmanlık ve tecrübesini birleştirdiği ileri üretim kapasitesi sayesinde yıllardır hem
yurt içindeki hem de yurtdışındaki el örgü ve triko firmalarına iplik üretmektedir.
Firma, ana ürün grubu fantazi el örgü ipliği olmakla beraber, triko ve ev tekstil alanları için de iplik üretmektedir.
Ürettiğimiz el örgü ipliklerinin ortak özellikleri yüksek kaliteli olmaları, yenilikçi ve yaratıcı olmalarıdır. Ürünlerimiz
içerisinde naylon, akrilik, polyamid gibi sentetik hammaddelerin yanında pamuk, yün, bambu gibi doğal elyaflarda
kullanılmaktadır.
Etol İplik bünyesinde son model otomatik iplik makineleri bulundururken, günlük üretim kapasitesi 5 bin
kilogramdır. Mevcut makine grupları arasında kroşe ve yumoş türü makineler bulunmaktadır. Üretilen iplik
grupları ise 0.5 ten yy 17 ye kadar uzanmaktadır.
Bugün 40 ülkeye ihracat yapan Etol İplik Fabrikası’nın başında olan Ögel, özel ürünler imal etmenin
yanında, bir anlamda dünya moda sektörüne de yön vermenin keyfini yaşıyor.
İŞ HAYATINA NASIL GİRDİNİZ?
Tekstil ve iş konusunda çekirdekten yetişen bir insanım. Liseden sonra üniversiteye gitmeyince,
ilk olarak bir tekstil firmasında sekreterliğe başladım. Daha sonra, sevkiyat bölümüne geçtim ve
irsaliye kestim. Ardından finansman ve cari işler bölümünde çalıştım. Fabrikanın sahibi kadar çalışınca
hayaller kurdum kendimce. “Bir gün ben de böyle bir fabrikanın sahibi olabilir miyim?” diye…
Hatta sesli düşündüğüm bir an hayalimi paylaştığım bir ağabeyim güldü bana… “Boşuna hayaller
kurma” dedi . Ben vazgeçmedim galiba. Pazar günleri dahi işe gidiyor ve çalışıyordum. Olağanüstü bir
performans sergiliyor, yeni sorumluluklar alıyor başarıyor, kazanıyor ve kazandırıyordum. Tüm ilgim
hammadde ve iplik üzerinde yoğunlaştı.
ÇOK ÇALIŞTIM, ÇOK MÜCADELE ETTİM
İş hayatında neler yapıldığını, nasıl bir çalışma sistemi olduğunu sürekli araştırıp merak ettiklerimi işin
ehli ustalara sordum. Belli bir noktaya gelmek için mücadele ediyordum. Bu sırada çalıştığım firmanın
bankalarla sıkıntıları başladı ve maddi olarak ta problemleri baş gösterdi. Firma kapanma kararı alınca
be defa TÜYAP’ta işe başladım ve proje sorumlusu olarak 10ay çalıştım. Fuara soktuğum bir firma
vardı. Bu firmanın sahibi bana aldığım maaşın iki katı para teklif ederek işe girmemi söyledi. Burada
da genel müdür yardımcısı olarak bir süre çalıştım. Ancak ipi ve örgüyü çok sevdiğim için İhsaniye’de
Örgü Kafe’yi açtım. Kafamda hep Ar-Ge çalışmaları vardı. Birkaç firmayla anlaştım ve özel ürünleri
çıkartmayı hedefledim ancak maalesef olmadı. Maddi gücüm yetmediği için sıkıntı yaşadım. Bende
special ürün çıkartmak için harekete geçtim. Standart ürün yapımından uzak durdum.
RADİKAL KARAR ALDIM VE BAŞARILI OLDUM
Kafede üretimim olmadığı için fason iş yaptırmayı tercih ettim. Ondan sonra bir yer kiraladım ve 3 yıl
orada üretim yaptım. Tek hayalim İngiltere’de 6 ay dil eğitimi alıp dış ticaret şirketinde çalışmaktı.
Bu firmayı kiralayan kişi bana çok güvendi. 200 bin dolar borçlandım ama çok çalışarak borçlarımı
zamanında ödedim. Daha sonra bir halıcıyla anlaştım. Bu halıcı bana 30 ton daha mal yapmam
konusunda teklif verdi. Firmaya biraz daha para kazandırıp öyle ayrılayım diye düşündüm. Çok iddialı
ve inatçı olduğum için kafama bir şey taktığımda kesinlikle çözüm üretip gereğini yaparım, benim
öyle bir yapım var. Hatta bir keresinde İtalyan bir iş adamını bulmam gerekti. 6 ay boyunca bu adamı
aradım ve sonunda telefonuna ulaştım. Ardından hemen İtalya’ya gittim ve ilk ihracatı ona yaptım.
Sonrasında ihracat güzel gelmeye başladı. Bunun yanında ihracat yapan bir firma vardı, borçlarını
ödeyemiyordu. Bana ihracatlarını kaydırmasını teklif ettim ve kabul etti. Üretimi ben yaptım ve sonra
oradan ayrıldım. Bu işletmenin makinelerini de ben satın oldum.
ETOL FİRMASI NASIL OLUŞTU?
Etol bayanların loğusa döneminde omuza atılan şalın isminden almıştır ismini. Zaten ilk kurulduğunda
bir yün dükkânıydı. Büyüme odaklı stratejilerimiz ve doğru yatırımlarla 2007 yılında fabrikayı kurduk.
Bugün hava kuvvetlerinden tutun askeriyeye kadar borunun içinde bile tekstil var. Biz özel bir
seri için bu fabrikayı kurduk. Sürekli çok özel iplikler üretiyoruz. Adeta dünya modasına yön veren
firmalara ürün gönderiyoruz. Fabrikamızda nitelikli ve işi çok iyi bilen çalışma arkadaşlarımız var.
Bizim en önemli özelliğimiz taklidi mümkün olmayan ürünleri ihraç ediyor, Versace gibi bir çok ünlü
firmanın çözüm ortağı olarak dünya piyasalarında yer alıyoruz. Etol İplik Fabrikası böylesine önemli bir
misyonu üstlenmiş olmanın gururunu yaşıyor.
ERKEKLERİN HAKİM OLDUĞU İŞ DÜNYASINDA ZORLUK VAR MI?
Ben tam profesyonel bakış açısıyla işini yapan bir kadınım. Erkeklerin olduğu toplumda hiç rahatsız
olmadım ve erkeklerde hiç rahatsız olmadılar. Ben bugün tornacıya da gidiyorum, üst düzey
insanlarla da çalışıyorum. Aslında bir bayan sıfatıyla değil, işini yapan kişi olarak iş hayatında var
olmayı sürdürüyorum. Ancak şunu söyleyebilirim, iş hayatında maalesef bir erkek hegomanyası var.
Erkeklerin erkeksi sohbet yâda hırsları var, bu çok dikkatimi çekti. Ancak beni yurt dışı ile iş yapmak
çok keyiflendiriyor. Orada sadece işinize ve ürününüze bakıyorlar, çok profesyonel çalışıyorlar.
Türkiye’de pazarlama zorluğu var, özel bir ürün yapıyorsunuz ve pazarlayamıyorsunuz. Ancak yurt
dışında böyle bir sıkıntı yok. Ürünün kalitesine ve özelliğine bakıyorlar, kalitesi onaylayıp sipariş
veriyorlar ve size ihracatı gerçekleştirmek kalıyor.
SİZE GÖRE İŞ HAYATIN ZORLUKLAR NELER?
Her şeyin bir matematiği var. Bir şeyi doğru yapmak için çokta sıkıntı çekmiyorsunuz açıkçası. Ben
burada atomu parçalamıyorum. Sistemini oturtup matematiği sağlam yaptığında sorun yaşamıyorsun.
İpliğin kalitesini ve ürünü bilmeniz çok önemli. Benim bununla ilgili yeteneğim var, onun için işimde
çok zorlandığımı söyleyemem. İyi ve kaliteli üretim yaptığınızda sonuca kolayca ulaşıyorsunuz. İş
disiplini çok önemli ki ben buna herkesten fazla önem veren bir insanım.
ETOL İPLİKTE GÜNÜNÜZ NASIL GEÇİYOR?
Ben burada çalışan ekibin bir parçasıyım ve önemli görevlerim var. Kendimi hiçbir zaman patron
olarak görmedim. Burası başkasının yeriymiş gibi çalışıyorum. Sorumluluklarım ve görevlerimi titizlikle
yerine getiriyorum. İşletmemizde 35 kişi var, dışarıda da 150 kişi çalışıyor. Kadınlara iş veriyorum,
özürlü çocuklara iş veriyorum. Sosyal projelerin içerisinde her zaman yer alıyorum. Onları burada
eğitiyorum, ev kadınlarına iş imkânı sağlıyorum. Bireysel olarak LÖSEV’e ürün veriyorum. Tasarımlar
yapıyorum ve insanlar bu tasarımları üretip satıyor. Ben işin tamamen Ar-Ge kısmındayım.
TÜRKİYE ‘DE AR-GE DURUMU NASIL?
Türkiye’de bence tam anlamıyla Ar- Ge yok. Belli sektörlerde var belki ama bizim sektörümüzde
maalesef yok. ABD’de İtalya’ da ve moda konusunda kendini kanıtlamış ülkelerde ciddi Ar-Ge
araştırmaları yapılıyor. Ancak şunu açıkça söyleyebilirim; Çin dahi bizim rakibimiz değil. Biz çok renkli
işler yapıyoruz. Dokuma alanında iyi firmalar var ama fantezi iplik konusunda ciddi ve titiz çalışan
işletme sayısı çok az. Büyümüş kendini geliştirmiş bir işletme kolay kolay yıkılmaz. Biz Japonya, Şili,
Danimarka, Norveç, Hollanda İspanya, İtalya, Amerika, İngiltere ve Yunanistan başta olmak üzere
toplam 40 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bir anlamda dünya modasına yön veren firmalara tasarladığımız
ipleri gönderiyoruz. Dünya modasına önemli katkı sağlıyoruz. Bunun hazzı da bize yetiyor.
NE KADAR AR-GE YATIRIMI YAPIYORSUNUZ?
Ar-Ge bizim işimizde hayal gücüyle alakalı bir şey. Bireysel yetenekle ortaya çıkan Ar-Ge mevcut
firmamızda. Bir ağacın dalına bakıyor ve neler yapacağımıza bu şekilde dahi yön verebiliyoruz.
Bulutlar bile bize ilham veriyor ve bunu ipliğe uyguluyoruz. Bu arada tasarım ekibimizde çok yetenekli
ve işi bilen arkadaşlarımız var. Yılda 2 defa Amerika ve İtalya, 1 defa da Almanya’da yapılan fuarlara
katılıyoruz. Çok kaliteli ürün üreterek dünya moda pazarında önemli bir rol almış bulunmaktayız.
YOĞUN TEMPO SİZİ YORMUYOR MU?
Ben çalıştığım ve yeni ürünleri ortaya çıkarttığım zaman dinleniyorum. Ar- Ge ile uğraşmak beni
dinlendiriyor. Ürettiğim ve düşündüğüm zaman kendimi buluyorum. Ben üretince rahatlıyorum ve
pozitif enerjiyi daha fazla yakalıyorum. Yurt dışında da insanlar hobi için ve dinlenmek için örgü
yapıyorlar. Orada, bunu yapmak adeta yaşam biçimi. Üreten insan rahatlıyor ve stresten uzaklaşıyor.
Benim bundan sonra en önemli hedefim, çok daha fazla sosyal projede yer almak ve insanların
yeteneklerini ortaya çıkartmasına destek olmak.
Haber Kaynağı: Yerel Gündem