Whatsapp Tekstil Kursları Destek Hattı

Beyaz Altın'ın dönüşü.

Ülkemizdeki 17 Tarım Satış Kooperatifler Birliği'nden biri olan Antbirlik 1952 yılında kurulmuş.

Aradan geçen 59 yılda neler yaşamadı ki? Dile kolay bir zamanlar Antalya'da pamuk ekimi yapan 40 bin üyesi vardı. Siyasilerin uğrak merkeziydi Antbirlik... Birliği yönetenler hangi siyasi partiyi desteklerse, kırsalda seçimi kazanırdı o parti. O yüzdendir ki, siyasi partiler için seçilecek yönetim kurulu üyelerinin ve Antbirlik Genel Müdürlüğü'ne atanacak kişinin de çok önemi vardı. İktidarlar, genel müdür olacak kişiyi özel olarak seçerlerdi.

Şimdilerde Atilla Diniz'in çok başarılı genel Müdürlüğünde Antbirlik adeta şahlandı. Çok başarılı bir sezon geçiriliyor. Eski günlere dönüşün sinyalleri veriliyor. Birliğe üye olup da son 10 yıldır ilgisini kesen 40 bin üretici yavaş yavaş geriye dönüyor.

Aslında pamuk denilince, yaşanan sıkıntılar sadece Antalya bölgesinde değil. Tüm ülkeyi ilgilendiren ve bugün tüm dengelerimizi bozan cari açığın sebeplerinden biri olan pamuk ekimi ve üretimin son yıllardaki serüvenini de biraz dile getirmek lazım.

FAO kaynaklarına göre 2000'li yılların başında Türkiye'de 750 bin Hektar alanda pamuk tarımı yapılıyor, 850 bin ton lif pamuk (2,1 milyon ton kütlü pamuk) üretimi gerçekleştiriliyordu. 2006 yılına kadar da aynı tempo sürdü. O dönemde üretim 70 milyonun ihtiyacını karşıladığı gibi pamuk ve tekstil ürünleri ihraç ediyorduk. Yine FAO rakamlarına göre o dönemde tekstil ürünleri ihracatı toplam ihracatın yüzde 35-40'ını oluşturuyordu. Bu rakamlar ilerleyen yıllarda giderek azalarak 2009'a geldiğimizde 380 bin tona kadar düştü.

     
 

2006

2007

2008

2009

2010

Türkiye

849

675

457

380

488

     

Şüphesiz bu düşüş pamuk ihraç eden Türkiye'yi, pamuk ithal eden, (hatta ithalatta da ikinci büyük) ülke konumuna getirdi. Bu tabloda da görüldüğü gibi kendi ihtiyacımız olan pamuğu karşılayamadığımız için ithalata yöneldik.

Tablo  - Türkiye Üretim ve Tüketimi (1000 Ton/lif)

     

Yıl

Üretim

Tüketim

Fark

Üretimin Tüketimi Karşılama Oranı (%)

2006/07

849

1,589

-740

53

2007/08

675

1,350

-675

50

2008/09

457

1,110

-653

41

2008/09

457

1,110

-653

41

2009/10

380

1,219

-839

31

Ort.(*)

590

1,317

-727

44

2010/11(**)

488

1,197 (1.300***)

-709

40

     

Bu üretim miktarı ülkemizin pamuk ithalat ve ihracatını işte bu hale getirdi:

Tablo  - Türkiye Pamuk Dış Ticareti

     
   

2005/06

2006/07

2007/08

2008/09

2009/10*

İTHALAT

BİN TON

762.0

877.3

711.4

635.6

778.9

MİLYON$

960.5

1,137.9

1,099.8

872.9

1,234.3

İHRACAT

BİN TON

47.0

66.0

80.6

29.7

23.2

MİLYON$

66.4

92.0

141.9

53.9

42.2

     

Kaynak: TÜİK - DTM (*) 2009 Ağustos - 2010 Mayıs  tarihleri arası 9 aylık verilerdir.

Aynı dönemde Antalya Bölgesi'ne (Antalya, Finike, Kalkan, Serik, Manavgat ve Alanya Ovaları) baktığımızda 1989'da lif pamuk üretimi 2000'li yılların başında 46 bin ton civarında seyrederken 2009'da bu rakam 9 bin tona kadar düştü.

Şüphesiz üretici açısında pamuk ekiminden vazgeçmenin çeşitli nedenleri vardı. İlki üretici genelde Doğu ve Güneydoğu'dan gelen maliyeti de oldukça yüksek olan pamuk toplama işçilerinin GAP'ın devreye girmesi ve bu bölgede de pamuk ekiminin başlaması nedeniyle işçi bulamadı. Pamuk ekiminde girdi maliyetlerinin giderek artmasına karşı pamuk fiyatlarının yerinde sayması da Antalya bölgesindeki pamuk üreticilerini örtü altı seracılık, kesme çiçek, mısır, soya ve meyve bahçeciliğine yönlendirdi.  

Pamuğun önemi

Endüstri bitkileri içinde lif ve yağ bitkilerinin her ikisine de giren pamuk, birçok sanayinin temel hammaddesini karşılayan önemli bir bitki.

Pamuk, ülke ekonomisine sağladığı istihdam ve yarattığı katma değer nedeniyle önemli ve stratejik bir ürün. İşlenmesi açısından çırçır sanayiinin, lifi ile tekstil sanayiinin, çekirdeği ile yağ ve yem sanayiinin, linteri ile de kağıt sanayiinin hammaddesi durumunda.

 

Pamuk fiyatı 3 misline çıktı

ABD ve Çin'in dünya pamuk piyasasını tamamen ele geçirmesinin ardından bu iki büyük dev dışında kalan 60'a yakın pamuk üreten ülkeyi yeni tedbirler almaya zorladı. Bu arada 2000'li yılların başında uluslararası piyasada TL karşılığı 380 kuruş olan pamuk fiyatı Haziran 2010'da 3 lira 70 kuruşa yükselince tüm Türkiye'de üretici pamuk ekimine yöneldi. Ekim alanlarının artacağı kesin, ancak devletin bu konuda bir politika üretmesi ve sorunlara çözüm getirmesi gerekiyor.

 

Pamukta yaşanan sorunlar

 

Türkiye'de pamuk üretimi ihtiyacın oldukça altında gerçekleşmekte ve dolayısıyla tüketimi karşılayamamaktadır. 2006/07 döneminde üretim ile tüketim farkı (-)740.000 ton iken, 2009/10 döneminde tüketimin de ciddi miktarda düşüşüne rağmen aradaki fark (-)840.000 tona yükselmiştir. Bu durum pamuk ithalatında dünyada ikinci sıraya kadar yükselmemize neden olmuştur ve her yıl (yılara göre değişmekle birlikte) 1 milyar dolar civarında dövizin tüketimi karşılamak üzere ülke içinden çıkmasına neden olmaktadır. Lif pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu dokuma ithalatı birlikte değerlendirildiğinde bu bedel son yıllarda 2 milyar doların üstünde gerçekleşmektedir.

Pamukta girdiler hala yüksektir ve üreticiye avans, gübre, akaryakıt ve benzeri yardımlar yapılmamaktadır. Pamuk hala, elle, insan gücü ile toplandığı için makineli tarım yapan ülkelerle rekabet edememektedir.

 

Basit çözüm önerileri

2010 yılı araştırma sonuçlarının raporuna göre; Ülkemizde pamuk üretim ve tüketiminin ekonomideki stratejik yeri ve önemi tekrar değerlendirilerek, acilen sektördeki duruma devletin müdahalesi gerekmektedir. Öncelikle Tekstil sanayisinin tüketim ihtiyacını karşılayacak üretim miktarı hedef olarak seçilerek özellikle yüksek seviyede verim getiren araziler olmak üzere, pamuk üretimine elverişli arazilerde pamuk üretimi artırılmalıdır. Bu sebeple, pamuk üretimi, sadece tarımsal üretim olarak değil; ülkemizde en büyük ihracatı gerçekleştiren ve en büyük istihdam yükünü çeken sektör olarak tekstil sektörüne hammadde temini bağlamında; "ülkemiz için stratejik bir ürün/üretim" olarak benimsenmelidir.

Pamuk toplama işçiliğindeki yüksek fiyat ve işçi bulmada yaşanan sıkıntıların devam etmesi nedeniyle makineli hasada geçiş zorunlu hale gelmiştir. Bu konuda üreticinin ve üretici birliklerinin düşük faizli kredilere ve teşviklere ihtiyacı vardır. Gerekirse birliklere yapılacak yardımlarla bu makineler üreticiye bedelsiz ya da uzun vadeli olarak yansıtılmalıdır.

Dünya piyasalarında pamuk fiyat artışının sürmesi halinde, "Beyaz Altın" pamuk; Ege, Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun yeniden birinci ürünü olacaktır.

Erdoğan Kahya / Dünya Gazetesi Yazarı