Pijamaları yatak odasına hapsetmeyin; çünkü hala oldukça 'hip'!
Pijamaları yatak odasına hapsetmeyin! Coco Chanel'in açtığı yoldan ilerleyin, Marc Jacobs'ın güncel yorumlarından esinlenin ve pijamalara şans verin.
Sabah mahmurluğuyla dolu gözlerinizi açıyorsunuz. Yine ne giyeceğinizi bilemiyorsunuz. Sevgilinizin, yatağın kenarına gelişigüzel fırlattığı ipek pijama gömleğine uzanıp üzerinize geçiriveriyorsunuz. "Güne böyle devam etmek nasıl fikir?" diye kendinize soruyorsunuz. Şık bir palazzo pantolon ve yüksek topuklularınızı da giydiniz mi, hazırsınız. Fazla Hollywood soslu bir film sekansı mı? Bize göre değil. Çünkü bu sezon Marc Jacobs'ın izinden gitmeye kararlıyız.
Coco Chanel, 1920'lerde pijamaları yatak odasından dışarı çıkarıp ev, plaj ve parti kıyafeti olarak popüler hale getirdiğinde, canlandırdığımız hayali anda olduğu kadar doğal hareket etmiş olmalı. Erkek arkadaşının ipek pijamalarını giymeye başlaması, üzerinde fazla kafa yormadan, rahatlığı ön planda tutarak yapılmış bir hamle olsa gerek. Bir stili cazip kılan da, bu kendiliğindenliği değil mi sizce?
1920'lerle birlikte pijamalar gün ışığına çıktı. Modanın gerçek öncülerinden Coco Chanel, pijama tasarlamaya başladı. Ardından ışıltılı Hollywood dünyasının yıldızları pijamayla fotoğraflandı. Fransız Rivierası'nda giyilen plaj pijamaları, bu giysiye yeni bir kimlik kazandırdı.
PİJAMALARA ÖZGÜRLÜK!
1920'lere kadar pijamalar erkeklerin hegemonyasındaydı. Rivayete göre İngiltere Başbakanı Winston Churchill, evinde yaptığı toplantılarda ipek pijamaları verobdöşambrıyla konuklarını ağırlardı. Erkek ve kadın giyimi arasındaki sınırların henüz belirsizleşmediği bu yıllarda kadınların gecelik giymeleri uygundu. Derken başının dikine giden, istediği gibi giyinen, özgür ruhlu Coco Chanel kadınlar için pijama tasarlamaya başladı. Marlene Dietrich ve Greta Garbo gibi Hollywood afetleri onun tasarımlarıyla poz verince pijama özgürlüğüne kavuştu. 20'lerin ortalarına doğru pijamalar, plaja doğru yol aldı. Fransız Riviera'sına tatile giden kadınlar, plaj pijamaları giydiler. Kadınların kamusal alanlarda pantolon giymelerine bile iyi gözle bakılmazken bunu başarabilmeleri mucizeydi.
SEZONUN PİJAMALARI
Marc Jacobs'ın Louis Vuitton defileleri için muhteşem atmosferler yaratmasını artık kanıksadık. Tam "daha iyisi olamaz" derken; bir bakıyoruz ki harikulade bir hikaye ve onu saran kusursuz bir sunum. 2013 sonbahar-kış defilesi için podyum, bir otel gibi tasarlandı. Modeller, otel odalarının kapısında belirdiklerinde üzerlerinde saten pijamalar, dantelli gecelikler, erkek bornozunu andıran kabanlar vardı. Ve böyle buyurdu Jacobs: "Gerçek lüks, dışarı çıkıp gösteriş yapmaktansa evde oturmaya hazırlanıyor."
Defilenin sonunda izleyicileri selamlarken o da pijamalıydı. Kendi adını taşıyan markasında da pijama takımlarla karşılaştık. Üstelik Jacobs yalnız değildi. Marco Zanini, Rochas için tasarladığı romantik çiçek desenleriyle bezeli pijama takımıyla bizi kalbimizden vurdu. Gördüğünüz gibi 2013 sonbahar-kış koleksiyonları sizi güzellik uykunuzdan uyandırmaya kararlı. Baştan ayağa pijamalı bir görünüme bürünmekten çekiniyorsanız palazzo pantolonlar veya maskülen kesimli ipek gömleklerle işe başlayın. "Uyanmak hiç bu kadar güzel olmamıştı" diyeceğinize eminiz.
ŞIK VE DEKADAN
David Beckham geçtiğimiz yıl, buzlar kraliçesi eşi Victoria Beckham'a noel hediyesi olarak Olivia von Halle ipek pijama aldığını açıkladı. Markanın Londra'da yaşayan tasarımcısı Halle'le tasarladığı pijamalar hakkında konuştuk.
ELLE: Geleneksel ve klasik pijamaları şık birer kıyafet gibi tasarlama fikri nasıl ortaya çıktı?
OLIVIA VON HALLE: Çin'in Şangay şehrinde trend analisti olarak çalışırken inanılmaz bir terzim vardı. Her kadının hayallerini süsleyebilecek bir terzi olmasının sebebi, dergi sayfalarından kopardığınız Lanvin elbiseyi bile dikebilmesiydi. Bir gün arkadaşlarımla partileyip eve döndükten sonra giyeceğim güzel bir çift desenli ipek pijamaya sahip olma konusunda hayaller kurmaya başladım. Terzim benim için bir çift dikti ve anında ona bağımlı hale geldim. Hatta sürekli bu pijamayı giymeye başladım. arkadaşlarım kendileri için de tasarlamam için yalvardılar. Çok kısa süre içerisinde terzimin idare edebileceğinden daha uzun bir sipariş listem olunca Olivia von Halle markasını kurmaya karar verdim.
ELLE: Markanızın felsefesini nasıl tanımlıyorsunuz?
O.V.H.: geleneksel pijamalara farklı bir yaklaşım getirmemizle ve çok temkinli bir piyasaya modern ve asi yön vermemizle tanınıyoruz. olivia von Halle'in özüyse gerçekten gurur duyduğumuz güzel parçalar üretmemiz. kalite bizim için çok önemli. el yapımı ipek biyelerden Fransız dikişlere ve sedef düğmelere kadar her şey kalıcı lüksü vurguluyor.
ELLE: Daha önce trend analisti olarak çalışmanın markanızı kurma konusunda yararı oldu mu?
O.V.H.: kesinlikle. Pijamaların büyük bir trend olacağını çok önceden biliyordum. Fakat trend analistliği, aynı zamanda bir engel de olabiliyor. eskiden altı sezon sonrası için çalışırdım. Şimdiyse altı sezon sonra patlama yaratacağını düşündüğüm renkleri bir sonraki sezona dahil etmemeye çalışıyorum! ayrıca daima bir sonraki heyecan verici fikre geçmek yerine, bir işin sonunu getirmeye odaklanmam gerekiyor ki bu bazen zor olabiliyor.
ELLE: Sizce tasarımlarınız sokakta giyilmeye elverişli mi?
O.V.H.: Tabii ki! Bazı moda editörleri sürekli onları giyiyor. 20'li yıllarda Coco Chanel ve çağdaşları için olduğu gibi şimdi de pijamaların çok modern olduğunu düşünüyorum. ipek pijamaların muhteşem bir dekadan havası var!
Seda Yılmaz elle.com
