Çorapçıların "dili" ipuçları veriyor..
Ülkemizde çorap üretimi, hiç birimizin görmezden gelemeyeceği kadar önemli ölçeklere ulaşıyor.
Dünya 24 milyar kit çorap üretiyor; bunun 2 milyar kitini, yaklaşık yüzde 7-8'ini bu ülkenin insanı gerçekleştiriyor.
Rakamlara indirgenmiş anlatıma fazla saplanan bireylerin de, toplumların da sağduyuyu görüntüye kurban ettiğini söyleyen çok. O nedenle, ben size çorapla ilgili bir dizi rakam sunmak istemiyorum. Daha çok "niteliksel" gelişmeleri aktarmak istiyorum.
Çorapçıların örgütünün başında Hüseyin Öztürk var. Ahmet Bilal Kıymaz, Bülent İyikülah, Emine İşman, Davut Babayiğit, İhsan Türkan Süleyman Nafta ve Ayhan Gökdere gazetemizi birlikte ziyaret ettiler.
Algıladıklarımı size aktarırsam, niteliksel gelişmeleri hep birlikte "anlamaya" çabalayabiliriz.
Birincisi, Tayvan'a yapılan ziyaret. Ama, bir turistik gezi değil bu. Sektörün otopsisini yapmaya yönelik bir gezi. Çünkü bizim çorapçılar, orada medyanın ilgisi, kamu yetkililerinin bilgi verme gayretinden etkilenmiş. Örneğin, Tayvan'ın dış ticaretini geliştirmek için ayırdığı kolektif kaynağın büyüklüğü karşısında, bizim ülkemizdeki durumu karşılaştıran çorapçılar sözcüğün tam anlamı ile "şaşkınlık" göstermiş.
Ortak satın almalar
İkincisi, "Türk çorapçısının yılların birikimi olan deneyimleri, oluşturdukları kapasiteler nedeniyle pazarı birden bire terk etmemeli" düşüncesi pekişmiş. Dönüşte, hep birlikte, "...mutlaka yatırım yapılmalı" noktasında birleşilmiş. Dışarıdan bakmanın bir başka yararı da, "...kendi gücümüzü kavramak" olmuş. Ülke çorapçılığının nerede olduğuna ilişkin varsayımlar sorgulanmış, yeni bir zihni model kurulmuş.
Üçüncüsü, böyle bir geziden sonra varılan karar: "Ortak satın almadan" başlayarak, "ortak satışa" giderek olan bir uzun soluklu yürüyüş başlatılmış. Bu nedenle, çok önemli bir "bilincin" hayata taşınmasına karar verilmiş. "Makine satın alma sözleşmesi" hazırlanması için harekete geçilmiş. Bu sözleşme, yanlış ve gereksiz makine alınmasını önleyecek, montaj aşamasında ortaya çıkan sorunları minimize edecek, işletmeye alınma aşamasında karşılaşılan daha önceki sorunları tekrar yaşamamayı sağlayacak, bakım-onarım koşullarını disiplin altına alacak.
Dördüncüsü, girdi maliyetlerinde "fiyat istikrarı" olmaması nedeniyle işletmecilerin yaşadığı sorunlar üzerine gitme. "Ortak satın almalar" bir ilk adım olacak. Geçmiş dönemlerde sadece makine ve aksamları alımında yüzde 20 gereksiz fiyat ödeme önlendiği gibi, girdilerde toplu satın almalarla maliyet düşürme imkanları zorlanacak.
Beşincisi, krizin öğrettikleri: Zaruret maharet doğurmuş, kriz öncesi analiz edilmeyen birçok konu analiz edilmiş. Bundan böyle "fizibilite yapma" sektörün en önemli işi olacak. Fizibilite çalışmaları bireysel çabanın ötesinde, sektör örgütlenmesinin de temel konusu olacak. Sektörün orta vadede alacağı 600 milyon doları aşkın makineden, diğer girdilere topluca bir uyanış örgütlü biçimde ortaya konacak.
İtalya tekeli
Altıncısı, İtalya'daki firmaların çorap makinelerindeki tekiline karşı Kore ve Tayvan gibi ülkeler devreye sokularak bir "denge" sağlanmasına çaba gösterilecek. Ülkemizdeki mucit niteliğindeki ustalar ile üniversitenin işbirliği için örgütlü çalışmalar hızlandırılacak.
Yedincisi, düzenli ve kararlı biçimde yapılan "sektör toplantılarının" etkilerini somut sonuçlara taşıma olacak: Kendi aralarında tartışmaların yarattığı "komşuluk etkisi" en üst düzeye çıkarılacak. Giderlerin kararlılığını sağlayacak ortak önlemler alınacak. Döviz kuru dengesi için güçlü bir baskı grubu oluşturulacak. Hammadde fiyatlarında kararlılık için ortak alımların gücü kullanılacak ve istihdam üzerinde vergi ve sigorta yüklerinin, sektörün özelliğini dikkate alan bir yapıda olması için çabalar artırılacak.
Çorapçıların yeni "iş dilini" yedi başlık altında özetlemeye çalıştım. Ama en önemlisi, sektör içinde katılımcı, açık, ortak aklı öne çıkaran sabırlı girişimlerin sürdürülmesi... Görgüye dayalı işletmecilikten, akla ve analize dayalı işletmeciliğe geçişte çorap üreticileri önemli adımlar atıyor; anlamalı mesajlar veriyor. Hep birlikte kulak verip, arkalarında durursak, omuz verir ileriye itersek, hepimiz çok şey kazanmış oluruz...
istekobi.com