İnternetten istediğiniz kıyafetleri satın alıyorsunuz, ödemeyi yapıyorsunuz, bir de fotoğrafınızı yüklüyorsunuz. Mailinize yeni cicilerinizi giymiş fotoğraflarınız geliyor. Artık bunları sosyal medyada paylaşabilirsiniz. Herkes sizi yeni kombininizle çok şık bulacak. Ama aslında onlar gardırobunuzda hiç olmayacak. İşte moda dünyasının yeni trendi: Dijital gardırop...
Öyle bir an gelecek ki dijital dünya ve reel dünya arasındaki bariyerler esneyecek ve iki dünya bir araya gelecek...
Bu cümleler size çok mu iddialı geldi? Görünen o ki en azından moda dünyası için durum tam olarak bu.
2018 yılında Louis Vuitton ilkbahar-yaz sezonuna ait yeni çanta koleksiyonunu tanıtmak için bir ilk imza atıp sanal bir karakteri reklam yüzü olarak kullanmıştı. Moda dergilerinde de Final Fantasy isimli oyunun ana karakterleri arasında yer alan Lightning'i Louis Vuitton reklamlarında görenler de küçük çapta bir şok yaşamıştı. Ancak görünen o ki sanal dünya ile moda dünyası her geçen gün ilişkilerini daha da yakınlaştıracak...
Sadece bir yıl önce sanal bir tanıtım yüzünün moda dünyasında yer almasını ve onun ardından gelen sanal sosyal medya fenomenlerini tartışırken moda dünyası çıtayı bir adım daha yükseltti. Modanın yeni gündem maddesi bizlerin aynı sanal karakterler gibi sanal gardıroblara sahip olmamız... Yani son dönemde modada dijital giyim rüzgarı esiyor...
BU KIYAFETLER SADECE DİJİTAL DÜNYADA
"Dijital giyim de ne demek?" dediğinizi duyar gibiyim... Instagram'daki sanal hayatlar ve bitmeyen tüketim girdabına sonunda moda dünyası farklı bir açıdan yaklaşmaya karar verdi aslına bakarsanız. Peki "Yeni trendimiz tam olarak nedir?" diyorsanız cevabı basit: Parayla satın alacağınız, fotoğrafınıza fotoşopla uygulanacak ve sosyal medya hesabınızda bir kez paylaşacağınız dijital kıyafetler...
"Sadece dijital ortamda olacak bir kıyafete neden para verelim ki?" diye soranlar olacaktır. Ben de onlara "Sonunda çöpe gidecek ve en fazla bir kez giyeceğiniz kıyafetlere neden para veriyorsanız ondan. Sosyal medyada hep üzerinizde yeni bir kombin olsun diye" diyerek cevap vereceğim...
Biz konuyu mantık çerçevesine oturtmaya çalışaduralım Norveçli Carlings markası çoktan 3D tasarımcılarla 19 parçalık özel bir kapsül koleksiyonu satışa sundu bile. 10-30 euro aralığındaki değişen koleksiyon sadece dijital dünya için hazırlandı. Ve asla dokunamayacağınız bu kıyafetlere tahmininizden çok daha fazla ilgi var...
"Peki sistem nasıl işliyor?" diye soruyorsanız... Yanıt oldukça basit aslında... Ünlü giyim firmasının internet sitesine giriyorsunuz. Ardından özel koleksiyonun bölümüne girip beğendiğiniz kıyafetleri seçiyorsunuz. Ve tabii ki sonrasında alışveriş sepetinizdekileri ödüyorsunuz... Buraya kadar her şey alıştığımız gibi... Ancak sonrasında iş bir anda değişiyor.
Seçtiğiniz kıyafetler poşetlerle sizin evinize gelmiyor. Bunun yerine siz sisteme uygun bulduğunuz bir fotoğrafınızı kaydediyorsunuz. Ve sistem o fotoğrafa sizin seçtiğiniz giysileri fotoşopla uyguluyor. Bir de hızlı tüketimin çevreye verdiği zarara inat bu şekilde aldığınız dijital kıyafetlerden elde edilen paranın tamamı WaterAid isimli çevre koruma örgütüne bağışlanıyor.
YENİ NESİL BAYILIYOR
Tabii ki bu projelere yenileri ekleniyor. Mesela Nike'ın Fortnite oyunu için dijital Air Force 1'lar üretip satışa sunması gibi. Ya da sosyal medya fenomeni Johanna Jaskowska tarafından tanıtılan ilk dijital haute-couture elbise gibi... Dapper Labs ve The Fabricant işbirliği ile hazırlanan bu elbisenin 9 bin 500 dolara satışa çıkarıldığının altını çizelim. Ve çoktan moda meraklıları türünün ilk örneği olan ve fotoğraflarına özel bir programla uygulayabilecekleri bu kıyafeti satın almaya başladılar.
Özellikle 1997'den sonra doğan ve dijital gerçeklikle reel dünya arasındaki çizgiyi tam da kabul edemeyen Z Jenerasyonu dijital kıyafetlere bayılmış durumda.
sabah.com.tr
