Whatsapp Tekstil Kursları Destek Hattı

Düşünelim Yeter

Buluş, YENİ BİR DÜŞÜNCE, yeni bir yöntem yahut yeni bir aygıt demektir. Bu yeni düşünce ve yöntemlerle birçok problemin çözümü ortaya çıkabilir ya da eski problem çözücüler geliştirilebilir. Yani BULUŞ yapmak düşünce ile başlar.
 
Read More
 
Tabi bir de problem gereklidir. Bu problem zor, elverişsiz ve olağandışı durumlar, tekrarlayan bozulmalar olabilir. Örneğin, Eğer bir makine sık sık bozuluyorsa bazı şeylerin düzeltilmesi gerekiyor demektir ve bu probleme çözüm aramakla buluş yapılabileceği kanaatini taşımaktayım. Buluş yapmak için gereksinim duyulan düşüncenin hiçbir zaman gökten elma gibi düşeceği düşünülmemeli, O elmaların düşebilmesi için ağacı sallamamız gerektiği unutmamalıdır. Veya başka birinin düşüncesini kullanarak buluşçu olabileceğimize inanmak, asla buluş yapamayacağımıza işarettir.
Daha önce Adres Patent Genel Müdür Sn. Ali Çavuşoğlu’nun yazdığı makalede Amerikalılardan 158 Yıl,  Güney Kore’den ise 80 Yıl geride olduğumuzu, hatta ve hatta Amerikalıların 2010 hedeflerinin 12.000.000 adet patent olduğunu gibi bazı bilgilere sahip olmuştuk. Bu bilgiler doğrultusunda biraz araştırma yaptığım zaman, Patent başvuruları bakımından Ülkemizin son yıllarda üzerindeki ölü toprağı attığını düşünerek, önceki yıllara göre patent sayılarının artmasını evvelde yaşanan küresel çaptaki krize bağlayarak içimdeki karamsarlığımı atmak istiyorum. Özellikle Makine, Gıda, Kimya ve Kozmetik bakımından artış gösteren patent başvurularının gün geçtikçe artması bekleniyor. 1996’da toplan 1091 patent ve faydalı model başvurusu gerçekleşirken 2008 Yılında 10.000 üzerine çıktığı görülmekte. Tabii ki bu sayılar Türkiye kadar gelişmiş, zehir gibi gençlere sahip olan, Biruni’lerin, Avrupa’ya matematiği öğreten Ebu Kamil Şü’ca ‘ların, Farabi’lerin, Piri Reis’lerin torunlarına yakıştırılamaz. Fakat, Patent Kavramını yeni yeni özümseyen ülkemiz için yine de bu kadar karamsar olunmamalı. Peki Nasıl patent sayılarımızı arttıracağız? Ne yapmalıyız?
 
Yazımın en başlarında belirttiğim gibi yeni bir düşünce için DÜŞÜNMEK yeterli. Hepimiz düşünebildiğimize göre hepimiz birer buluşçu olabiliriz. Bir problem düşünün, bu problemin çözümü size bağlı. Yaşamınızı kolaylaştıracak bu problemin çözümü sizde olabilir. Bu problemi çözebilmek için çevremize bakmak, beyin fırtınası yapmak bizi problemin çözümüne götürebilir. Buluş yapabilmek için geçmişteki bilim insanlarının hayat hikayelerini okuyabilir, bu hikayelerde okuyacağımız EINSTEIN’in okuldaki başarısızlığının bilim insanı olmasını engellemediğini görerek cesaret kazanabiliriz. Buluş yapmak için ufak bir çocuğun beynine sahip olmak bile yeterli olabilir, Yeter ki düşünelim. Bu tezi doğrulamak gereksinimimi bir emsal ile gerçekleştirmek isterim şöyle ki; Edward Land fotoğrafla ilgilenen bir buluşçudur. Doğa resimleri, hayvan resimleri, bitkilerin yakın çekimleri alanlarında çalışan Edward Land, bir gün küçük kızı ile bir doğa yürüyüşüne çıkmış ve fazla sayıda fotoğraf çekmiştir. Bunun üzerine babasına, çekilen fotoğrafların neden hemen görülemediğini soran kızının sorusuna karşılık olarak POLAROID fotoğraf makinesini bulmuştur. Bu emsalden de görüleceği üzere basit sorular yaşamı kolaylaştıran çözümlere dönüşebilir. Önemli olan doğru soruyu bulabilmektir. O nedir? , O neden vardır?, Nasıl ve neden çalışır? Ne zaman, nerede ve nasıl kullanılır? Nasıl tanımlanmıştır? Hiçbir soruyu ve düşünceyi hafife almadan kuşkucu davranarak bir probleme çözüm üretebilir hayatı kolaylaştıran çözümler bulabiliriz.
 
Her probleme bulunan çözümler, yeni buluşlar, ülkemize, prestijimize, gençliğimize katkıda bulunacaktır. Bu denli gelişmiş, kökleri yüzyıllara dayanan ülkenin gençlerinin asla ve asla duyarsız olmadığını düşünüyorum. Her türlü zorlukta, tek bilek tek yürek olan ülkemizin aydınlık gençleri, PATENT konusunda da bu birliği gösterirse her konuda parmakla gösterilen ülkemiz, gerilerde kaldığı PATENT SAYILARI bakımından da atağa kalkacaktır. Bunu başarabilmek için ihtiyacımız olan tek şey DÜŞÜNMEK ve İSTEK’TİR.
 
Yazar: Nazlı İNCE