Ece Salıcı ile Röportaj

- Bize öncelikle kendinizden bahsedebilir misiniz?

Tabi, 1986 Ankara doğumluyum. Hacettepe Üniversitesi’nde İktisat okuduktan sonra Milano’da Istituto Marangoni’de moda tasarımı eğitimi aldım. Bir süre tekstil sektöründe çalıştıktan sonra Nisan 2011’de kendi atölyemi kurmak üzere girişimlere başladım. Halen Ankara’daki atölyemde hazır giyim koleksiyonları ve kişiye özel tasarımlar yapmaktayım.

- Tasarım yapmaya nasıl karar verdiniz?

Annem giyinmeyi sanata dönüştüren bir kadın, eldivenleri, şapkaları, çok topuklu çizmeleri, pelerinleri, renkleri ve desenleri karıştırmasıyla her zaman çok şık ve çok farklı. Onu izleyerek büyürken içten içe bu işi yapacağımı biliyordum. Tabi ben de barbie’lerime defter kaplarından elbiseler yapar, ve sürekli kadın figürleri çizip onları giydirirdim. Bir de hiç unutmuyorum, 13 yaşından itibaren eve her ay 5-6 moda dergisi alırdım ve hepsini saklardım, annem bunaldığında bütün bu dergileri evlenince çeyizine koyacağım diye şikayet ederdi. Şimdi kendisi her ay butun bu dergileri alıyor, çünkü Ece Salici hepsinde:)

- Koleksiyonlarınızın oluşum sürecini anlatır mısınız? Nelerden ilham alıyorsunuz?

Ben bu işin eğitimini aldığım için sanırım daha disiplinli bir şekilde önce araştırarak bir mood board hazırlıyorum sonra çizerek bütün koleksiyonumu hazırlıyorum. Ama kumaşlarımı aldıktan sonra yeni modeller koleksiyonuma ekleniyor. Çünkü kumaşların dokuları, renkleri, ve bir arada hepsini görmek bana yeni fikirler veriyor.Nelerden ilham aliyorum? O dönemde yaptığım seyahatlerim, okuduğum kitaplar, dinlediğim müzikler, izlediğim filmler, bazen bir insan kısacası her şey bana ilham verebilir.

- Tasarımlarınız gündüz ve gece olarak ayırsak, en çok hangi tarz çalışıyorsunuz?

Ben hazır giyim koleksiyonları hazırlamayı daha çok seviyorum. Tasarımlarımı yaparken gündüz ve gece çok rahatlıkla kullanılacak, detaylarıyla farklılık yaratan parçalar yaratmaya çalışıyorum.

- Yeni tasarımlar yaparken geçmiş tasarımlarınızdan etkileniyor musunuz?

Hayır. Her yeni koleksiyon benim için yeni bir süreç, farklı bir hikaye. Bence bir tasarımcı sürekli kendini aşmaya çalışmalı, sürekli yaratmalı. Eskiden ne yaptığıma çok fazla takılmıyorum açıkçası.

- Modanın her geçen gün gelişmekte olduğuna şahit oluyoruz. Bulunduğumuz zamanda moda dünyasının bulunduğu konumu değerlendirmenizi istersek neler söyleyebilirsiniz?

Bloggerlar, fast fashion markaları, internet alışveriş siteleri derken, artık herkes her istediği tarza çok kolay ve uygun fiyatlara ulaşır oldu. Dev markalar bile birer birer daha uygun fiyatlı alt markalarını oluşturuyorlar, ya da büyük firmalarla tasarım işbirlikleri yapıyorlar. Bütün bunların yanında gün geçtikçe alternatifler artıyor. Ben de tasarımlarımın daha ulaşılır olması için gayret gösteriyorum.

- Peki, moda dünyasındaki gelişmeler son zamanlarda birçok "tasarımcının" doğmasını sağladı, sizin farkınız nedir?

Benim farkım benim işçiliğim, kaliteli kumaşlarım. Kendi koleksiyonlarımı kişiye özel hazır giyim olarak tanımlıyorum aslında. Kaliteli astarlar kullanıyorum, kıyafetin dışı kadar içinin de en temiz ve en iyi şekilde yapılması gerektiğine inanıyorum. Çok fazla yeni tasarımcı var, ve tasarımda çok kaybolduklarını ve bu işin işçiliğine, yapılışına çok önem vermediklerini düşünüyorum. Açıkçası iyi yapılmamış bir kıyafet bana çöp gibi geliyor, alışveriş yapmakta zorlanıyorum.

- Kişiye özel tasarımlar yapıyor musunuz?

Evet yapıyorum. Ama bu konuda uzmanlaşmaktan çok, hazır giyim koleksiyonlarıma ağırlık vermek istiyorum. Her sezon birden fazla, farklı kesimlere hitap eden koleksiyonlar yapmayı planlıyorum.

-Tasarımlarınız ile ulaşmayı amaçladığınız hedef kitleniz nedir?

Benim tasarımlarımı modayı körü körüne takip eden değil, kişisel bir stil yaratma kaygısı olan kadınlar satın alsın istiyorum. Zaten ufak detaylarda farklılıklar yaratarak, kalıcı parçalar tasarladığımı düşünüyorum. Tasarlarken, çalışan, güçlü kadınları düşünüyorum.

- İnsanların tasarımlarınıza nasıl tepkiler vermesini istiyorsunuz?

Şaşırmalarını isterim. İnsanları şaşırtmayı severim.

- Erkekler için tasarım yapmayı düşünüyor musunuz?

Çok istiyorum. Ve yapmayı da düşünüyorum. İyi bir erkek giyim tasarımcısı olacağıma inanıyorum. Çünkü bir kadın için de tasarlarken en çok, kupsuz, maskülen ceketler tasarlamayı seviyorum.

- Sizin gözünüzden sokakta görmek istediğiniz kadın ve erkekler nasıl giyinmeli?

Öncelikle kendi vücutlarını tanıyarak, buna uygun giyinmeleri gerekiyor. Doğru model ve yine doğru beden kıyafet satın almaları gerekiyor. Bir de paçası uzun kalmış pantolonlar beni çok rahatsız ediyor. Tam kişinin üzerine göre ayarlanmalı. Bu tür detaylara önem vermek gerekiyor. Bunun dışında ben sokaklarda daha özgür stiller görmek istyorum. Herkesin kendine has bir stili olması gerektiğine inanıyorum.

- Peki bir kadının ve erkeğin dolabında mutlaka olması gereken yegane parçalar nelerdir?

Doğru bir jean, motorcu tarz deri ceket, doğru kesim klasik bir ceket, basic tshirt, ayrıca bayanlar için siyah mini bir elbise, siyah stiletto ayakkabılar.

- Kişisel olarak giyim konusunda hazır giyim markalarını mı yoksa tasarımcıları mı tercih ediyorsunuz?

Zaten tasarımcılar da hazır giyim koleksiyonları oluşturuyorlar. Yani bizler de yalnızca kişiye özel tasarımlar yapmıyoruz ki. Ben kendi tasarımlarımı giyiyorum genelde.

- Markanızın yurt dışına açılma konusunda girişimleri var mı?

Evet var. Planladığım bazı noktalar var. Bir de internet sitemden de yurt dışına satış yapmayı planlıyorum, bu ara bununla ilgili pek çok mail alıyorum. Yurt dışında yaşayan Türklerden ve yine benim yabancı arkadaşlarımdan.

- Son olarak gelecekteki projelerinizden ipuçları alabilir miyiz?

Yakın gelecekte Ankara’da kendi mağazamı açmayı planlıyorum. Yurt dışında satış noktalarına ulaşmak istiyorum. Ama şuan gündemimde www.ecesalici.com online mağazam var. En iyi hizmeti vermek için çok çalışıyoruz.

milliyet