Whatsapp Tekstil Kursları Destek Hattı

Elektrolif Çekim Yöntemine Göre Elde Edilen Biyopolimer Nanoliflerin İlaç Salınım Sistemleri, Yara Örtüsü ve Doku İskelesi Olarak Kullanımları

 

1. GİRİŞ
Polimerlerden elde edilen liflerin çapları mikrometrelerden nanometrelere düştüğünde farklı 
karakteristikler ortaya çıkmaktadır. Yüksek yüzey alan/ hacim oranı, geliştirilmiş yüzey özellikleri, 
bilinen herhangi bir materyal formuna göre daha iyi mekanik performans gibi özellikler bunlardan 
bazılarıdır. Bu özellikler nanolifleri pek çok önemli uygulama alanı için optimum adaylar yapmaktadır. 
Bu uygulama alanları içerisinde biyomedikal uygulamalar en dikkat çekici olanlardır. 
Nanolifler; elektrolif çekim yöntemiyle (electrospinning), çekim prosesi ile, şablon sentezi ile, faz ayırma 
işlemi ile ve kendiliğinden paketlenme yöntemiyle üretilebilirler. [1-2]. Ayrıca; “meltblowing” işlemi ile, Doğan G., Başal G. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2009 (2) 58-70 
 
ayrılabilir bikomponent lif üretim tekniğiyle ve kısmen çözünür bikomponent lif üretim tekniği ile de 
nanoliflerin elde edilebildiği bilinmektedir [3]. Elektrolif çekim yöntemi 1930’lardan beri bilinen bir 
yöntemdir. Elektrolif çekim yöntemi polimerlerden nano-ölçekli liflerin tek basamaklı işlemle elde 
edilmesidir. Proses; çekilecek olan polimer çözeltisi ya da eriği ile doldurulmuş şırınga ucuna bağlı bir 
elektrota (iğneye) yüksek voltaj (5-50 kV) uygulanarak, elektrostatik kuvvetler altında nanoliflerin 
üretimi olarak özetlenebilir. Şırınganın pompası istenilen hızda polimer çözeltisini besler. Đğneden çıkan 
polimer damlacığı, bu alanda uygulanan yüksek voltaj sayesinde koni oluşturarak karşı elektroda doğru 
hareket eder. Bu hareket sırasında çözücü buharlaşır ya da eriyik katı hale geçer ve yüklü, katı lifler 
oluşur. Lifler yüksek oranda çekilmiştir ve kolektör üzerine toplanmadan önce yaptıkları rastgele hareket 
sırasında incelmişlerdir. Lifler, karşı elektrotun veya bu elektrot üstüne yerleştirilmiş olan bir materyal 
üzerinde toplanır. Bu sayede çapları 5nm’den başlayan lifler elde edilmiş olur [4]. 
Şekil 1. Geleneksel Elektrolif Çekim Düzeneği [5] 
Nanolifler gerek sabit bir kolektör üzerine rastgele düzenli halde toplanarak, gerekse hareketli bir 
kolektör üzerine yönlendirilmiş halde toplanarak elde edilebilirler. Sabit bir kolektör üzerine nanoliflerin 
geleneksel yöntemle toplanması ile gözeneklilikleri yüksek, hacimli nanolifli yapılar elde edilmektedir [6-
7-8]. Yönlü nanolif toplulukları da döner silindir [9-10-11-12-13-14], döner disk [15-16], döner silindir 
ile beraber su banyosu [17-18-19], aralarında boşluk bulunan metal plakalar ve halkalar [20-21-22 ve 23-
24], tel ağ kaplı sonsuz kayış [25], tel kaplı tambur [26-27] veya elektrik alan [28-29] kullanarak elde 
edilebilirler. 
Yönlendirilmiş bu nanolif topluluklarının rastgele düzenli lif topluluğuna göre daha az gözenekli ve daha 
yüksek mukavemetli olduğu belirtilmiştir [30]. Ayrıca doku iskelesi uygulamalarında yönlü nanoliflerin 
temas kılavuzluğunu sağladığı bilinmektedir. Temas kılavuzluğu teorisine göre; hücrelerin destek 
substratının kimyasal, yapısal ve mekanik özellikler ile ilgili doğrultuda migrasyon ihtimali 
maksimumdur. Bu durum yönlü nanoliflerin efektif bir hücre oryantasyon kontrolüne izin verdiğini 
kanıtlamaktadır [31-32]. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2009 (2) 58-70 Elektrolif Çekim Yöntemine Göre Elde Edilen Biyopolimer Nanoliflerin Đlaç 
Salınım Sistemleri, Yara Örtüsü ve Doku Đskelesi Olarak Kullanımları 
60 
Şekil 2. Yüksek Yönlü, Orta Derecede Yönlenmeli ve 
Rastgele Düzenlenmiş Nanolifler (ölçek çizgisi 10µ’dur) [41] 
Gerek rastgele düzenli gerekse yönlendirilmiş nanolif topluluklarının biyomedikal uygulamalarda 
boyutları dolayısıyla çok fazla dikkat çektiği söylenebilir. Şekil 3, polimer nanoliflerin bu alandaki 
kullanımlarını göstermektedir. Nanolifli yapılar yüksek yüzey alanları, yüksek gözeneklilikleri ve küçük 
gözenek boyutları ile doğal ekstra hücresel matrise (ECM) çok benzemektedir. Matris molekülleri 
hücrelere gerekli mekanik desteği verebilmek için hücreleri çevreleyen yapıdır [33]. Bu matris, çapları 
doku tipine bağlı olarak 50-150 nm arasında değişen iki tip makromolekülden oluşmaktadır: proteoglycan 
ve fibrilli proteinler [6]. 
Şekil 3. Polimer Nanoliflerin Biyomedikal Alanlarda Kullanımları [34] 
2. DOKU ĐSKELESĐ, YARA ÖRTÜSÜ VE ĐLAÇ SALINIM SĐSTEMĐ ÜRETĐMĐNDE 
KULLANILAN POLĐMERLER 
Doku iskelesi malzemesinin hammaddesi vücut hücreleri ile biyouyumluluk dolayısıyla çok dikkatli 
seçilmelidir. Biyouyumluluk iskelelerin yüzey kimyasına bağlıdır. Bunu da materyal özellikleri 
belirlemektedir [33]. Kullanılacak materyalin kimyasal olarak inert olması ve filtre edilebilir 
safsızlıklardan uzaklaştırılmış olması, uygun fiziksel yapıda olması gerekmektedir [35]. Tablo 1’de 
kullanılan doğal ve sentetik polimerler görülmektedir. 
Tablo 1. Đlaç salınım sistemleri, yara örtüleri ve doku iskeleleri üretiminde kullanılan polimerler 
Kullanılan Polimer Üretim Şekli Uygulama Alanı Referans 
Rastgele/ Yönlü Sinir doku iskelesi 36, 37 
Rastgele Ilaç salınımı 38,39, 40 PLLA Rastgele/ Orta derecede yönlü/ 
Yüksek yönlenmeli 
Sinir doku iskelesi 41 
PLLA/n-TCP Yönlü Doku iskelesi 42 
PLLA ve PEG Rastgele Ilaç salınımı 43 
PPDO/PLLA-b-PEG Rastgele Deri ve kıkırdak doku iskelesi 44 
P(LLA-CL) Yönlü Kan damarı doku iskelesi 45 
Rastgele ve koaksiyel Ilaç salınımı 46 
Yönlü Yumuşak doku ve sinir doku 
iskelesi 
Sentetik Polimerler 
18, 31 
PCL 
Rastgele Deri doku iskelesi, Kalp doku 
iskelesi 
47, 48 Doğan G., Başal G. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2009 (2) 58-70 
61 
Rastgele/ Yönlü Doku iskelesi 49 
PCLEEP Yönlü Sinir doku iskelesi 50 
PCL ve PEG Rastgele Yara örtüsü 51 
PCL ve PEG Ratgele ve koaksiyel Ilaç salınımı 52 
PEG-b-PCL Rastgele Deri doku iskelesi 53 
PLGA/PCL Yönlü ve tüp şeklinde iskele Sinir doku iskelesi 54 
PLGA Rastgele Bağ doku iskelesi, ilaç salınımı 55 
PLGA (doğal portein, jelatin, 
elastin ile) 
Rastgele Kemik doku iskelesi 56 
PLAGA Rastgele Yara örtüsü, ilaç salınımı 57 
PU Rastgele Yara örtüsü 58 
PAM14 Rastgele Ilaç salınımı 59 
PVA Rastgele Yara örtüsü 60 
Kolajen, kolajen ve PCL Yönlü Sinir doku iskelesi 61 
Kolajen ve PLGA Rastgele Deri doku iskelesi 62 
H-Kitosan Rastgele Deri doku iskelesi 63 
Kitosan ve PEO Rastgele Kemik doku iskelesi 6 
Kitosan ve PLGA Rastgele Yara örtüsü 64 
Đpek fibroini Rastgele Kemik kök hücresi, sinir doku 
hücresi, kan damarı 
65 
Đpek fibroini ve PEO Rastgele Yara örtüsü 66 
Jelatin Rastgele Yara örtüsü 67 
Doğal Polimerler 
Jelatin ve PANi Rastgele Kalp kası dokusu 68 
3. DOKU ĐSKELELERĐNĐN, ĐLAÇ SALINIM SĐSTEMLERĐNĐN VE YARA ÖRTÜLERĐNĐN 
SAHĐP OLMASI GEREKEN ÖZELLĐKLER 
Doku mühendisliği uygulamalarındaki gereklilikleri karşılayabilmek için; doğal ve sentetik polimerler ile 
üretilen iskelelerin ve ilaç salınım sistemlerinin sahip olmaları gereken birtakım özellikler mevcuttur. 
Bunlar: 
 Biyouyumluluk: En önemli özelliklerden birisidir. Biyomateryalin neden olduğu çeşitli doku 
tepkilerine pek çok faktör etki etmektedir. Bu faktörler; implantın şekil ve boyutu, kimyasal reaktifliği, 
mekanizması, parçalanma hızı ve ürünleri, implantasyon bölgesi olarak sıralanabilir. Đskeleler veya ilaç 
salınım sistemleri implante edildikleri dokuda, yara örtüleri yerleştirildikleri bölgede olumlu bağışıklık 
tepkileri almalıdır. Olumsuz fizyolojik tepkilere neden olmamalıdır [30]. Yani hücreler ve ev sahibi 
doku arasında geçen etkileşimler zarar görmemelidir. Sadece iskelenin veya ilaç salınım sisteminin 
sağlam haldeki durumu değil, parçalanma ürünleri de biyouyumlu olmalıdır. Özellikle asidik pH’a 
neden olan parçalanma ürünleri çok tehlikelidir [69]. Bu sebeple; iskelelerin, ilaç salınım sistemlerinin 
ve yara örtülerinin üretiminde biyopolimerler seçilmektedir.
 Biyobozunurluk: Doku iskelelerinin vücutta doğal olarak gerçekleşen prosesler ile makromoleküler 
düzeye kadar parçalanması ve vücuttan filtre edilerek veya metabolize olarak atılması istenir [30]. 
Yapılarına ve bileşenlerinin molekül ağırlıklarına göre parçalanma hızları değişen iskeleler, implant 
bölgesinden derece derece parçalanarak yok olurlar. Đskele üretiminde kullanılan polimerlerin 
biyobozunurluklarını etkileyen faktörler arasında kimyasal yapı ve kompozisyon, iyonik grupların 
varlığı, molekül ağırlığı ve dağılımı, morfoloji (amorf/ yarı kristalin, mikroyapılar), işlem koşulları, 
implantasyon bölgesi, fizikokimyasal faktörler (iyon değişimi, iyonik güç vb.), fiziksel faktörler (şekil 
ve boyut değişiklikleri, difüzyon katsayısı varyasyonları, mekanik mukavemet vb), hidroliz 
mekanizması gibi daha peç çok faktör sayılabilir [69]. 
 Uygun parçalanma hızı: Çok önemli ve gerçekleştirilmesi güç bir konudur. Đskele yüklenen kuvveti 
karşılamak ve yeni oluşan dokuyu desteklemek zorundadır. Eğer yeni doku oluşurken iskeleler çok hızlı 
bir şekilde parçalanırsa, yeni doku uygulanan kuvvetleri karşılayamayacak kadar güçsüz olduğundan 
ters bir etki yapacaktır. Diğer taraftan parçalanma çok yavaş gerçekleşirse, büyüyen doku üzerinde Teknolojik Araştırmalar: TTED 2009 (2) 58-70 Elektrolif Çekim Yöntemine Göre Elde Edilen Biyopolimer Nanoliflerin Đlaç 
Salınım Sistemleri, Yara Örtüsü ve Doku Đskelesi Olarak Kullanımları 
62 
gerilim artışı olur ve esasen dokunun taşıması gereken yükü iskele taşıdığından gelişim sırasında yeni 
doku yeterince güçlenemez. Bu sebeple mekanik mukavemet, molekül ağırlığı, bozunma türü gibi pek 
çok parametre çok dikkatli seçilmelidir [30]. Đlaç salınım sistemleri de ilaçları istenilen hızlarda 
kontrollü bir şekilde salmak için; kimyasal yapıları değiştirilerek parçalanma hızları farklı olacak 
şekilde üretilebilirler. Günümüzde pek çok biyoparçalanabilir polimer ile başarılı ilaç salınım sistemleri 
tasarlanmış bulunmaktadır. Maretschek ve ark. PLLA polimerine ilave edilecek olan hidrofil polimer 
miktarına bağlı olarak salınım hızları ayarlanabilen ilaç salınım sistemleri elde edilebileceğini 
göstermişlerdir [40]. 
 Doku ile uyumlu mekanik özelliklere sahip olma: Đskelenin veya ilaç salınım sisteminin (mukavemet, 
modül, dayanıklılık, sertlik ve yumuşaklık gibi) mekanik özellikleri ev sahibi dokunun mekanik 
özellikleri ile uyumlu olmalıdır [70]. Böylece doku iyileşmesi gerçekleşene kadar implantın 
parçalanması ile riske atılmış olmayacaktır. Mekanik özelliklerin kontrol edilmesi oldukça zordur. 
Đmplantasyon bölgesinde stabil mekanik özelliklerin başarılması, hücre ve doku yeniden modellenmesi 
için önemlidir. Yeniden modellenme fazında implantın yapısal bütünlüğünün in-vitro ve in-vivo 
çalışmalarda koruması gerekmektedir [30]. 
 Yapısal özellikler: Đskeleler; hücre bağlanmasına, büyümesine, çoğalmasına ve farklılaşmasına, ayrıca 
ekstra hücresel matriks oluşumuna izin veren yapısal özelliklere sahip olmalıdır. Gözenek boyutları ve 
şekilleri, gözeneklilikleri, gözeneklerin bağlanabilirlikleri, geçirgenlikleri iskelenin implante edileceği 
bölgeye uygun formda olmalıdır. Đskelenin tamamen katı olması istenmez. Hücrelerin gözeneklerde 
tohumlanabilmesi için, gözenek boyutunun hücre boyutunun en az birkaç katı olması gerekir. Ayrıca 
besinlerin ve atığın giriş çıkışına, damarlaşmanın oluşumuna izin verilmelidir. Düzgün doku 
büyümesini gerçekleştirebilmek için yeterli gözenekliliği bulunmalıdır [30]. 
 Sterilize edilebilirlik: Tüm implante edilebilir materyaller gibi iskelelerin ve ilaç salınım sistemlerinin 
de kolay bir şekilde enfeksiyona sebep olmamak için sterilize edilmeleri gerekmektedir. Sterilizasyon 
metodunun biyomateryallerin biyoaktifliği üzerinde etkisi olmamalıdır. Kimyasal kompozisyonlarını
değiştirmemelidir. Biyouyumlulukları ve parçalanma özellikleri sterilizasyondan etkilenmemelidir [69]. 
Yara örtülerinin; biyouyumluluk, biyobozunabilirlik ve yeterli mekanik mukavemeti sağlama 
özelliklerinin dışında; 
 toksinleri, atıkları uzaklaştırma 
 yara ara yüzünde yüksek nem sağlama 
 gaz giriş çıkışına izin verme 
 termal yalıtım sağlama 
 ikincil enfeksiyonlara karşı yarayı koruma 
 uzaklaştırıldığında travmatik etki yapmama 
 partiküllerden ve toksik bileşenlerden arındırılmış olma gibi özellikleri olmalıdır [71]. 
4. NANOLĐFLERĐN DOKU ĐSKELESĐ UYGULAMALARI 
Doku iskeleleri; hasarlı bölgeye diğer dokuların girmesini engelleyecek şekilde boşluk tutucu olarak 
görev yapmakta ve dokuya geçici destek görevi görmektedir. Đskeleler ile hücrelerin tutunup büyüyeceği, 
gelişeceği, çoğalacağı, göç edeceği ve farklılaşacağı tabaka yaratılmış olur. Elektrolif çekim yöntemi ile; 
çeşitli biyopolimerler ile aktif ajanlar ya da proteinler kullanılarak ve işlem parametreleri değiştirilerek 
farklı uygulamalara özgü iskeleler dizayn edilebilmektedir. Çözelti viskozitesi, çözelti iletkenliği, 
konsantrasyon, yüzey gerilimi, uygulanan voltaj, kolektör mesafesi, kolektör tipi, ortam şartları (sıcaklık, 
nem vb.), akış hızı gibi parametreler değiştirilerek çeşitli formlarda ve yönlenmelerde nanolif toplulukları 
imal edilebilmektedir. [4-72]. Elektrolif çekim yönteminin bu çeşitliliği çok sayıda araştırmacının 
dikkatini çekmiştir. Doğan G., Başal G. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2009 (2) 58-70 
63 
Corey ve ark. PLLA polimerini elektrolif çekim düzeneğinde 30, 110 ve 250 dev/dak hızlarında döner 
silindir kullanarak; sırasıyla rastgele düzenli, orta derecede yönlü ve yüksek yönlenmeli nanolif 
toplulukları elde etmiştir. Bu yapıların sırt kök sinir düğümü kültüründe hücre büyümesine etkilerini 
karşılaştırmışlardır. Yüksek yönlenmeli nanoliflerin hücre büyüme hızını rastgele düzenlilere göre %20, 
orta derecelilere göre %16 arttırdığını bulmuşlardır. Sinir hücrelerinin boylarının da yüksek yönlülerde 
daha fazla olduğu bulunmuştur [41]. Khil ve ark. koagülasyon banyosu üzerine çekilen PCL nanoliflerini 
daha sonra döner silindir üzerine sararak, nanolifli bir filament üretmişlerdir. Bu filamentten bezayağı 
dokuma kumaş yapmış ve yumuşak doku iskelesi olarak kullanmışlardır. Bu dokuma kumaşın kültür 
ortamında hücre çoğalmasını desteklediğini belirtmişlerdir [18]. Yang ve ark. PLLA nano/ mikro doku 
iskelelerini sinir dokusu onarımında kullanılmak üzere rastgele düzenli ve yönlü nanolif toplulukları 
şeklinde elde ederek karşılaştırmışlardır. Sinir kök hücrelerini kullanarak kültür ortamında hücre uzaması 
ve farklılaşmasını incelemişlerdir. Uzamanın yönlü nanoliflerde yönlenme boyunca olduğunu 
belirtmişlerdir. Hücre farklılaşmasının iskelenin rastgele düzenlenmesi veya yönlenmesi ile herhangi bir 
fark göstermediğini; ancak, nanoliflerdeki hücre farklılaşma hızının mikroliflere göre daha fazla olduğunu 
göstermişlerdir [36]. Patel ve ark. ise rastgele düzenli, dikey ve paralel yönlü nanolif topluluklarından 
elde ettikleri iskelelerin deri fibroblast kültüründeki sonuçlarını değerlendirmişlerdir. Yara alanına göç 
eden fibroblast sayısını belirleyebilmek için immünfloresans nükleer boyama tekniği kullanmış ve yara 
eksenine dikey yönlü iskelede, fibroblast sayısının maksimum olduğunu bulmuşlardır (Şekil 4). [37]. 
Şekil 4. Patel ve ark.’nın ürettikleri PLLA nanolif toplulukları [37] 
Bhattarai ve ark. ile Li ve ark. doğal ve sentetik polimerlerden ürettikleri nanolifli iskeleleri kültür 
ortamında denemişler ve iskelelerin, kemik doku onarımı için başarılı bir şekilde kullanılabileceğini 
söylemişlerdir. [6-28]. Ishii ve ark. ile Li ve ark. sentetik polimerlerden rastgele düzenli olarak ürettikleri 
nanolifler üzerinde kalp kası hücrelerinin geliştiğini görmüşlerdir [48-68]. 
Araştırmacılar genellikle biyopolimerlerden ürettikleri nanolifli iskelelerin morfolojilerini çeşitli görüntü 
analiz teknikleri ile belirledikten sonra kültür ortamı denemeleri gerçekleştirmişlerdir. In-vitro (kültür) 
denemelerinden olumlu sonuç alındıktan sonra, in-vivo çalışmaların yapılabileceğini belirtmişlerdir. 
Panseri ve ark., elektrolif çekim yöntemi ile elde ettikleri nanoliflerden oluşan tüp şeklindeki iskeleyi 
farelerin siyatik sinirine (10 mm’lik sinir boşluğuna) yerleştirmiş ve operasyondan 4 ay sonra yeni 
dokunun oluşarak bağlantının gerçekleştiğini, kolajen doku depolanmasının meydana geldiğini 
belirtmişlerdir [54]. 
4. NANOLĐFLERĐN ĐLAÇ SALINIM SĐSTEMĐ UYGULAMALARI Teknolojik Araştırmalar: TTED 2009 (2) 58-70 Elektrolif Çekim Yöntemine Göre Elde Edilen Biyopolimer Nanoliflerin Đlaç 
Salınım Sistemleri, Yara Örtüsü ve Doku Đskelesi Olarak Kullanımları 
64 
Đlaç salınım sistemleri, fizyolojik veya kimyasal bir tetikleyici vasıtasıyla tedavi yönetimini kontrol 
edebilen bir ortam içerisinden özel olarak seçilen vücut bölümüne ilacın salınmasını sağlayan sistemlerdir 
[73]. Đlaç salınım sistemleri, birleştirildikleri ilaçların biyodağıtımını ve farmakokinetiğini (ilaçların vücut 
içerisindeki emilme, dağılma, biyotrasnformasyon, eliminasyon gibi proseslerini) değiştirmek üzere 
tasarlanırlar. Đlaç deposu fonksiyonu görürler. Đlaç salınım sistemi ile ilaç uyumlu olmalıdır [74]. Đlaç 
salınım sistemlerinin hastaya rahatsızlık vermemesi istenir. Yüksek dozajlarda ilaç yüklenmesine izin 
veren yapıda olmalı ve uzaklaştırılması kolay olmalıdır [35]. 
Geleneksel ilaç salınım sistemleri ağızdan, damar içine alınan, teneffüs edilen olmak üzere farklıdırlar. 
Bu geleneksel molekül salınım sistemleri ilaçları taşıması için vücuda güvenmektedir. Dolayısıyla pasif 
bir sistemdir. Öncelikle, moleküller vücut içerisinde belirli bir biçimde dağılmazlar. Pek çok ilacın lokal 
etkisinden çok sistemik etkileri olduğu için, istenmeyen yan etkileri uygulamalarına sınır getirebilir. 
Đkinci olarak, ilaçlar hidrolize, pH değişikliklerine veya enzimatik parçalanmalara maruz kalabilirler. Bu 
sebeple, efektif bir konsantrasyona ulaşamayabilir veya hasarlı bölgede uzun süre efektifliğini 
koruyamayabilir. Bunu telafi etmek için yapılabilecek bir şey ilaç dozunun arttırılmasıdır ki, bu da 
istenmeyen yan etkilerin artması anlamına gelir [69]. 
Đlaç salım sistemlerinin temel avantajı pek çok ilacın aynı anda verilebilmesi ve kandaki ilaç seviyesinin 
zaman içerisinde sabit kalmasıdır (Şekil 6). Đlaç salım sistemlerinin en büyük dezavantajları implantasyon 
için operasyon gerektirmesi olarak belirtilebilir [35]. 
Şekil 6. Kandaki Đlaç Miktarı a-Geleneksel Đlaçlar ile b-Kontrollü Đlaç Salınım ile [35] 
Đlaç salınım sistemlerinin bu temel avantajlarına bağlı olarak pek çok araştırmacı elektrolif çekim yöntemi 
ile elde edilen biyopolimer nanoliflerden salınım sistemleri üretmişlerdir. Koaksiyel yapıdaki nanolifleri 
rastgele düzenli olarak elde eden Jiang ve ark ile Liao ve ark. sığır serum albuminin kontrollü olarak 
salınımını incelemişler ve biyoaktifliğini kaybetmemiş proteinlerin salınımı için kullanılabileceğini 
belirtmişlerdir [52-46]. Piras ve ark. PAM14’e insan serum albumini ve diklofenak sodyum yüklenerek 
çok fonksiyonlu bir sistemin oluşturulabileceğini görmüşlerdir [59]. Katti ve ark. PLAGA nanoliflerini 
hem tek başlarına hem de geniş spektrumlu bir antibiyotik yükleyerek üretmişler ve yaralara müdahale 
için antibiyotik teslim sistemi olarak görev yapabileceğini vurgulamışlardır [57]. 
5. NANOLĐFLERĐN YARA ÖRTÜSÜ OLARAK KULLANIMLARI 
Yeni nesil tıbbi tekstiller olarak nitelendirilebilecek nanolifler yara örtüsü olarak kullanımda da büyük bir 
gelişme göstermektedir. Yara örtülerinin; bakteriyostatik, hemostatik (kan durdurucu) etkiye sahip, 
antiviral, mantarların üreyip gelişmesini engelleyecek yapıda, toksik madde içermeyen, yüksek emiciliğe Doğan G., Başal G. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2009 (2) 58-70 
65 
sahip, alerjik olmayan, nefes alabilen, biyouyumlu, yeterli mekanik mukavemeti sağlayacak kadar güçlü 
olmaları istenir [76]. 
Vücudun en dıştaki organı olan deri çok farklı fonksiyona sahiptir. Hasarlı derinin rejenerasyonu; 
hücreler, doğal ekstra hücresel matris molekülleri ve çözülebilir arabulucular arasındaki karmaşık doku 
etkileşimlerini içerir. Bu etkileşimler doku yenilenmesi ile sonuçlanmaktadır. Çeşitli yara örtüleri derinin 
yeniden büyümesi için gerekli ortam koşullarını sağlamayı amaçlar. Yara çevresel tehditlerden ve bakteri 
nüfuziyetinden korunmalıdır. Pek çok modern yara örtüsü, iyi uyum gösteren iki katmanlı yapıdadır. 
Birisi yoğun tabakadır ve bakteri penetrasyonunu engeller. Đkinci yapı da gevşek, yara salgılarını emen ve 
yeni oluşan dokuya yaşayacak yer temin eden yapıdır [75]. 
Yara iyileştirme kompleks ve dinamik bir prosestir. Normal yara iyileşme fizyolojisi hemostasis, 
alevlendirme, tanelenme ve olgunlaşma fazlarını içerir. Bu fazlar için gerekli koşulları sağlayacak olan 
yara örtüleri son 15 yıldır pazardaki yerlerini almışlardır. Yara karakteristiğine, iyileşmeye, hasta 
ihtiyaçlarına göre farklı örtüler tasarlanmaktadır [73]. Khil ve ark. elektrolif çekim yöntemi ile üretilmiş
poliüretanı yara örtüsü olarak kullanmışlardır. Đyi bariyer özelliklerine sahip olan poliüretanın oksijen 
geçirgenliğinin yüksek olduğunu, domuzlar üzerinde oluşturulan yaralarda 15. günde epitelyum doku 
rejenerasyonunun görüldüğünü bildirmişlerdir [58]. Gümüş iyonları yüklenmiş biyopolimerler ile üretilen 
antibakteriyel nanolifli yara örtülerinin çeşitli bakterilere karşı etkin koruma sağladığı da bildirilmiştir 
[67-51]. 
6. SONUÇ 
Elektrolif çekim yöntemi ile biyopolimerlerden üretilen nanolifler sahip oldukları özellikleri dolayısıyla 
biyomedikal alanlarda oldukça büyük fırsatlar sunmaktadır. Bu literatür çalışmasında da bahsedildiği 
gibi; biyopolimer nanoliflerin gerek doku iskelesi ve ilaç salınım sistemi olarak, gerekse yara örtüsü 
olarak kullanımlarının uygulamalarda çeşitli avantajlar sağladığı belirtilmiştir. Moleküler ve atomik 
seviyede nano malzemelerin tam kontrollü olarak üretimini, vücuttan en iyi tepkileri alan ve hücre 
davranışının en iyi kontrolüne izin veren yapıdaki iskelelerin, ilaç salınım sistemlerinin ve yara 
örtülerinin üretimini amaçlayan çalışmaların devam edeceği düşünülmektedir. 
7. KAYNAKLAR 
1. Huang Z.M., Zhang Y.Z., Kotaki M., Ramakrishna S., 2003, “A review on polymer nanofibers by 
electrospinning and their applications in nanocomposites”, Composite Science and Technology, 63, 
2223-2253. 
2. Kumbar S.G., James R., Nukavarapu S.P. and Laurencin C.T, 2008, “Electrospun nanofiber 
scaffolds: engineering soft tissues”, Biomedical Materials, 3, 1-15. 
3. Goddard III W.A., Brenner D.W., Lyshevski S.E., Iafrate G.J., 2007, “Handbook of Nanoscience 
Engineering and Technology, CRC Press 2nd Edition, Section 4 Manipulation and Assebmly, 21 
Textile Nanotechnologies. 
4. Zeng J., 2003, “Meso- and nano- Scaled Polymer Fibers and Tubes, Fabrication, Functionalization 
and Characterization”, Erlangung des Doktorgrades, Fachbereich Chemie der Philipps-Universität 
Marburg, Lahn. 
5. Grenier A., Wendorff J.H., 2007, “Eelctrospinning: A Fascinating Method fort he Preparation of 
Ultrathin Fibers”, Angewandthe Chemie Int. Ed., 46, 5670-5703. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2009 (2) 58-70 Elektrolif Çekim Yöntemine Göre Elde Edilen Biyopolimer Nanoliflerin Đlaç 
Salınım Sistemleri, Yara Örtüsü ve Doku Đskelesi Olarak Kullanımları 
66 
6. Bhattarai N., Edmondson D., Veiseh O., Matsen F.A., Zhang M., 2005, “Electrospun chitosan-based 
nanofibers and their cellular compatibility”, Biomaterials, 26, 6176-6184. 
7. Wang M., Jin H.J., Kaplan D.L., Rutledge G.C., 2004, “Mechanical Properties of Electrospun Silk 
Fibers”, Macromolecules, 37, 6856-6864. 
8. Zhang Y.Z., Su B., Ramakrishna S., Lim C.T., 2008, “Chitosan Nanofibers from an Easily 
Electrospinnable UHMWPEO-Doped Chitosan Solution System”, Biomacromolecules, 9, 136–141. 
9. Fennessey S.F., Farris R.J., 2004, “Fabrication of aligned and molecularly oriented electrospun 
polyacrylonitrile nanofibers and the mechanical behavior of their twisted yarns”, 
Polymer, 45, 4217-4225. 
10. Hou H., Ge J.J., Zeng J., Li Q., Reneker D.H., Greiner A., Cheng S.Z.D., 2005, “Electrospun 
Polyacrylonitrile Nanofibers Containing a High Concentration of Well-Aligned Multiwall Carbon 
Nanotubes”, Chemical Materials, 17, 967-973. 
11. Lee K.H., Kim K.W., Pesapane A., Kim H.K., Rabolt J.F., 2008, “Polarized FT-IR Study of 
Macroscopically Oriented Electrospun Nylon-6 Nanofibers”, Macromolecules, 41, 1494-1498. 
12. Wannatong L., Sirivat A., Supaphol P., 2004, “Effects of solvents on electrospun polymeric fibers: 
preliminary study on polystyrene”, Polymer International, 53,1851–1859. 
13. Pan H., Li L., Hu L., Cui X., 2006, “Continuous aligned polymer fibers produced by a modified 
electrospinning method”, Polymer, 47, 4901–4904. 
14. Wang X., Zhang K., Zhu M., Yu H., Zhou Z., Chen Y., Hsiao B.S., 2008, “Continuous polymer 
nanofiber yarns prepared by self-bundling electrospinning method”, Polymer, 49, 2755–2761. 
15. Bazbouz M.B., Stylios G.K., 2008, “Novel mechanism for spinning continuous twisted composite 
nanofiber yarns”, European Polymer Journal, 1–12. 
16. Theron A., Zussman E., Yarin A.L., 2001, “Electrostatic field-assisted alignment of electrospun 
nanofibres”, Nanotechnology, 12, 384-390. 
17. Smit E., Bőttner U., Sanderson R.D., 2005, “Continuous yarns from electrospun fibers”, Polymer, 
46, 2419–2423. 
18. Khil M.S., Bhattarai S.R., Kim H.Y., Kim S.Z., Lee K.H., 2005, “Novel Fabricated Matrix Via 
Electrospinning for Tissue Engineering”, Journal of Biomedical Materials Research, Vol 72 (1), 117-
124. 
19. Teo W.E., Gopal R., Ramaseshan R., Fujihara K., Ramakrishna S., 2007, “A dynamic liquid support 
system for continuous electrospun yarn fabrication”, Polymer, 48, 3400-3405. 
20. Li D., Wang Y., Xia Y., 2003, “Electrospinning of Polymeric and Ceramic Nanofibers as Uniaxially 
Aligned Arrays”, Nano Letters, Vol 3, No 8, 1167-1171. 
21. Jalili R., Morshed M., Ravandi S.A.H., 2006, “Fundamental Parameters Affecting Electrospinning of 
PAN Nanofibers as Uniaxially Aligned Fibers”, Journal of Applied Polymer Science, Vol. 101, 
4350–4357. Doğan G., Başal G. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2009 (2) 58-70 
67 
22. Teo W.E., Ramakrishna S., 2005, “Electrospun fibre bundle made of aligned nanofibres over two 
fixed points”, Nanotechnology, 16, 1878–1884. 
23. Dalton P.D., Kleea D., Mıller M., 2005, “Electrospinning with dual collection rings”, Polymer, 46, 
611–614. 
24. Wu Y., Carnell L.A., Clark R.L., 2007, “Control of electrospun mat width through the use of parallel 
auxiliary electrodes”, Polymer, 48, 5653-5661. 
25. Mondal A., Borah R., Mukherjee A., Basu S., Jassal M., Agrawal A.K., 2008, “Electrospun SelfAssembled Nanofiber Yarns”, Journal of Applied Polymer Science, Vol. 110, 603–607. 
26. Katta P., Alessandro M., Ramsier R.D., Chase G.G., 2004, “Continuous Electrospinning of Aligned 
Polymer Nanofibers onto a Wire Drum Collector”, Nano Letters, 4 (11), 2215-2218. 
27. Lam H.L., 2004, “Electrospinning of Single Wall Carbon Nanotube Reinforced Aligned Fibrils and 
Yarns”, Doctor of Philosophy Thesis, Drexel University, 246 p. 
28. Li M., Mondrinos M.J., Chen X., Lelkes P.I., 2005, “Electrospun Blends of Natural and Synthetıc 
Polymers as Scaffolds for Tissue Engıneering”, Proceedings of the 2005 IEEE, Engineering in 
Medicine and Biology 27th Annual Conference, Shanghai, China, September 1-4. 
29. Dabirian F., Hosseini Y., Hosseini Ravandi S.A., 2007, “Manipulation of the electric field of 
electrospinning system to produce polyacrylonitrile nanofiber yarn”, Journal of Textile Istitute, Vol. 
98, No. 3, 237–241. 
30. Laurencin C.T., Nair L.S., 2008, “Nanotechnology and Tissue Engineering: The Scaffold”, CRC 
Press, 359 p. 
31. Beachley V., Wen X., 2003, “Three Dimensional Aligned Individual Nano-fibers For Neural Tissue 
Engineering, Research Project”, Clemson-MUSC Bioengineering Program, Clemson University. 
32. Venugopal J., Low S., Choon A.T., Ramakrishna S., 2008, “Interaction of Cells and Nanofiber 
Scaffolds in Tissue Engineering”, Journal of Biomedical Materials Research Part B, Applied 
Biomaterials, 84 (1), 34-48. 
33. Subbiah T., Bhat G.S., Tock R.W., Parameswaran S., Ramkumar S.S., 2005, “Electrospinning of 
Nanofibers”, Journal of Applied Polymer Science, Vol. 96, 557–569. 
34. Zhang Y., Lim C.T., Ramakrishna S., Huang Z.M., 2005, “Recent development of polymer 
nanofibers for biomedical and biotechnological applications”, Journal of Materials Science: Materials 
in Medicine, 16, 933-946. 
 
36. Yang F., Murugan R., Wang S., Ramakrishna S., 2005, “Electrospinning of nano/micro scale poly(Llactic acid) aligned fibers and their potential in neural tissue engineering”, Biomaterials, 26, 2603–
2610. 
37. Patel S., Kurpinski K., Quigley R., Gao H., Hsiao B.S., Poo M.M., Li S., 2007, “Bioactive 
Nanofibers: Synergistic Effects of Nanotopography and Chemical Signaling on Cell Guidance”, Nano Teknolojik Araştırmalar: TTED 2009 (2) 58-70 Elektrolif Çekim Yöntemine Göre Elde Edilen Biyopolimer Nanoliflerin Đlaç 
Salınım Sistemleri, Yara Örtüsü ve Doku Đskelesi Olarak Kullanımları 
68 
Letters, Vol 7, No 7, 2122-2128. 
38. Zeng J., Yang L., Liang Q., Zhang X., Guan H., Xu X., Chen X., Jing X., 2005, “Influence of the 
drug compatibility with polymer solution on the release kinetics of electrospun fiber formulation”, 
Journal of Controlled Release, 105, 43–51. 
39. Zeng J., Xu X., Chen X., Liang Q., Bian X., Yang L., Jing X., 2003, “Biodegradable electrospun 
fibers for drug delivery”, Journal of Controlled Release, 92, 227– 231. 
40. Maretschek S., Greiner A., Kissel T., 2008, “Electrospun biodegradable nanofiber nonwovens for 
controlled release of proteins”, Journal of Controlled Release, 127, 180–187. 
41. Corey J.M., Lin D.Y., Mycek K.B., Chen Q., Samuel S., Feldman E.L., Martin D.C., 2006, “Aligned 
electrospun nanofibers specify the direction of dorsal root ganglia neurite growth”, Journal of 
Biomedical Materials Research Part A, 636-645. 
42. Li X., Yao C., Sun F., Song T., Li Y., Pu Y., 2008, “Conjugate Electrospinning of Continuous 
Nanofiber Yarn of Poly(L-lactide)/Nanotricalcium Phosphate Nanocomposite”, Journal of Applied 
Polymer Science, Vol 107, 3756-3764. 
43. Xu X., Chen X., Xu X., Lu T., Wang T., Yang L., Jing X., 2006, “BCNU-loaded PEG–PLLA 
ultrafine fibers and their in vitro antitumor activity against Glioma C6 cells”, Journal of Controlled 
Release, 114, 307–316. 
44. Bhattarai S.R., Bhattarai N., Yic H.K., Hwangc P.H., Cha D.I., Kim H.Y., 2004, “Novel 
biodegradable electrospun membrane: scaffold for tissue engineering”, Biomaterials, 25, 2595–2602. 
45. Xu C.Y., Inaic R., Kotakib M., Ramakrishna S., 2004, “Aligned biodegradable nanofibrous structure: 
a potential scaffold for blood vessel engineering”, Biomaterials, 25, 877-886. 
46. Liao I.C., Chew S.Y., Leong K.W., 2006, “Aligned Core-Shell Nanofibers Delivering Bioactive 
Proteins”, Nanomedicine, 1, 4, 465-471.
47. Kim G.H., Kim W.D., 2007, “Highly Porous 3D Nanofiber Scaffold Using an Electrospinning 
Technique”, Journal of Biomedical Materials Research Part B: Applied Biomaterials, 81 (1), 104-
110. 
48. Ishii O., Shin M., Sueda T., Vacanti J.P., 2005, “In vitro tissue engineering of a cardiac graft using a 
degradable scaffold with an extracellular matrix–like topography”, Journal of Thoracic and 
Cardiovascular Surgery, 130:1358-1363. 
49. Kim T.G., Chung H.J., Park T.G., 2008, “Macroporous and nanofibrous hyaluronic acid/collagen 
hybrid scaffold fabricated by concurrent electrospinning and deposition/leaching of salt particles”, 
Acta Biomaterialia, 4, 1611–1619. 
50. Chew S.Y., Wen J., Yim E.K.F., Leong K.W., 2005, “Sustained Release of Proteins from Electrospun 
Biodegradable Fibers”, Biomacromolecules, 6 (4), 2017-2024. 
51. Choi J.S., Leong K.W., Yoo H.S., 2008, “In vivo wound healing of diabetic ulcers using electrospun 
nanofibers immobilized with human epidermal growth factor (EGF)”, Biomaterials, 29, 587–596. Doğan G., Başal G. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2009 (2) 58-70 
69 
52. Jiang H., Hu Y., Li Y., Zhao P., Zhu K., Chen W., 2005, “A facile technique to prepare 
biodegradable coaxial electrospun nanofibers for controlled release of bioactive agents”, Journal of 
Controlled Release, 108, 237–243. 
53. Grafahrend D., Calvet J.L., Salber J., Dalton P.D., Moeller M., Klee D., 2008, “Biofunctionalized 
poly(ethylene glycol)-block-poly(e-caprolactone) nanofibers for tissue engineering”, Journal of 
Materials Science: Materials Medicine, 19, 1479–1484. 
54. Panseri S., Cunha C., Lowery J., Carro U.D., Taraballi F., Amadio S., Vescovi A., Gelain F., 2008, 
“Electrospun micro- and nanofiber tubes for functional nervous regeneration in sciatic nerve 
transections”, BMC Biotechnology, 8, 39, 1-12. 
55. Zhao L., He C., Gao Y., Cen L., Cui L., Cao Y., 2007, “Preparation and Cytocompatibility of PLGA 
Scaffolds With Controllable Fiber Morphology and Diameter Using Electrospinning Method”, 
Journal of Biomedical Materials Research Part B: Applied Biomaterials. 
56. Li D., Ouyang G., McCann T.J., Xia Y., 2005, “Collecting Electrospun Nanofibers with Patterned 
Electrodes”, Nano Letters, Vol 5, No 5, 913-916. 
57. Katti D.S., Robinson K.W., Ko F.K., Laurencin C.T., 2004, “Bioresorbable Nanofiber-Based Systems 
for Wound Healing and Drug Delivery: Optimization of Fabrication Parameters”, Journal of 
Biomedical Materials Research Part B Applied Biomaterials, 70 (2), 286-296. 
58. Khil M.S., Cha D.I., Kim H.K., Kim I.S., Bhattarai N., 2003, “Electrospun Nanofibrous Polyurethane 
Membrane as Wound Dressing”, Journal of Biomedical Materials Research, 67 (2), 675-679. 
59. Piras A.M., Chiellini F., Chilellini E., 2008, “New Multicomponent Bioerodible Electrospun 
Nanofibers for Dual-controlled Drug Release”, Journal of Bioactive and Compatible Polymers, Vol. 
23, 423-443. 
60. Jia J., Duan Y., Wang S., Zhang S., Wang Z., 2007, “Preparation and Characterization of 
Antibacterial Silver-containing Nanofibers for Wound Dressing Applications”, Journal of US-China 
Medical Science, Vol 4, No.2, 52-54. 
61. Schnell E., Klinkhammer K., Balzer S., Brook G., Kleeb D., Dalton P., Mey J., Guidance of glial cell 
migration and axonal growth on electrospun nanofibers of poly-e-caprolactone and a collagen/poly-ecaprolactone blend”, Biomaterials, 28, 3012–3025. 
62. Ma K., Yong T., Chan K.C., Ramakrishna S., 2007, “Collagen-Blended Biodegradable Polymer 
Nanofibers: Potential Substrates for Wound Healing in Skin Tissue Engineering”, BioMED 2007, 
February 14-16, Innsbruck, Austria. 
63. Neamnark A., Sanchavanakit N., Pavasant P., Rujiravanit R, Supaphol P., 2008, “In vitro 
biocompatibility of electrospun hexanoyl chitosan fibrous scaffolds towards human keratinocytes and 
fibroblasts”, European Polymer Journal, 44, 2060–2067. 
64. Duan B., Wu L., Yuan X., Hu Z., Li X., Zhang Y., Yao K., Wang M., 2007, “Hybrid nanofibrous 
membranes of PLGA/chitosan fabricated via an electrospinning array”, Journal of Biomedical 
Materials Research Part A, Vol 83, No 3, 868-878. 
65. Zhang F., Zuo B.Q., Zhang H.X., Bai L., 2009, “Studies of electrospun regenerated SF/TSF 
nanofibers”, Polymer, 50, 279–285. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2009 (2) 58-70 Elektrolif Çekim Yöntemine Göre Elde Edilen Biyopolimer Nanoliflerin Đlaç 
Salınım Sistemleri, Yara Örtüsü ve Doku Đskelesi Olarak Kullanımları 
70 
66. Jin H.J., Fridrikh S.V., Rutledge G.C., Kaplan D.L., 2002, “Electrospinning Bombyx mori Silk with 
Poly(ethylene oxide)”, Biomacromolecules, 3, 1233-1239. 
67. Rujitanaroj P., Pimpha N., Supaphol P., 2008, “Wound-dressing materials with antibacterial activity 
from electrospun gelatin fiber mats containing silver nanoparticles”, Polymer, 49, 4723–4732. 
68. Li M., Guo Y., Wei Y., MacDiarmid A.G., Lelkes P.I., 2006, “Electrospinning polyaniline-contained 
gelatin nanofibers for tissue engineering applications”, Biomaterials, 27, 2705–2715. 
69. Webster T.J., 2007, “Nanotechnology for the Regeneration of the Soft and Hard Tissues”, World 
Scientific Publishing, 237 p. 
70. Carlisle C.R., Coulais C., Namboothiry M., Carroll D.L., Hantgan R.R., Guthold M., 2009, “The 
mechanical properties of individual, electrospun fibrinogen fibers”, Biomaterials, 30, 1205–1213. 72. Ramakrishna S., Fujihara K., Teo W.E., Lim T.C., Ma Z., 2005, “An Introduction to Electrospinning 
 
74. Allen T.M., Cullis P.R., 2004, “Drug Delivery Systems: Entering the Mainstream”, Science, Vol 303, 
1818-1822. 
75. Zilberman M., Elsner J.J., 2008, “Antibiotic-eluting medical devices for various applications”, 
Journal of Controlled Release, 130, 202–215. 
76. Petrulyte S., 2008, “Advanced textile materials and biopolymers in wound management”, Danish 
Medical Bulletin, Vol 55, No1, 72-77.