Whatsapp Tekstil Kursları Destek Hattı

Home Store'u zararına satan Acar yeniden dönüyor

İşadamı Erdal Acar ile evli olan moda tasarımcısı Emel Acar, çok hassas yapısı olduğunu söylüyor: Bu yüzden çok da alınganım. İnce düşündüğüm için sürekli kırılıyorum; nahif bir kalbim vardır
 
1993 yılında Türkiye Güzeli seçilen Emel Acar; podyumlara veda ederek Erdal Acar'la evlenmişti. Şimdilerde iki çocuk annesi olan Acar; ünlü bir tasarımcı ve iş kadını. Daha önce tanışma fırsatı bulamadığım Emel Hanım'ın beş yıldır sahibi olduğu Home Store'u sattığını öğrenince hemen telefona sarıldım. Böyle önemli bir noktaya gelmiş bir markanın neden el değiştirdiğini öğrenmek için randevu aldım. Acarkent'te bir araya geldiğim Emel Hanım, son derece samimi bir karşılamanın ardından sorularıma içtenlikle yanıt verdi. Moda tasarım bölümünden mezun bir gazeteci olarak tasarımlarını beğendiğim Emel Acar; Ekim ayında Acarkent'te haute-couture mağazası açacağını söyledi. ilk kez özel hayatı ve eşi Erdal Acar ile ilgili konuşan Emel Acar, sorularımı samimiyetle yanıtladı...

YENİ BUTİK AÇACAĞIM

 Home Store markasını bu kadar başarılı bir noktaya getirdikten sonra neden satmaya karar verdiniz?

Beş yıldır Home Store'u büyütmek için çalıştım. Çalışanlarından koleksiyonuna kadar her şeyiyle bizzat ilgilendim. Marka büyüdü ve Türkiye'nin birçok yerinde mağazalar açmaya başladık. Ancak yorulduğumu fark ettim. Hazırladığım TV programı da her gün yayınlanmaya başlayınca boğulduğumu hissettim. Hayatım sadece bu işten ibaret değil; çocuklarıma daha fazla vakit ayırıp ailemle ilgilenmek istedim. Bu nedenle bıraktım ama Ekim ayında Acarkent'te kendi koleksiyonlarımı satacağım küçük bir butik acacağım.

 Home Store sizden önce pahalı ürünlerin satıldığı bir mağazaydı ama siz orta gelirlilere de hitap ettiniz. Neden böyle bir yol izlediniz?

 Halkın içinden gelen birisi olarak koleksiyonlarımı herkes giysin istedim. Kimseyi ayırt etmeden, herkesin alacağı bütçelere göre organize ettim.

 Anne, iş kadını, ev hanımı ve eş... Bunların hepsine yetişebiliyor musunuz?

Ben çok programlı yaşarım. Sabah erken kalkıp spor yaparım. Kendime birkaç saat ayırdıktan sonra işime giderim. İş yerindeki sorunları çözdükten sonra eve dönüp yemek hazırlarım ve çocuklarımın okuldan gelmesini beklerim. Gece gezmelerini pek sevmem; sadece 10 yıllık arkadaşlarımla 15 günde bir toplanıp eğleniriz. Bu kadarı da bana yetiyor.

 Hayatınızın en büyük ödülü nedir?

İki çocuğum. Bugüne kadar beni üzmediler; bu yüzden iki evladım benim en büyük, en kıymetli hediyem.

 Annelik duygusunu ilk ne zaman hissettiniz?

Genç yaşta, 22 yaşında anne oldum. Kızım Cansu doğduğunda "Bu çocuğa nasıl bakacağım?" diyordum. Oğlum Erencan'da daha bilinçliydim.

 KİBİRLİ DEĞİLİM

 Çocuklarınıza baktığınızda eşiniz Erdal Bey'i mi görüyorsunuz, kendinizi mi?

Açıkçası oğlumda kendi özelliklerimi görüyorum; kızımda ise babasının özellikleri daha baskın.

 En gurur duyduğunuz özelliğiniz?

İnsancıl olduğum ve ödün vermeden buralara geldiğim için kendimle gurur duyuyorum. Herkese karşı sevgi dolu oluşumu seviyorum. Kibir ve ukalalık duygularına çok yabancıyım.

 Eşinize kör kütük aşık oldunuz mu?

Oldum vallahi. (Gülüyor) Gözüm ondan başka kimseyi, hiçbir şeyi görmüyordu. Zülfü Livaneli, bir kitabında aşkı çok güzel tarif etmiş: "Aşk uçurum kenarında gözü bağlı yürümeye benzer." Gerçekten de öyle; aşık olmak dünyanın en güzel şeyi.

 SABIR HER KAPIYI AÇAR

 Aşk, anlık bir duygu ve mantığın tatile çıktığı bir durum. İlişkide sizin mantığınız hangi evrede tatilden döndü?

Çocuklarım olduktan sonra, Çocukluğumdan bu yana sabırlıyımdır; tüm kapıların anahtarının sabır olduğuna inanırım.

 Hangi duygusal kavram sizi yorar?

Çok hassasım; bu yüzden de alınganım. İnce düşündüğüm için sürekli kırılıyorum; nahif bir kalbim vardır.

 Geçmişte böyle bir hayata sahip olacağınızı tahmin ediyor muydunuz?

Ortaokul ve lisedeyken "Çok ünlü olacağım, yakışıklı biriyle evleneceğim ve biri kız, biri erkek iki çocuğum olacak" derdim. Allah gönlüme göre verdi; çocukluğumdan bu yana hayalini kurduğum bir evliliğe sahibim.

ÖNCE İNSANLARI TANIR SONRA ONLARI GİYDİRİRİM

 Hazırladığınız programda hiç tanımadığınız insanları güzelleştiriyorsunuz. Kadınları giydirirken hangi kriterleri dikkate alıyorsunuz?

 Normal bir müşterimin nasıl yaşadığını, hayat görüşünü öğrenip ona yakışacağını düşündüğüm tasarımlar yapıyorum. Ancak programda tanımadığım birine seçeceğim kıyafet için önce kişiye bakıyorum. Onların yaşamlarına saygı duyuyorum; dekolte seviyor mu, hangi renkleri tercih ediyor, nasıl giyiniyor... Kıyafetleri de edindiğim bilgilere göre hazırlıyorum.

 TV programınızda gördüğünüz hayatların, sizin üzerinizde nasıl bir etkisi oldu?

Bu sayede kibirli olmamayı öğrendim. Onların yaşamlarını görünce şükretmeyi, ne giyerseniz giyin mutluluğun içinizde olması gerektiğini öğrendim. Dualarımda hep "İçimdeki küçük Emel'i hiçbir zaman öldürme Allah'ım" derim. Çünkü para, şöhret insanları çok değiştirebiliyor.

İNSANLARIN SÖYLEDİKLERİ BENİ HİÇ İLGİLENDİRMİYOR

 Erdal Bey'le birlikte büyüdünüz sayılır. Sanırım evlendiğinizde siz 20 yaşındaydınız, eşiniz 26... Nasıl geçti bu süreç; keyifli mi, sıkıntılı mı?

Öncelikle biz birbirine saygı duyan bir çiftiz. Her ilişkide inişler çıkışlar olur. Hiçbir şey hayatta tek bir duygu üzerine kurulu değildir. Yani hep mutlu ya da hep mutsuz olamazsınız. Erdal ve ben çok güzel büyüdük, her şeyi birlikte atlattık. Öncelikle bir araya geldiğinde çok gülen, komik bir çiftiz. Çocuklarımız bile bizim bu halimize şaşırıp kalır. Ayrıca Erdal çok komik bir insandır ve çocuklarına inanılmaz düşkündür.

 AYNAYA BAKMALI

 Sizce, Türk kadınları nasıl giyiniyor?

Malesef henüz kendimiz olmayı başaramadık. Hâlâ birbirimizden gördüklerimizi, yakışıp yakışmadığına bakmaksızın giyiniyoruz. Oysa ayna karşısında biraz daha vakit geçirsek, eminim kıyafetlerimizin uygunluğunu daha iyi test edebiliriz.

 Tarzınızı beğendiğiniz isimler kimler?

Tartışmasız Ajda Pekkan! İlerleyen yaşına rağmen çok şık giyiniyor. Kendine has tarzı var, kimseden etkilenmiyor.

Başak Çokan/Sabah