İhracat Fiyatının İnceliği..
Daha önceki yazılarımızın birinde " Fiyat Çok Şeydir, Ancak Teklif Her Şeydir " diye bir ifade kullanmıştık ve fiyatla beraber, teklif içerisinde yer alması gereken diğer unsurların önemini vurgulamıştık. Şimdi de değerlerinin küçük görülmesi nedeniyle, birçok ihracatçı dostumuzun müşteriyi kaçırmamak için, " aman canım o da bizden olsun " diyerek ihmal ettikleri, ancak daha sonra üst üste toplandıklarında ciddi rahatsızlıklar veren ihracata özgün masraf kalemlerini irdeleyelim.
Çoğu işletme, geleneksel olarak müşteriye fiyat vermek için, sanki satılan ürün kapıdan çıkınca her şey bitiyormuş gibi hareket ediyor. Oysaki ihracat işinde ürünün kapıdan çıkması, uzun soluklu bir süreçler dizisinin başlangıcı oluyor. Her ihracat işlemi, değeri ne olursa olsun, İhracatçılar Birliğine bir harç yatırılarak uygulamaya alınır. Gümrükten çıkarılabilmesi için Gümrük Çıkış Beyannamesi açan Gümrük Komisyoncusuna bir ücret ödenir ve paramızı tahsil edebilmek için araya koyduğumuz banka da ödeme şeklimize göre uygun bir komisyon alır.
Seçtiğiniz teslim şekline (INCOTERMS) göre yapmanız gereken masraflar ve üstlenilecek riskler farklı olacaktır. Satışı EX-WORKS yani kısaca işletmemizde teslim satıyorsak sorun yok da FCA veya FAS olacaksa, ürünümüz işletmemizin kapısından çıkıp, uluslararası taşımayı yapacak olan araca yüklenene kadar yapılacak olan ara taşıma bedelini hatırda tutalım. Kendi aracımızla götürüyorsak bile malın yüklemesi, aracın yakıtı, şoförün mesaisi gibi masraflar kimin cebinden çıkacak? Eğer FOB satış yapılıyorsa da malların geminin içerisine (bordasına) yüklenme masraflarının da ihracatçıya ait olduğunu hesaba katmalıyız.
Müşterimiz, malını kendi ülkesine kadar taşıma bedeli ödenmiş olarak istediği takdirde, kullanacağımız CPT veya CFR seçeneklerinde ihracatçı sadece navlunu ödüyor amma taşıma sırasında oluşabilecek riskleri üstlenmiyor. Bu durumda kendimizi güvenceye almak için sigorta yaptırmamız gerekecek. Satışımız CIP veya CIF olsa bile, risk yine bizde değil ve yapılan sigorta müşterinin riskini kapsamak üzere yapılıyor. Bu her iki seçenekte de taşıma ve sigorta bedelini alıcıya ya fiyatımızın içerisinde yansıtmak ya da teklifimizde ayrı kalemler olarak belirtmek durumundayız.
Ancak müşterimiz DAT veya DAP seçeneklerinden birisini seçerse, ürünlerimiz belirlenen varış yerine kadar masraflar ve riskler bize ait olarak taşınacak ve ayrıca DAT seçeneğinde, varış yerindeki boşaltma masrafları da ihracatçıya ait olacaktır.
Eğer müşterimiz biraz daha nazlı ise ve " elimi sıcak sudan soğuk suya vurmam, siz her şeyi yapıp ürünleri bana kapımda teslim edin " derse uygulanacak teslim şekli DDP olacak ve bu durumda da ihracatçı, alıcısının kendi ülkesine ithalat yapabilmesi için ödemesi gereken tüm vergileri de ödeyerek teslimat yapmak durumunda olacaktır.
Aynı şekilde, seçeceğiniz ödeme şekline göre de karşınıza çıkacak olan masraflar da farklı olacaktır. Eğer bunların ne kadar bir meblağ tutabileceğinin farkında değilsek, sonunda biraz baş ağrısı çekmek kaçınılmaz olacaktır. Değeri yüksek olan ihracat işlemlerinde, kendi kâr payımızdan fedakârlık ederek cepten karşıladığımız İhracatçılar Birliği Harcı, Gümrük Komisyoncusuna ödenen para, banka masrafları v.b. masraflar, düşük değerli ihracat işlemlerinde ciddi sıkıntılar doğurmaktadır.
İhracatçımızın, her teklifinin ayrı bir maliyetini yapmasını, o işlem için ödenecek olan büyük küçük tüm masrafların bir çizelgede detaylı olarak belirtmesini ve bu işlemi her defasında ince ayrıntıları atlamayarak yapmasını öneririz.
ŞEFİK ERGÖNÜL