Whatsapp Tekstil Kursları Destek Hattı

İlköğretim Birinci Kademe Öğrencilerinin Giysi Tercihleri ve Giysi Satın Alma Davranışlarına Etki Eden Faktörler

 

Saliha AĞAÇ
Hatice HARMANKAYA
GİRİŞ
Birey, çocukluğundan yaşlılığına kadar gelişen yaşam çizgisi üzerinde birbirinden farklı gelişim 
dönemlerinden geçer ve bu dönemler içerisinde birbiriyle aynı olmayan fizyolojik ve psikolojik bazı
özellikler gösterir. Bu kapsamda yaşam çizgisi dikkate alınarak bireyin hayatı genel hatlarıyla; çocukluk, 
ergenlik/ gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık gibi gelişim dönemlerine ayrılabilir (Koç, 2004: 232). 
Gelişimi fiziksel gelişim, bilişsel (zihinsel) gelişim, psikososyal gelişim ve ahlak gelişimi olarak dört 
alanda incelemek mümkündür (Bacanlı, 2006: 44). Bilişsel gelişim süreci somuttan soyuta, aktiften 
yansıtıcıya birbirini izleyen, her biri öncekini içine alan aşamalardan meydana gelen, özümseme ve 
uyumsama arasındaki bu sürekli işleme dayanır (Mutlu ve Aydoğdu, 2003: 20). Piaget (1965) bilişsel 
gelişimi, niteliksel olarak birbirinden farklı dört temel döneme ayırarak açıklamıştır (Çapri ve Çelikkaleli, 
2005: 50). Bu dönemler; 
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi  22 / 2009 
2 Saliha AĞAÇ – Hatice HARMANKAYA 
1. Duyusal-Motor Dönem [Sensory-Motor Period] 0–2 yaş. 
2. İşlem Öncesi Dönem [Pre-Operational Period] 2–7 yaş. 
3. Somut İşlemler Dönemi [Concrete Operational Period] 7–11 yaş. 
4. Soyut İşlemler Dönemi [Formal Operational Period] 11 ve yukarı yaş.
Erikson ise, bireylerin sekiz dönem içerisinde psiko-sosyal gelişimi tamamlandığını ifade etmektedir. Bu 
gelişim dönemlerinin özelliği her dönem de birisi olumlu diğeri ise olumsuz olan iki özellikten hangisinin 
birey tarafından kazanılıp kazanılmadığıdır. Erikson’un Psikososyal gelişim dönemleri; 
1. Temel Güvene Karşı Güvensizlik (0–18 ay), 
2. Özerkliğe Karşı Utanç ve Şüphe (1,5–3 yaş), 
3. Girişimciliğe Karşı Suçluluk Duygusu (3–6 yaş), 
4. Çalışkanlığa Karşı Yetersizlik Duygusu (6–12 yaş), 
5. Kimlik Kazanmaya Karşı Kimlik Karmaşası (12–21 yaş), 
6. Yakınlığa Karşı Yalıtılmışlık (Yalnızlık) (21–30 yaş), 
7. Üretkenliğe Karşı Verimsizlik(Durgunluk) (30–65 yaş), 
8. Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk (65 yaş ve sonrası) dır (Arslan ve Arı, 2008: 53, 54). 
Araştırma kapsamında incelenen çocukluk dönemi Piaget’ nin bilişsel gelişim dönemlerinden somut 
işlem dönemi (7–11 yaş) ve Erikson’ nun psikososyal gelişim dönemlerinden ise başarılı olmaya karşı
yetersizlik (6–12 yaş) dönemidir. Piaget’in 7–11 yaş, somut işlemler döneminde çocuklarda yoğun bir 
şekilde soyut sembolik güçlerin gelişimi başlar (Mutlu ve Aydoğdu, 2003: 20). Erikson’un ilköğretim birinci 
kademesine denk gelen bu dönemde çocuk okulda bilgi edinirken, kendisi ile aynı yaşlardaki akranlarıyla 
kendini karşılaştırır ve karar verir (Bacanlı, 2006: 91). Bu dönemde çocuk sosyal ve akademik yönlerden 
kendi durumunu arkadaşlarının durumu ile kıyaslayarak doyum sağlamak ister. İlköğretim yılları ile örtüşen 
bu dönemde çocuk öğrenebildiği ve başarabildiği kadarıyla çevresindekiler tarafından beğenilmek ve takdir 
edilmek ihtiyacındadır (Yeşilyaprak, 2004: 126). 
Sosyal gelişim, bireyin sosyal uyarıcıya, özellikle grup yaşamının baskı ve zorunluluklarına karşı
duyarlılık geliştirmesi, grubunda ya da kültüründe başkalarıyla geçinmesi, onlar gibi davranması olarak 
tanımlanmaktadır (Yapıcı ve Yapıcı, 2005: 1). Sosyalleşme birey ve toplum açısından farklı bir anlam taşır. 
Toplum açısından kültürün kuşaktan kuşağa devrini ve bireyin örgütlenmiş bir sosyal hayat içerisinde 
belirlenmiş normlara uymasını sağlar. Bu açıdan sosyalleşme çocuğun sosyal gelişiminde bireyin benlik ve 
kişiliğini oluşturan temel etkenlerden biridir (Küçük ve Koç, 2004: 132). 
Bireyin doğumuyla başlayan tüketim süreci incelendiğinde bebeklikte, çocuklukta, gençlikte ve yaşlılıkta 
ihtiyaçlarının farklı olduğu görülür. Tüketici davranışları demografik, ekonomik, sosyal, psikolojik ve 
durumsal birçok faktörden etkilenmekte ve bu faktörler tüketici davranışlarının çerçevesini 
oluşturmaktadır. İnsanın sürekli değişen ve gelişen bir varlık olmasıyla bu faktörler kişiden kişiye ve zaman 
içinde değişmektedir (Akalp, 2006: 87). 
Tüketici davranışı, bireylerin ürünleri satın alma ve kullanmadaki karar süreçleri ve davranışlarıyla 
ilgilidir. Başka bir deyişle kişilerin mali değeri olan mal ve hizmetleri elde etme ve kullanmalarıyla doğrudan 
ilgili faaliyetler ve bu faaliyetlere yol açan, belirleyen karar süreçleridir (Çivitci, Çakmak, Işık, 2006: 203). 
Tüketici, kişisel istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için pazarlama bileşenlerini satın alan kişi olarak 
tanımlanabilir (Gümüş, 1999: 54). Tüketici nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturan çocuk ve gençler son 
yıllarda daha bilinçli alışverişler yapmaya daha seçici davranmaya başlamışlardır. Tüm dünyada ve özellikle 
genç nüfusa sahip Türkiye’ de genç tüketiciler hazır giyim üretici ve satıcılarının en önemli hedef kitlelerini 
oluşturmaktadır (Okur, 2001: 64). 
Çocukluk çağı tüketici özellikleri ve davranışları sonraki yıllardaki davranışlarını bilmek, hayat tarzını
inşa etmek ve kalıcı fikirler oluşturmak için oldukça önemlidir. Çocuk ve ergenlerde tüketici olarak sosyal 
gelişim, satın alma kararları vermek ve bilinen markaları tercih etmekle oluşur. Çocukların yaş, cinsiyet 
vücut özellikleri gibi fiziksel farklılıkları, ailelerinin gelirleri, eğitim düzeyleri ve iş statüleri gibi özellikleri 
çocuklarının giysi alımlarındaki seçim rollerini ve algılamalarını etkilemektedir. Çocukların içinde 
bulunduğu arkadaş grupları giysi tercihlerine etki eden önemli etkenlerdendir. Çocuk sosyalleşme ve 
etkileşim sonucu giyim tarzını oluşturabilir. Çocuklar için arkadaşları çok önemlidir. Arkadaşlarının 
kendileri için ne düşündüklerini oldukça önemserler. Kendi aralarında aynı düşüncelere ve beğenilere sahip 
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi  22 / 2009 
3 İlköğretim Birinci Kademe Öğrencilerinin Giysi Tercihleri ve Giysi Satın Alma Davranışlarına Etki Eden Faktörler 
gruplar oluştururlar. Her çocuk belli bir gruba dahil olmak ister. Yaşıtlarından oluşan arkadaş gruplarının 
içinde kabul görme ve etkinliklere katılma açısından giysiler iletişim ve benlik oluşturma aracı olarak 
etkendir. 
Giyimsel olgular ve özellikler çocukların arkadaş gruplarına kabul olunmasında ya da olunmamasında 
önemli bir faktördür. Çünkü giyim sözel olmayan iletişimin farklı bir şeklidir. Çocuklarda yaşın 
büyümesine paralel olarak giysilerinde özgün olma, öncelikli olarak tarzını yansıtma ve beğenilerini ifade 
etme özelliklerinin de geliştiği görülmektedir (Ağaç ve Şahinoğlu, 2008: 251). 
Anne babalar çocuklarına görüşlerini söylemeli, örnekler göstermeli fakat seçme hakkını çocuklarına 
bırakmalıdır. Çocukların geleceğe yönelik birey ve tüketici olarak sosyalleşmelerinde giysiler birer araçtır. 
7–11 yaş arası dönemde çocukların zamanının çoğunu okulda geçirmesi ve fiziksel hareketliliklerinin 
yüksek olması nedeniyle giysilerinin kulanım kolaylığına sahip ve işlevsel olması gerekir. Çocuklar okul 
döneminde oldukça hareketli fiziksel yapıya sahiptirler. Bu nedenle giysiler yıpranmakta ve çabuk 
eskimektedir. Giysilerin kullanım süresini ve sahasını arttırmaya yönelik ergonomik özellikler ailelerin satın 
alma kararlarında etkilidir. Okul çağı dönemde giysi tercihlerindeki en önemli unsurlardan birisi de 
boyutsal değişimin hızıdır. Bu dönemde çocuklar hem boy hem de ağırlık olarak hızlı gelişmektedir (Kuru 
ve Çeğindir, 2001: 4). Bütün bunların etkisiyle genç tüketiciler daha fazla alışveriş yapmakta, modayı takip 
etmekte ve yeniliklere daha hızlı uyum sağlamaktadır (Okur, 2001: 64). 
Bu çalışmanın amacı, ilköğretim çağındaki öğrencilerin giysi alışverişlerindeki seçimlerine yön veren 
etkenleri okul değişkeni açısından incelemektir. Araştırmada öğrencilerin tüketici davranışları; cinsiyet 
özellikleri, alışverişe etki eden kişi ve unsurlar, alışveriş zamanı, marka ve renkler açısından incelenmiştir. 
Bu çalışma özellikle çocukların giysi alışverişlerinde ailelerin, akranlarının ve okulun rolünü belirlemeyi 
amaçlamaktadır. 
YÖNTEM 
Araştırmanın materyalini, Ankara sınırları içindeki 7–11 yaş arasındaki özel ve devlet okullarında 
öğrenim gören ilköğretim birinci kademe öğrencilerden anket yardımı ile elde edilen veriler ve ilgili 
kaynaklar oluşturmaktadır. Araştırmada 7–11 yaş çocukların giysi satın alma kararlarının belirlenmesi 
amaçladığından betimsel (survey) yöntem uygulanmıştır. 
Bu araştırmanın evrenini Ankara sınırları içindeki özel ve devlet okullarında öğrenim gören 7–11 yaş
arası çocuk tüketiciler; örneklemi ise Ankara’da bulunan anket uygulaması için izin alınabilen özel ve devlet 
ilköğretim okullarından rastlantısal olarak seçilen özel okul ve devlet okullarında öğrenim gören 110 kız, 
110 erkek öğrenci oluşturmaktadır. Hazırlanan anket devlet okullarında 55 kız 55 erkek, özel okullarda yine 
55 kız 55 erkek olmak üzere toplam 220 öğrenciye uygulanmıştır. Ayrıca anket uygulamasında ilköğretimde 
yer alan her sınıftan hem özel okullarda, hem de devlet okullarında 22 öğrenci araştırma kapsamına 
alınmıştır. Örneklemin belirlenmesinde incelenen yapının tüm bileşenlerine eşit olasılıkla örnekleme şansı
vermeyi amaçlayan tabakalı eşit oranlı örnekleme kullanılmıştır. Bu nedenle hem kız ve erkek öğrenci 
sayıları, hem de okullarda anket uygulanan öğrenci sayıları aynı sayıda seçilmiştir. 
Araştırma için gerekli verileri toplamak amacıyla, 7–11 yaş arası çocukları tanımaya ve giysi satın alma 
kararlarına etki eden faktörleri belirlemeye yönelik soruların yer aldığı anket geliştirilmiştir. Anket 20 
sorudan oluşmaktadır. 
Araştırma sürecinde veri toplama işlemi tamamlandıktan sonra ankete verilen cevaplar kontrol edilmiş, 
eksik ya da hatalı anketler ayrılmış ve doğru olan anketler üzerinde istatistiksel analizler yapılmak üzere 
veriler SPSS paket programına aktarılmıştır. 
Elde edilen bulgular okul değişkeni dikkate alınarak çapraz tablolarda verilmiştir. Ayrıca ilköğretim 
dönemindeki 7–11 yaş öğrencilerin okul ve cinsiyet değişkeni ile giysi tercihleri ve giysi satın almada dikkat 
ettikleri özellikler değişkenleri arasında da istatistiksel ilişkinin ölçümü için χ² ilişki analizi kullanılmıştır. 
İlişki testi için hipotezler aşağıdaki şekilde yapılandırılmıştır. 
Hº= Örneklemin okul türü ile giysi tercihleri ve giysi satın almada dikkat ettikleri özelliklere ilişkin 
değişkenler arasında istatistiksel ilişki yoktur. 
H¹= Örneklemin okul türü ile giysi tercihleri ve giysi satın almada dikkat ettikleri özelliklere ilişkin 
değişkenler arasında istatistiksel ilişki vardır. 
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi  22 / 2009 
4 Saliha AĞAÇ – Hatice HARMANKAYA 
Hipotezin kabul ya da reddi için olasılık değeri (P) < α=0,05 ise H¹ Kabul edilir. 
Hipotezin kabul ya da reddi için olasılık değeri (P) > α=0,05 ise Hº Kabul edilir. 
Yapılan χ² ilişki analizi sonucu elde edilen istatistiksel ilişkiler ilgili yerlerde belirtilmiştir. 
BULGULAR VE YORUMLAR 
Bu bölümde, özel ve devlet okulları ilköğretim kademesinde öğrenim gören 7–11 yaşlar arasındaki 
çocukların giysi satın alma davranışlarına etki eden faktörler ve giysi tercihlerini belirlemek amacıyla yapılan 
araştırmada, anket yardımıyla elde edilen veriler, okul değişkenine göre çapraz tablolarda verilmiştir. 
Tablo 1. Giysi Satın Alırken Alışverişe Çıkılan Kişiler 
Devlet Okulu Özel Okul Seçenekler 
f % f % 
χ2 P 
Anne 102 92.7 97 88.2 1.316 0.251 
Baba 57 51.8 73 66.4 4.814 0.028 
Abla 22 20.0 15 13.6 1.592 0.207 
Ağabey 5 4.5 13 11.8 3.872 0.049 
Arkadaş 6 5.5 5 4.5 0.096 0.757 
Kendi 2 1.8 9 8.2 4.689 0.030 
Akraba 6 5.5 19 17.3 7.627 0.006 
Bakıcı - - 2 1.8 2.018 0.155 
7–11 yaş arası devlet ve özel okul öğrencilerinin alışverişe birlikte çıktıkları kişilere ilişkin bulguların yer 
aldığı Tablo 1 incelendiğinde, devlet okulundaki öğrencilerin % 92.7’sinin annesiyle, %51.8’inin 
babasıyla, özel okul öğrencilerinin %88.2’sinin annesiyle, %66.4’ünün babasıyla alışverişe çıktığı
görülmüştür. Bu durum ilköğretim çağındaki çocukların giysi alışveriş sürecinde ailenin önemli rol 
oynadığını bir kez daha ortaya koymuştur. 
Çocuklar alışveriş gezilerine aileleri tarafından götürülmekte, pazaryerinin para, ürünler ve mağazalar 
gibi ana bileşenleri ile tanıştırılmaktadır. Bu aktiviteler boyunca çocuklar kademeli olarak beklenen tüketici 
sosyalleşme süreci içinde dikkatli olarak fakat daha çok bilinçsizce gelecekte üstlenilen rollerini kazanırlar 
(Haynes, Burts ve Dukes, 1993: 152). Çocukların kendi alışveriş becerilerini geliştirdikleri bu durum 
“birlikte alışveriş deneyimi” olarak tanımlanabilir. Birlikte alışveriş deneyiminde anne, babaya ait 
faaliyetlerin gözlenmesi yoluyla çocukluk çağının tüm yaşlarında ve tüm alanlarda, marka tercihleri, 
ürünlerdeki benzerlik ve farklılıklar gelişebilir (Harper, Dewar ve Diack, 2003: 197). Anneler çocukları
için, elde edilebilir parayı kontrol ederler ve çocukların istediği alışveriş ve hizmetler için bekçi gibi rol 
oynarlar. Çocuk anneleri şüphesiz, çocuğun büyüme sürecinde özellikle de erken yaş dönemi boyunca ilk 
sosyalleşme acentesidir (Haynes, Burts ve Dukes, 1993: 152, 153). 
Yapılan χ² analizi sonucunda ise, 7-11 yaş arasında yer alan öğrencilerin okul değişkeni ile giysi satın 
alırken alışverişe çıktıkları kişiler arasında baba (P=0.028), ağabey (P=0.049), kendi başına (P=0.030) ve 
akraba (P=0.006) seçeneklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuş ve H¹ hipotezi kabul 
edilmiştir. 
Cinsiyete göre öğrencilerin alışverişe çıktıkları kişilerin dağılımlarına ilişkin bulgularda kızların 
%46.4’ünün, erkeklerin ise %71.8’inin babaları ile alışveriş yaptığı belirlenmiştir. Cinsiyete göre yapılan χ² 
analizi sonucunda ise, alışverişe çıkılan kişilerden baba (P=0.000), ağabey (P=0.049) ve arkadaş (P=0.030) 
seçeneklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. 
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi  22 / 2009 
5 İlköğretim Birinci Kademe Öğrencilerinin Giysi Tercihleri ve Giysi Satın Alma Davranışlarına Etki Eden Faktörler 
Tablo 2. Satın Almaya Yardımcı Olan Kişiler 
Devlet Okulu Özel Okul 
Seçenekler f % f % χ2 P 
Anne 76 69.1 88 80.0 3.449 0.063 
Baba 48 43.6 52 47.3 0.293 0.588 
Abla 18 16.4 18 16.4 0.000 1.000 
Ağabey 6 5.5 13 11.8 2.823 0.093 
Arkadaş 6 5.5 7 6.4 0.082 0.775 
Kendi 30 27.3 24 21.8 0.884 0.347 
Akraba 2 1.8 19 17.3 15.214 0.000 
Bakıcı - - 2 1.8 2.018 0.155 
7–11 yaş arası devlet ve özel okul öğrencilerinin giysi satın alma davranışlarına yardımcı olan kişilere 
ilişkin bulguların yer aldığı Tablo 2 incelendiğinde, devlet okulundaki öğrencilerin %69.1’inin anneleri, 
%43.6’sının babaları tarafından satın almaya yardım edildiği, %27.3’ünün ise kendi alışveriş yaptığı
görülmüştür. Özel okuldaki öğrenciler ise %80’i anneleri, %47.3’ü babaları tarafından satın alma 
davranışlarına yardım edildiğini, %21.8’i ise kendi alışveriş yaptığını belirtmiştir. 
Tablo 1 ve 2 birlikte değerlendirildiğinde, sosyo-ekonomik düzey farkları olmaksızın çocukların giysi 
alışverişlerine aile etkisinin olduğu, her iki okul türünde de çocukların anne ve babaları tarafından giysi 
alışverişine götürüldüğü belirlenmiştir. Fakat çocukların kendi başına alışveriş yapma oranlarındaki 
paralellik dikkat çekicidir. Buna göre çocuklar yaygın ve aktif müşteri gruplarıdır. Çocukların müşteri olarak 
karar verme davranışlarının gittikçe arttığı görülmektedir. Bunun nedeni alım gücündeki zenginleşme, 
çocukların yükselen tüketici sosyalliği ve son dönemlerde annelerin çalışması olarak açıklanabilir (Darian, 
1998: 421). Bu durum çocuklara alışveriş gibi büyük görevler getirmektedir (Harper, Dewar ve Diack, 
2003: 197). 
Yapılan χ² analizi sonucunda ise, 7–11 yaş arasında yer alan öğrencilerin okul değişkeni ile giysi satın 
almaya yardımcı olan kişiler arasında sadece akraba (P=0.000) seçeneğinde istatistiksel olarak anlamlı bir 
ilişki bulunmuş ve H¹ hipotezi kabul edilmiştir. 
Öğrencilerin giysi alışverişlerinde yardımcı olan kişilerin cinsiyet açısından dağılımında en fazla 
yığılmayla kızlara %28.2, erkeklere %62.7 oranla babasının yardımcı olduğunu belirlenmiştir. Cinsiyete göre 
yapılan χ² analizi sonucunda ise, giysi satın almaya yardımcı olan kişilerden baba (P=0.000), ağabey 
(P=0.008) ve arkadaş (P=0.045) seçeneklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. 
Tablo 3. Giysi Satın Alma Zamanı
Devlet Okulu Özel Okul Seçenekler 
f % f % 
Mevsim Sonunda 3 2.7 4 3.6 
Mevsim Başında 6 5.5 - - 
Herhangi Bir Zaman 36 32.7 36 32.7 
İhtiyaç Olduğunda 59 53.6 65 59.1 
Bayramlarda 3 2.7 2 1.8 
Beğenildiğinde 1 0.9 - - 
Moda Olduğunda 1 0.9 - - 
Eskidiğinde 1 0.9 - - 
Her Hafta Sonu - - 1 0.9 
Özel Günlerde - - 2 1.8 
χ2
=12.633 P=0.180 
Devlet ve özel okuldaki öğrencilerin alışveriş yaptığı zamanlara ilişkin bulguların yer aldığı Tablo 3 
incelendiğinde, hem devlet ve hem de özel okuldaki öğrencilerin %32.7’sinin herhangi bir zamanda 
alışveriş yaptığı; devlet okulundakilerin %53.6’sının, özel okuldakilerin %59.1’inin ise ihtiyaç olduğunda 
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi  22 / 2009 
6 Saliha AĞAÇ – Hatice HARMANKAYA 
alışveriş yaptığı belirlenmiştir. Okul türleri ile alışveriş zamanı arasındaki yüzdelerin birbirine paralellik 
göstermesi ekonomik durum göz önüne alındığında şaşırtıcı bir sonuçtur. 
Günümüzde geçerli olan kent yaşamının gelir farklılığı, eğlence biçimleri, eğitim ve sağlık 
hizmetlerindeki imkânlar, hizmetin ücretli olmasına neden olmakta, dolayısıyla ailelerin harcama alanlarını
artırmaktadır. Ayrıca eğitim seviyesinin yükselmesi sonucu çalışan aile bireylerinin ekonomik 
bağımsızlıklarını kazanmaları, her bir aile bireyinin ayrı harcama yapması çocukların tüketim eğilimini
artıran bir diğer faktördür (Ersoy ve Nazik, 2006: 314). 
Okur’ un (2001) giysi seçimini etkileyen tüketici davranışları üzerine yaptığı çalışmasında, gençlerin 
ihtiyaç olduğu her zaman alışveriş yaptığını (%47.13) ortaya konmuştur. Fakat ihtiyaç zamanı kişiden kişiye 
değişebilmektedir. İhtiyaç olduğu düşüncesi zamana ve çeşide göre farklılık gösteren kapalı bir ifade 
tarzıdır. 
Yapılan χ² analizi sonucunda ise, 7–11 yaş arasında yer alan öğrencilerin okul değişkeni ile alışveriş
zamanı arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı görülmüştür. 
Cinsiyete göre öğrencilerin giysi satın alma zamanının dağılımına ilişkin bulgularda en fazla yığılmayla 
kızlarda %60.0, erkeklerde %52.7 oranla ihtiyaç olduğunda giysi aldıkları belirlenmiştir. Cinsiyete göre 
yapılan χ² analizi sonucunda ise, giysi satın alma zamanı ile çocukların cinsiyetleri arasında istatistiksel 
olarak P=0.024 düzeyinde anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. 
Tablo 4. Giysi Satın Almada Etkili Olan Unsurlar 
Devlet Okulu Özel Okul Seçenekler f % f % χ2 P 
Arkadaşlarda Görmek 23 20.9 25 22.7 0.107 0.744 
Beğendiği Sanatçılarda Görmek 16 14.5 5 4.5 6.370 0.012 
Annenin Tavsiyesi 73 66.4 48 43.6 11.478 0.001 
Babanın Tavsiyesi 52 47.3 29 26.4 10.337 0.001 
Reklâmlarda Görmek 15 13.6 7 6.4 3.232 0.072 
Çevredeki Yaşıtlarında Görmek 5 4.5 19 17.3 9.167 0.002 
Mağaza Vitrinlerinde Görmek 30 27.3 42 38.2 2.973 0.085 
Televizyonlarda Görmek 8 7.3 7 6.4 0.072 0.789 
Film/Çizgi Film Kahramanlarında Görmek 16 14.5 6 5.5 5.051 0.025 
Ağabey Tavsiyesi 4 3.6 1 0.9 1.842 0.175 
7–11 yaş arası öğrencilerde giysi satın alırken etkili olan özelliklere ilişkin bulguların yer aldığı Tablo 4 
incelendiğinde, toplamda en fazla yığılmayla devlet okulundaki öğrencilerde %66.4 annenin tavsiyesi, 
%47.3 babanın tavsiyesi, %27.3 mağaza vitrinlerde görmek, %20.9 arkadaşlarda görmek satın almaya etkili 
olan unsurlar olarak ortaya çıkmıştır. Özel okuldaki öğrencilerde ise, % 43.6 anne tavsiyesinin, %38.2 
mağaza vitrinlerinde görmenin, %26.4 baba tavsiyesinin, %22.7 arkadaşlarda görmenin satın almaya etkili 
olduğu belirlenmiştir. Buna göre anne, baba, arkadaş ve mağaza unsurlarının her iki okul türü açısından da 
çocuklarda giysi satın alma davranışlarını önemli derecede etkilediği söylenebilir. 
Aileler çocuklarının tüketici olarak sosyalleşmesinde büyük rol oynar. Çocuklar ailelerinin müşteri 
kimliklerinden etkilenerek karar almayı öğrenirler. Son yıllarda, çocuk-reklâm ilişkisi üzerine yapılan 
reklâmların pek çoğu, özellikle televizyonda yayınlanan reklâmlar, çocukların sosyalleşme sürelerini konu 
almaktadır (Karaca, Pekyaman ve Güney, 2007: 236). 
Satın alma kararlarını yönlendiren bir faktör olarak cinsiyet kişilerin söz sahibi olmasını sağlamaktadır. 
Özellikle bazı ürünlerde/hizmetlerde satın alma kararında etkili olan kişiler cinsiyet rollerine göre, 
toplumdaki konumlarına göre marka tercihlerini belirlemektedirler. Cinsiyet ve giysi arasındaki ilişkiyi 
inceleyen araştırma sonuçları kızların erkeklerden daha çok giysiler ve markaları ile ilgili olduğunu ortaya 
koymaktadır (Aktuğlu ve Temel, 2006: 45–46). 
Grup etkileşimi çocukların satın alma kararlarına etki eder. 5 ile 12 yaş grupları arasındaki çocukların 
davranışları akran grupları tarafından şekillenir. 7 yaşlarındaki çocuklar kendilerini üç alanda değerlendirir. 
Bunlar fiziksel kabul, akademik kabul ve sosyal kabuldür. 9 yaşlarında çocuklar markaların önemine doğru 
karmaşık tüketici yönlendirmesinde gelişirler (Harper, Dewar ve Diack, 2003: 198, 199). Çocuklar okula 
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi  22 / 2009 
7 İlköğretim Birinci Kademe Öğrencilerinin Giysi Tercihleri ve Giysi Satın Alma Davranışlarına Etki Eden Faktörler 
başladıklarında artarak akranlarından etkilenmekte ve aileler pahalı ve moda kıyafetler için aşırı isteklerle 
karşı karşıya kalmaktadır (Darian, 1998: 421). 
Akran etkisi iki faktöre göre açıklanabilir. Bunlar uygunluk ve ihtiyaç tatminidir. Uygunluk 7 yaşından 
11 yaşına kadar dikkate değerdir. Grup onayı için ise güçlü ihtiyaç vardır. Giyim, akran grupları içinde onay 
kazanma açısından iyi bir yoldur (Harper, Dewar ve Diack, 2003: 199). Darian’ın yaptığı çalışmada 
sonuçlar alışveriş sürecinde çocukların ailelerinden daha aktif rol oynadığını göstermiştir. Günümüzde 
çocuklar, televizyon ve radyoların geniş çeşitlilikte mağaza ürünleri içerdiği birçok ticari pazarlama 
uyarıcısına maruz bırakılmaktadır (Haynes, Burts ve Dukes, 1993: 151). Fakat Karaca ve diğerlerinin 
reklamların çocuklar üzerindeki etkilerine yönelik yaptıkları çalışmalarında çocukların gıda ve oyuncak 
reklamlarından etkilenirken reklamlarda görmenin giysi tercihlerini etkilemediği, araştırma bulgularına 
paralel olarak belirtilmiştir. 
Yapılan χ² analizi sonucunda, 7–11 yaş arasında yer alan öğrencilerin okul değişkeni ile giysi satın 
almada etkili olan unsurlar arasında, annenin tavsiyesi (P=0.001), babanın tavsiyesi (P=0.001), beğendiği 
sanatçılarda görmek (P=0.012), çevredeki yaşıtlarında görmek (P=0.002), film veya çizgi film 
kahramanlarında görmek (P=0.025) seçeneklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuş ve H¹ 
hipotezi kabul edilmiştir. Arkadaşlarında, mağaza vitrinlerinde, televizyonda-reklâmlarda görmek ve ağabey 
tavsiyesi seçenekleri ile okul değişkeni arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. 
Cinsiyete göre öğrencilerin giysi satın alma davranışlarına etkili olan unsurların dağılımlarına ilişkin 
bulgularda en fazla yığılmayla kızların %27.3’ünün, erkeklerin ise %46.4’ünün alışverişte baba tavsiyesinden 
etkilendiği belirlenmiştir. Cinsiyete göre yapılan χ² analizi sonucunda ise, giysi satın almada etkili olan 
unsurlardan baba tavsiyesi (P=0.003) ve reklâmlarda görme (P=0.007) seçeneklerinde istatistiksel olarak 
anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. 
Tablo 5. Giysilerde Tercih Edilen Renkler 
Devlet Okulu Özel Okul Seçenekler 
f % f % 
χ2 P 
Mavi 57 51.8 47 42.7 1.824 0.177 
Kırmızı 48 43.6 31 28.2 5.708 0.017 
Yeşil 51 46.4 31 28.2 7.777 0.005 
Sarı 32 29.1 28 25.5 0.367 0.545 
Siyah 29 26.4 43 39.1 4.047 0.044 
Beyaz 39 35.5 32 29.1 1.019 0.313 
Turuncu 39 35.5 26 23.6 3.690 0.055 
Pembe 38 34.5 33 30.0 0.520 0.471 
Lila 38 34.5 12 10.9 17.496 0.000 
Lacivert 21 19.1 30 27.3 2.068 0.150 
Kahverengi 6 5.5 4 3.6 0.419 0.517 
Gri 4 3.6 1 0.9 1.842 0.175 
Mor - - 2 1.8 2.018 0.155 
Öğrencilerin satın alma davranışları açısından giysilerde tercih ettikleri renklere göre dağılımı gösteren 
Tablo 5 incelendiğinde, her iki okul türünde en fazla yığılmayla mavi rengin tercih edildiği belirlenmiştir. 
Diğer renklerde birbirine yakın dağılımların olduğu söylenebilir. Tercih sıralamasına göre renkler devlet 
okulunda yeşil (%46.4), kırmızı (%43.6), beyaz (%35.5), turuncu (%35.5), pembe (%34.5) ve lila renkte 
(%34.5) yoğunlaşmıştır. Özel okulda ise, siyah (%39.1), pembe (%30), kırmızı (%28.2), yeşil (%28.2), 
lacivert (%27.3) renkler tercih edilmiştir. Yüzde oranlarının yakın dağılımlar gösterme nedeninin kız 
öğrencilerin tercihlerindeki faklılıklardan olduğu söylenebilir. 
Aileler alışverişte yararlı rol oynarlar ve ne kadar harcamak gerektiği, kullanışlılığı, kalitesi gibi 
fonksiyonel faktörleri vurgularlar. Çocuklar ise daha çok renk, stil ve marka tercihlerini ortaya koyarlar 
(Darian, 1998: 422). Küçük çocuklar giysilerde şekil, renk, işaret ve paketleme gibi görsel faktörlere ve 
fonksiyonel olmayan özelliklere itimat ederken daha büyük çocuklar giysilerde öncelikle yararlı ve 
fonksiyonel özelliklere eğilimlidirler (Hogg, Bruce ve Hill, 1998: 294). 
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi  22 / 2009 
8 Saliha AĞAÇ – Hatice HARMANKAYA 
Renklerin insanlar üzerinde fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik etkileri vardır. Renkler giysilerde 
çekiciliği arttırmak, göz yanılmaları sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Giysilerde renk faktörü önemli 
tercih nedenidir (Ağaç ve Arga, 2008: 257). Renk algıları tartışmalı olarak çeşitlilik gösterir. Renklerde 
tamamen açık olan özellik çimlerin yeşil, gökyüzünün mavi olmasıdır. Ama gerçekte nesnelerde böyle 
değildir. Renkler dokunma gibi duygular olup, görme sistemi ve beyin vasıtasıyla tamamen subjektif 
değerlendirme ve canlandırmalardır (Nitse ve Diğerleri, 2004: 900). 
Yapılan χ² analizi sonucunda, 7–11 yaş arasında yer alan öğrencilerin okul değişkeni ile giysilerde tercih 
edilen renkler arasında kırmızı (P=0.017), yeşil (P=0.005), siyah (P=0.044), ve lila (P=0.000) 
seçeneklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuş ve H¹ hipotezi kabul edilmiştir. 
Cinsiyete göre öğrencilerin giysilerde tercih ettikleri renklerin dağılımına ilişkin bulgularda kızların % 
61.8’inin pembe, %44.5’inin lila, %35.5’inin mavi renk, erkelerin ise %59.1’inin mavi %47.3’inin siyah ve 
%42.7’inin lacivert renkleri tercih ettiği belirlenmiştir. Cinsiyete göre yapılan χ² analizi sonucunda ise, 
giysilerde tercih edilen renklerden mavi (P=0.000), sarı (P=0.006), siyah (P=0.000), pembe (P=0.000), lila 
(P=0.000), lacivert (P=0.000) ve kahverengi (P=0.010) seçeneklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir 
ilişkinin olduğu görülmüştür. 
Tablo 6. Giysinin Bir Başkasında Görülmesi Durumunda Gösterilen Tepki 
Devlet Okulu Özel Okul Seçenekler 
f % f % 
Üzülme Ama Yine de Giyme 20 18.2 6 5.5 
Bir daha Giymeme 5 4.5 7 6.4 
O giysiyi Giyen Kişinin Ortamında Bulunmama 15 13.6 7 6.4 
Etkilenmeme 64 58.2 77 70.0 
Gurur Duyma 1 0.9 - - 
Sevinme 5 4.5 13 11.8 
χ2
= 16.535 P=0.005 
Öğrencilerin giysiyi bir başkasında görmesi durumunda gösterdiklere tepkilere ilişkin bulguların yer 
aldığı Tablo 6 incelendiğinde en fazla yığılmayla hem devlet okulundaki öğrencilerin (%58.2) hem de 
özel okuldaki öğrencilerin (%70) bu durumdan etkilenmediği ortaya çıkmıştır. Devlet okuldaki 
öğrenciler (%18.2) giysiyi başkasında gördüklerinde üzüldüklerini ama yinede giydiklerini belirtirken, özel 
okuldaki öğrenciler (%11.8) giysiyi başkasında gördüklerinde sevindiklerini belirtmiştir. 
Devlet okulunda öğrenim gören öğrenci ailelerinin ekonomik düzey bakımından birbirine yakın 
özellikler taşıması, çocuklar için giysi alışverişi yapılan mağaza ve mekânların benzer veya aynı yerler 
olmasına neden olabilmektedir. Özellikle son dönemlerde alışveriş merkezlerinin artması ve buralarda aynı
markaların yer alması buna etken olabilmektedir. Bu durumun sonucu olarak çocukların giyim ihtiyaçlarına 
ayrılan bütçe çerçevesinde tercih edilen marka ve ürünlerin aynı veya benzer olması sık karşılaşılan 
durumlar olarak karşımıza çıkmaktadır. 
Yapılan χ² analizi sonucunda, 7–11 yaş arasında yer alan öğrencilerin okul değişkeni ile giysinin bir 
başkasında görülmesi durumunda gösterilen tepki dağılımları arasında P=0.005 düzeyinde istatistiksel 
olarak anlamlı bir ilişki bulunmuş ve H¹ hipotezi kabul edilmiştir. 
Cinsiyete göre öğrencilerin giysiyi bir başkasında görmesi durumunda gösterilen tepki dağılımlarına 
ilişkin bulgularda kızların %58.2, erkeklerin %70 oranla etkilenmediği belirlenmiştir. Cinsiyete göre yapılan 
χ² analizi sonucunda ise, giysinin bir başkasında görülmesi durumundaki tepkiler ile çocukların cinsiyetleri 
arasında P=0.041 düzeyinde anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. 
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi  22 / 2009 
9 İlköğretim Birinci Kademe Öğrencilerinin Giysi Tercihleri ve Giysi Satın Alma Davranışlarına Etki Eden Faktörler 
Tablo 7. Giyinip Soyunmada Yardıma İhtiyaç Duyulan Noktalar 
Devlet Okulu Özel Okul Seçenekler f % f % χ2 P 
Düğme İlikleme 34 30.9 33 30.0 0.021 0.884 
Çıt Çıt Kapama 19 17.3 12 10.9 1.840 0.175 
Fermuar Çekme 21 19.1 16 14.5 0.812 0.367 
Kemer Takma 29 26.4 24 21.8 0.621 0.431 
Pantolon Bacaklarını Giyme 9 8.2 8 7.3 0.064 0.801 
Lastikli Pantolonu Yukarı Çekme 8 7.3 11 10.0 0.518 0.471 
Giysinin Ön ve Arkasını Ayırt Etme 10 9.1 12 10.9 0.202 0.653 
Yakayı Kafadan Geçirme 10 9.1 14 12.7 0.748 0.387 
Kolları Giyme 8 7.3 10 9.1 0.242 0.623 
Etek Ucunu Aşağı Çekme 5 4.5 8 7.3 0.736 0.391 
Giysi Bağcıklarını Bağlama 24 21.8 33 30.0 1.918 0.166 
Üstünü Çıkartamama 4 3.6 5 4.5 0.116 0.734 
Her şeyi Kendi Yapma 20 18.2 26 23.6 0.990 0.320 
Çocukların giyinip soyunma konusunda yardıma ihtiyaç duydukları noktalara ilişkin bulguların yer aldığı
Tablo 7 incelendiğinde en fazla yığılmayla hem devlet okulundaki öğrencilerin (%30.9) hem de özel 
okuldaki öğrencilerin (%30) giyinip soyunurken düğme ilikleme konusunda yardıma ihtiyaç duydukları
görülmüştür. Devlet okulundaki öğrencilerin %26.4’sı kemer takma, % 21.8’si giysi bağcıklarını bağlama 
konusunda, özel okuldaki öğrencilerin ise %30’u giysi bağcıklarını bağlamada, %21.8 kemer takmada 
yardım aldıklarını, %23.6 sı her şeyi kendi yaptıklarını belirtmiştir. 
Tablo 7 ve 8 birlikte değerlendirildiğinde fermuarın giysilerde en rahat kullanılan kapama gereci olduğu, 
bunun akabinde düğme ilikleme konusunda çocukların zorlandıkları ortaya konulmuştur. 
Yapılan χ² analizi sonucunda, 7-11 yaş arasında yer alan öğrencilerin okul değişkeni ile giyinip 
soyunmada yardıma ihtiyaç duyulan noktalar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. 
Cinsiyete göre öğrencilerin giyinip soyunma konusunda yardıma ihtiyaç duydukları noktaların 
dağılımına ilişkin bulgularda kızların %22.7’sinin fermuar çekme, erkeklerin ise %18.2’sinin kemer takma 
konusunda yardım aldığı belirlenmiştir. Cinsiyete göre yapılan χ² analizi sonucunda ise, giyinip soyunurken 
yardıma ihtiyaç duyulan noktalardan fermuar çekme (P=0.019), kemer takma (P=0.049) ve yakayı kafadan 
geçirme (P=0.031) seçeneklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. 
Tablo 8. Giysi Satın Alırken Tercih Edilen Markalar 
Devlet Okulu Özel Okul Seçenekler f % f % χ2 P 
Ciko 1 0.9 1 0.9 0.000 1.000 
LCW 39 35.5 42 38.2 0.176 0.675 
Adidas 8 7.3 15 13.6 2.379 0.123 
Nike 13 11.8 16 14.5 0.357 0.550 
Puma 6 5.5 4 3.6 0.419 0.517 
Panço 3 2.7 1 0.9 1.019 0.313 
Collezion 1 0.9 3 2.7 1.019 0.313 
Lay Lay 1 0.9 1 0.9 0.000 1.000 
Ceylan 2 1.8 1 0.9 0.338 0.561 
Barby - - 3 2.7 3.041 0.081 
Rodi - - 2 1.8 2.018 0.155 
Colins - - 1 0.9 1.005 0.316 
Kinetix - - 1 0.9 1.005 0.316 
Çocukların giysi satın alırken tercih ettiği markalara ilişkin bulguların yer aldığı Tablo 8 incelendiğinde 
en fazla yığılmayla hem devlet okulundaki öğrencilerin (%35.5) hem de özel okuldaki öğrencilerin
(%38.2) LCW markasını tercih ettiği görülmüştür. Devlet okulundaki öğrencilerin %11.8’i, özel okuldaki 
öğrencilerin %14.5’i Nike markasını tercih ettiklerini belirtmişlerdir. 
Her iki okul türünde de aynı markalarda benzer yığılmalar görülmesi, çocuklukların marka konusundaki 
akran etkileşimine örnek teşkil etmektedir. Ailelerin sosyal statüleri veya ekonomik düzeyleri ne olursa 
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi  22 / 2009 
10 Saliha AĞAÇ – Hatice HARMANKAYA 
olsun çocukların giysileri konusunda arkadaş gruplarından etkilendiği, markalar konusunda birbirlerini 
etkiledikleri söylenebilir. 
Son dönemlerde aileler genellikle çocuklarını olabildiğince erken tüketime cesaretlendirmekte ve iyi 
bilinen markalı ürünleri satın almaktadır. Yapılan araştırmalar çocukların markalar arasında seçim yapmaya 
çok yetenekli olduğunu göstermektedir (Darian, 1998: 421). Marka algıları üzerine yapılan çalışmaların 
sonuçları, çocukların işlevsel somut aşamalarının (7–12) gelişiminde güçlü marka tercihlerinin olduğunu 
göstermiştir (Haynes, Burts ve Dukes, 1993: 154). Harper ve diğerlerine göre çocuklar markalardan 
etkilenmektedir. Fakat bu durum çoğunlukla akran etkileşimi ve arkadaşlarının giysi tercihlerine uyma 
baskısı ile ilgili oluşmaktadır. 
Çocuklar, markaları algılama konusunda logo ve sembolleri kullanmaktadır. Marka giysiler ile 
çocukların algıları arasındaki dolaylı işbirliği hakkında kesin kanıtlar vardır. Bazı çocuklar markaların imajını
temsil etmede renkleri kullanırlar. Bulgular çocuk tüketicilerin giysilere olan ilgilerini, moda giysilerdeki 
simgesel ve sembolik anlamların farkında olduklarını desteklemektedir (Hogg, Bruce ve Hill, 1998: 298). 
Yapılan χ² analizi sonucunda, 7–11 yaş arasında yer alan öğrencilerin okul değişkeni ile giysi satın 
alırken tercih ettikleri markalar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olmadığı görülmüştür. 
Cinsiyete göre öğrencilerin alışverişte tercih ettiği markaların dağılımına ilişkin bulgularda ise kızların 
%8.2’sinin, erkelerin ise %18.2’sinin Nike markasını, kızların %6.4’ünün, erkeklerin ise %14.5’inin Adidas
markasını tercih ettiği belirlenmiştir. Cinsiyete göre yapılan χ² analizi sonucunda ise, giysi satın alırken 
tercih edilen markalardan Nike (P=0.028) ve Adidas (P=0.047) seçeneklerinde istatistiksel olarak anlamlı
bir ilişkinin olduğu görülmüştür. 
SONUÇLAR VE TARTIŞMA 
Bu çalışma ilköğretim kademesindeki çocukların giysileri için karar verme davranışlarına etki eden 
faktörleri belirlemek amacıyla yürütülmüştür. 
Araştırma sonucunda, 7–11 yaş arasında yer alan özel ve devlet okulu öğrencilerinin aileleriyle birlikte 
alışverişe çıktıkları, ilköğretim çağındaki çocuklarda alışverişe çıkılan kişilerin farklılık göstermediği, her iki 
grup açısından ailenin giyim alışverişlerinde önemli bir etkiye sahip olduğu görülmektedir. Cinsiyete göre 
çocukların alışverişe çıktıkları kişiler değişiklik göstermektedir. Erkek çocuklarının kızlara oranla baba ve 
ağabey ile daha fazla birlikte alışveriş yaptığı belirlenmiştir. Araştırma sonucunda daha önce yapılan 
araştırmaları destekleyici nitelikte, çocukların giyim tercihlerinde aile ve çevresel faktörlerin etkili olduğu 
bir kez daha görülmüştür (Çivitci ve Terli, 2008: 202). 
Araştırmada özel ve devlet okulundaki çocukların ihtiyaç duyduklarında alışveriş yaptığı belirlenmiştir. 
Kızların ihtiyaçları dışında da alışverişe meraklı olduğu ortaya konmuştur. 
Çocukların giysi satın alma davranışlarını etkileyen unsurlar hem devlet okulunda hem de özel okulda 
anne-baba tavsiyesi, arkadaş ve mağazada görmek olarak örtüşmektedir. Çocukların ilk sosyal grupları olan 
aile, alışveriş sürecinde tercihleri yönlendirmektedir. Okul döneminin başlamasıyla farklı bir sosyal gruba 
dahil olan çocuklarda aileden sonra arkadaşlar ve çevresel uyarıcılar alışveriş tercihlerini etkilemektedir. 
Araştırmada, 7–11 yaş arası çocukların ergenlik dönemi öncesi olması nedeniyle ailenin etkisi daha fazla 
görülmüştür. Çünkü aile etkisi ters orantılı olarak yaş büyüdükçe etkisini yitirmektedir. Çocuğun yaşı
büyüdükçe aile etkisi azalmakta akran ve ortam etkisi artmaktadır. Dodd ve Arkadaşları’ nın (1998) 
çocukların giysi alışverişine etki eden faktörleri inceledikleri çalışmalarında, 8–10 yaş çocukların giysi 
alışverişlerinde ailelerini etkilemeye çalıştıklarını, oldukça çaba sarf ettiklerini fakat ailenin kararların 
alınmasında baskın geldiğini ortaya koymuşlardır. Ergenlik dönemi gençlerde bireysel kararlar, akran ve 
çevre