1. Giriş
Bitkisel boyar maddeler, tabiatta yetişen otsu ya da çalı türü bitkilerin kök, kabuk,
yaprak,çiçek ya da tohumlarından çeşitli yöntemlerle elde edilirler. Milattan 2000 yıl önce
Çinlilerin bitkisel indigo ve Çin yeşili denilen özel boya ya da boyar maddelerle ipek
boyadıkları bilinmektedir [1]. Gittikçe artan ihtiyaç nedeniyle, bitkisel boyar maddelerin
çeşitleri de artmış ve eski bilinenlere yenileri eklenmiştir. Muhabbet çiçeği meşe mazısı gibi.
Daha sonra, Hindistan’da yetişen İndigofera infectoria’dan elden İndigo Avrupa’ya girmiştir.
Tarih boyunca Anadolu Avrupa’nın çok önemli boya merkezi olmuştur. Türk kırmızısı adı ile
bilinen Kök boya ( Rubai tinctorum) ilk defa 1519 yılında Türk’ler tarafından kullanılmıştır.
Fransa 1715 yılından itibaren kök boya ziraatına başlamıştır. Osmanlı döneminde Tokat,
Bursa, İstanbul, Edirne, Konya, Kayseri gibi yerler, boyacılık sanatının ortaya çıktığı en
önemli merkezlerdir[1].
Türkiye’de doğal boyacılığın gerilemesi sentetik boyaların 1882’de ülkemize girmesiyle
başlamıştır. Bu yüzden en önemli boya bitkileri olan Cehri ve Türk kırmızısı’nın ticareti
durmuştur. Her şeye rağmen Anadolu insanı bitkisel boyalardan vazgeçmemiş ve günümüze
kadar bu geleneksel boyamacılık varlığını sürdürmüştür. Günümüzde bu konuda üretim
yapmak isteyen girişimciler devlet tarafından desteklenmektedir. Tekstil endüstrisinin hızla
geliştiği dünyamızda, insan sağlığı ön plana çıkmakta ve son yıllarda organik tekstil ürünü
üretiminde önemli gelişmeler kaydedilmektedir. Öyle ki bazı fabrikalarda bitkisel boyalarla
boyama işlemi yapan entegre üniteler kurulmaktadır. Bitkisel boyacılıkta en önemli sorun,
çöpe atılan doğal boyar madde kaynaklarından yararlanılamamasıdır. Örneğin, soğan
kabukları çok önemli Quercetin boyar maddesi ihtiva etmektedir, ancak, tekstil sanayisinde
değerlendirilmemektedir. Değerlendirilebilseydi, sadece soğan kabuklarından yıllık 100
milyon dolar döviz girdisi sağlayabilirdik[2]. Aynı hesap ceviz yaprağı , portakal ve
mandalina kabuğu gibi çöpe atılan atık maddeler için yapıldığında yıllık ne kadar maddi
kayıpta olduğumuz daha net anlaşılacaktır. Bu kazançla, az gelişmiş bölgelere her yıl
fabrikalar yapmak ve işsiz pek çok insanlara iş imkanı sağlamak mümkündür.
Kuşburnu, Tokat yöresinde bol miktarda yetişen, çok yıllık çalı türü bir meyvedir. Yaz
aylarında toplanan meyveleri kurutulduktan sonra çay ya da marmelat yapımında
kullanılmaktadır. %1.7-3.0 sabit yağ, %11 pektin asidi, %2.0 - 2.7 taneli maddeler, %2.4 -
4.0 kül, %10.0 - 13.7 invent şekeri, %0.6 - 2.4 sakkaroz, %11.6 - 15.6 toplam şeker, %3 elma
ve limon asidi, %0.038 oranında portakal sarısı renginde uçucu yağ taşır. %22.8 - 38.0
arasında değişen oranlarda su ihtiva etmektedir. Ayrıca eser miktarda Vanilin bulunur. 2,55-
6,18mg Vitamin A, 1700mg Vitamin C, Vitamin B1 ,Vitamin B2, flavonitler, P Vitamini
özelliği gösteren Flavonitler 1100mg/100g, boyar madde kaynağı olarak beta-karatoneidler
ise 3.8mg/100g oranında bulunurlar[3]. Hipokrat zamanında iltihaplara karşı Ortaçağda ve
daha sonraki dönemlerde kan tükürmelere, diş eti kanamalarına, böbrek meme safra taşlarına,
tenyaya, yılancık hastalığına karşı kullanılmıştır. Bol miktarda ( portakaldan 40 kat fazla) C
vitamini içermektedir. C Vitamini, vücutta bağ dokusunun sağlam ve sıkı olmasını sağlayarak
soğuk algınlığı, nezle, grip ve diğer ateşli hastalıklara karşı direncini artırır. A ve E
Vitaminleri ile birlikte antioksidan etki göstererek kanser riskini önler, ayrıca fenolik
maddelerle birlikte damar cidarlarının sağlam olmasını sağlar. Sonuçta kanamaların
önlenmesine yardımcı olur. Kuşburnu çekirdek yağının doymamışlık derecesi linoleik asitten
daha fazla olan yağ asitlerini içermemesinden dolayı, bu yağ tat ve aroma bozulmasına karşı
dirençli, yani oksidasyon stabilitesi yüksektir. Çekirdeklerin içerdi
ği yağlardan kozmetik
sanayinde de faydalanılmaktadır. Yarı kuruyan yağlar sınıfında olduğu belirtilen kuşburnu
çekirdek yağının özellikleri nedeniyle özellikle boya ve vernik sanayinde kullanılmasının
uygun olacağı görüşü de savunulmaktadır.
Hayvanlar üzerinde yapılan denemelerle kuşburnu tohumlarının kolesterol ve trigliserid
oranını düşürdüğü belirlenmiş, bu nedenle kuşburnunun diyetik insan gıdalarında bir bileşen
olarak kullanılabilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Kuşburnu çekirdeklerinden
elde edilen yağ, dünyanın birçok ülkesinde kozmetik sanayinde yaygın şekilde
kullanılmaktadır. Özellikle Avrupa ülkelerinin birçoğunda, bileşiminin büyük çoğunluğunu
kuşburnu çekirdek yağının oluşturduğu çeşitli kozmetik ürünleri ticari olarak oldukça yüksek
fiyatlardan alıcı bulmaktadır[3;4;5].
Grubumuzda, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Doğal Boyalar Uygulama ve Araştırma Merkezi
laboratuarlarında, 1997 yılından beri pek çok bitki ile araştırma çalışmaları yapılmış ve
yayınlanmıştır[6;7;8;9]. Besin ve kozmetik değeri bu denli yüksek olan kuşburnu
meyvelerinin organik tekstil açısından etkili bir doğal hammadde kaynağı olup olamayacağı
incelenmeye de
ğer görülmüş ve çalışmanın özet kısmında belirtilen mordan maddeleriyle(
Bakır sülfat, Demir-II-sülfat ve Şap) hem pamuklu hem de yünlü kumaşlar için hafif asidik
ve nötral pH değerlerinde ön, birlikte ve son mordanlama yöntemleriyle pamuklu ve yünlü
kumaş boyamaları yapılarak, sonuçlar karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Elde edilen
sonuçlar, kuşburnu meyvelerinin doğal boyar madde kaynağı olarak kullanılabileceğini
göstermiştir.
2. Deneysel Çalışma
2.1. Materyaller
Boyanacak pamuklu ve yünlü kumaşlar %100 pamuklu ve %100 yünlü kumaş olarak iç
piyasadan temin edildi. Her kumaş 10x10 cm boyutlarında kesildi. Asitlendirmek için analitik
saflıkta CH3COOH, bazik yapmak için seyreltik NaOH, mordan tuzları olarak merck marka
CuSO4.5H2O, AIK(SO4)2.12H2O FeSO4.7H2O kullanıldı.
Rosaceae familyasının, Rosa diease alt familyasına sahip Rosa canina, 2011 yılı Ağustos
ayında Tokat merkezde toplandı, gölgede kurutuldu. (Çip no: 60. M. 01). Boyama işlemleri
termostatlı yuvalı ısıtıcılarda ve otomatik çalkalama makinalarında; ekstraksiyon işlemi ise
soxhlet cihazında gerçekleştirildi. pH ölçümleri digital pH metre ile yapıldı.
2.2. Boyar madde ekstraksiyonu
Literatürde, kuşburnu meyvelerinde boyar madde olarak 3.8mg/100g oranında karatoneidlerin
bulunduğu ifade edilmektedir[3]. Toplam boyar madde ekstraksiyonu için, kurtulmuş 30 g’
lık 3 adet kuşburnu numunesi 1’er litrelik deiyonize suda - soxhlet cihazı kullanılarak - 10
kez refluks edildi. Renk derinliğindeki hatayı sıfıra düşürmek için tüm ekstraktlar birleştirildi.
2.3. Boyama i
şlemleri
Ön mordanlama ile boyama: 0.1 M 100 mL mordan çözeltisine boyanacak materyal
konularak 80 0C ’de 40 dk ısıtıldı, soğutuldu ve süzüldü. Üzerine 100 mL boyar madde
çözeltisi eklenerek pH ayarlamas
Copyright © Tekstil Dershanesi, 2021