MERİNOS YÜNÜNÜN FAYDALARI Doğal Merinos yünü doğal elyaf seçimidir, keratin isimli insan saçında da bulunan aynı proteinden oluşmaktadır. BAKTERİLERLE AYRIŞABİLİR Doğru koşullar altında, yün elyafı doğada bakteriler tarafından birkaç yılda ayrıştırılabilmektedir. YENİLENEBİLİR Her yıl Avustralya Merinos koyunu, hayvana zarar vermeden kırkılabilen yeni bir post üretmektedir. Elyaf Kıvrımı Merinos yünü, hacimli fakat hafif kumaşları veren doğal bir kıvırcıklığa sahiptir. ESNEKLİK Merinos yünü elyaflar, bükülüp gerildikten sonra, giysilerin giyim ve yıkamadan sonra şekillerini kourmasını temin için asıl hallerine geri dönerler. Yumuşaklık Avustralya Merinos koyunu en ince yünü vermekle ünlüdür. Bu incelik, merinos yün giysilerin üstün bir tuşeye ve vücuda oturuşa sahip olmasını sağlar. Rahatlık Merinos yününün ısı ve nemdeki değişikliklere cevap verme yeteneği vardır – yün elyafının higroskopik özünün nemi emme kapasitesi vardır – kendi ağırlığının %35’ine kadar olan nemin (nem buharını) vücuttan uzaklaştırılmasını ve uçmasını sağlayan. Avustralya Merinos koyunu ismini ve temel görünüşünü, bundan 200 yıldan fazla bir süre önce Avrupalı yerleşimciler tarafından Avustralya’ya getirilen, İspanya’nın ünlü Kraliyet Merinos Koyun Sürülerinden almaktadır. Avustralya dünyanın en büyük Merinos yünü üreticisi olup, 2010/11’de Avustralya’da 70 milyon koyun 345 milyon kg yün üretmiştir. 20.6 mikrondan daha az kalınlığa sahip olan Avustralya yünü yapağısı 2010/11 yıllarındaki yıllık üretimin % 54’ü düzeyindeki bir kullanım oranı ile özellikle giyimde kullanıma uygundur. Çapı inceldikçe, yün daha yumuşak ve daha kıvrımlı olur. Kıvırcıklık, yün elyafındaki dalgalar, kumaşın hacimli görünümüne ve hafifliğine katkıda bulunur. Yün elyafının mikroskop altında incelenmesi, balık pulu gibi bir yapıyı bize gösterir ki, bu yapı yünün pek çok performans niteliğine katkıda bulunur (Örn: bu pulcuklar keçeleşmenin nedenidir.) Keçeleşme, şiddetli bir mekanik hareket süresince (yıkama gibi) ayrı elyafların bir araya gelerek birbirine kilitlenmesidir. Keçeleşmenin erken aşaması, dinkleme (milling) işlemidir ve bu, pek çok yün kumaşta tamamıyla kendine özgü bir ele geliş ve tuşe yaratmakta önemli bir adımdır. İplik yapmanın ilk adımı yağlı yünü yıkamaktır ki, bu aslında kir ve yağı uzaklaştırmak için yünü ılık suda yıkamak demektir. Yıkanmış ve kurutulmuş yün artık iki olası yoldan biri ile işlenmeye hazır hale gelmiş demektir: ŞTRAYGARN ÜRETİM daha kısadır ve daha kalın iplik numaraları için kullanılır. Bu durumda, iplik içindeki elyaflar rasgele dağılır ve kamgarn bir iplikte kullanılanlara kıyasla daha kısadır. KAMGARN ÜRETİM yaygın olarak daha ince iplik numaralarında kullanılır. Bu durumda, iplik içindeki elyaflar birbirine paralel hale getirilmiştir. Süperince ve ultraince kamgarn kumaşlar, International Wool Textile Organisation (IWTO) tarafından geliştirilmiş, “Super S” olarak bilinen bir sistem ile tanımlanabilirler. The Woolmark Company Super S uygulama ilkelerini idare etmektedir. Değerler, bir kumaşın bütününün ortalama elyaf çapıyla doğrudan ilgilidir ve Super 80’s (<19.75 micron)’dan başlayıp Super 250’s (<11.25 micron)’e kadar değişirler. Yün elyafı ne kadar ince olursa, yün iplikte o kadar ince bükülebilir. Genellikle, elyaf çapı inceldikçe hem yumuşaklık hem de dolgunluk artar. Bu hem kamgarn hem de ştraygarn kumaşlar için geçerlidir.
woolmark.com
