Whatsapp Tekstil Kursları Destek Hattı

Moda okudum inşaatçı oldum

Moda okudum inşaatçı oldum
İş ve cemiyet dünyasının tanınmış ismi, Lotus İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Arslan, iş yaşamındaki başarısı ve istikrarlı aile hayatıyla takdir topluyor. İngiltere’de tekstil işletmeciliği eğitimi aldıktan sonra baba mesleği inşaata atılan 
Arslan, CADDE’ye konuştu. 
 Beyza Hanım sizi tanıyabilir misiniz?
İstanbul’da doğdum. Liseyi bitirdikten sonra tekstil ve Modaya merakımdan dolayı İngiltere’de ‘University Of Leeds’e gittim ve tekstil işletmeciliği okudum. Hayalim kendi markamı yaratmaktı. Fakat eğitim sonrası  kadınlara yönelik işlerin (moda, takı tasarım gibi) bana göre olmadığını anladım. Ardından babamın ekibine girerek inşaat sektörüne girdim ve müteahhit oldum. Şu anda da babamla birlikte çalışıyoruz. 
 Evdeki babayla, iş yerindeki patron baba arasında ne gibi farklar var?
İlk zamanlar biraz zorlandım. Evde değişik sohbetler varken iş yerindeki diyaloglar daha farklı oldu. Birtakım tavsiyelerde bulundu. Bu zaman zaman tenkit boyutuna ulaşınca biraz yadırgadım ama işi öğrenmek adına çok iyi deneyim oldu. Baba olarak hiçbir zaman baskıcı yapısı olmadı. Okul hayatımda da yargılamak yerine tavsiyelerde bulunurdu. Babam az konuşur, iş hayatında kendisini çok fazla ön plana çıkarmayı sevmez. Yaşının ilerlemesine rağmen hâlâ bizden fazla mesai harcıyor. Bu durum bizim daha da hırslanmamıza neden oluyor. 
 Nasıl bir ailede  büyüdünüz?
Annem ve babam gençlik yıllarında öğretmendi. Babam askerliğini öğretmen olarak yapmış, annem de ilkokul öğretmeni. Aynı okulda görev almışlar. Dolayısıyla ailede eğitim her zaman önemliydi. Annemin çok düzenli bir yapısı var. Eskiden akraba, eş, dostla daha sık görüşme fırsatımız olurdu. Artık büyük şehirlerde yoğunluktan kaynaklı artık ilişkiler de eskisi kadar iç içe olamıyor. 
 
 Anneliğinizi nasıl tanımlarsınız?
Ben Muratcan’ı 31 haftalıkken kucağıma aldım. Erken doğum yapmamdan kaynaklı biraz telaşlı ve endişeli anneyim. Annem bana göre daha kadercidir. Örneğin hep, “Sen inançlı birisin. Gönlünü ferah tut” der ama erken doğumun  bıraktığı etkiler farklı. 
 Çocuğunuzla ilgili plan ve hayalleriniz var mı?
Her şeyden önce ilk dua ve dileğim sağlıklı olması. Devletine ve ailesine hayırlı evlat yetiştirmek en büyük temennim. İş planı sonra geliyor.  Muratcan şimdiden inşaata meraklı.
n Oyuncak seçiminden yola çıkarak mı böyle bir tahminde bulundunuz?
Evet. Evin her köşesinde vinç, traktör, beton karıştırıcı, tamir aletleri karşımıza çıkabiliyor. Küçük bir şantiyesi var. Tabii ki eğitim benim için çok önemli. Bu konuda elimden ne geliyorsa fazlasıyla yapmaya gayret edeceğim. 
 İkinci çocuk için korkularınız  var mı?
Var. gebelik zehirlenmesi yaşadım. İkinci hamilelikte aynı sorunu yaşama riskim yüzde 50. Muratcan, 4 yaşında. Artık büyük - küçük ayrımı yapabiliyor. Sanki yeni bebeği fazla hırpalamaz gibi geliyor. Kardeş gibisi yok hayatta. Çok isterim. 
 
‘Eşim de oğlum da inatçı’
 Evlilikler günümüzde pamuk ipliğine bağlı. Siz Murat Bey’le evliliğinizdeki huzur ve mutluluğu nasıl koruyorsunuz?
Eşimi çocukluktan tanıyorum. yedi yaşından beri beraberiz. Zamanında arkadaş olduğumuz için huyumuzu ve olaylara tepkimizi artık çözdük. Birbirimizi çok fazla kısıtlamamaya özen gösteriyoruz. Murat çok inatçıdır mesela. Oğlumda da aynı huy var. Yaptırımla değil ikna ederek çözüme ulaşıyoruz. 
 Evlenme teklifi hikayenizi bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Murat 14 - 15 yaşındayken babamla karşılaşmış. Babam da ona, yaşından kaynaklı ‘çapkın Murat’ diye takılmış. Murat da “Ben en son Beyza’yla evleneceğim” diyerek cevap vermiş. Bu tabii ki ciddiye alınacak bir diyalog değil o zaman için. Sonra biz sık sık görüşmeye başladık. 30 yaşına geldiğimde, “Tamam artık biz evlenebiliriz” diyerek romantik bir evlenme teklifinde bulundu. 
 Çalışan ve üreten bir kadın olarak ev hanımlarına ne gibi öneride bulunmak istersiniz?
Bu konuda gerçekten çok hassasım. Kırsal kesimdeki kadınlarımıza ulaşıp onlara öneride bulunuyorum. Kendilerinden geçtiyse en azından çocuklarında bilinçli davransınlar diye. Türkiye’de okuma yazma bilmeyen vatandaş oranı 
yüksek. Burada devlete de iş düşüyor. Kırsal kesimdeki insanlara bütçe ayrılarak onlara farklı alternatifler sunulabilir. 
 Sosyal sorumluluk projelerine destek olmanız önemli bir örnek. Sizce ülkemizde bu konuda hangi alana ağırlık verilmeli?
Eğitim çok önemli elbette ama anne olmamdan kaynaklı sanırım bebekler ve çocuklar konusunda çok hassasım. Sosyal sorumluluk projeleri dışarıdan biraz farklı algılanabiliyor. Bazı kesim, organizasyonları Reklam gibi algılayabiliyor ancak bu alanda bir gecede çok ciddi maddi yardımlar toplanıyor. Bizler katılım göstermezsek sponsor sıkıntısı yaşanıyor. Basın da o zaman çok fazla yer alamıyor. Dolayısıyla yardım parası olumsuz etkileniyor. 
 
‘Politik olmayı beceremem’
 Hakkınızdaki ‘sosyetik’ yakıştırması için neler söylersiniz?
Kesinlikle öyle bir durum yok. Dışarıdan bakıldığında davet davet geziyoruz şeklinde algılanıyor. Ancak biz de hemen hemen her kadın gibi gün içinde kıramadığımız arkadaşlarımızla bir kahve içimlik de olsa bir araya geliyoruz. Ardından da günlük işlerimize devam ediyoruz. Geçen yıl ben de iş kadını kimliğimden hafifçe sıyrılarak kıyafetlerimle haber konusu olmaya başladım. 
Hem babam, hem de ben bu durumdan rahatsız olduk.
 Naif duruşunuz var. Çekingen misiniz yoksa dış görünüşünüz mü bu hissiyatı veriyor? 
Yeni tanıştığım insanlar çoğu zaman “Dışarıdan soğuk duruyorsun” diye yorum yaparlar. Tanıyınca farklı olduğumu söylüyorlar. Naif bir tarafım olduğu doğru. Hatta bu yönüm bazen suistimal ediliyor. Biraz politik olmak lazım sanırım. 
Ama ben fazla beceremiyorum. Bu camia sonuçta çok büyük değil. Zaman zaman insanı yoruyor. Uzak - yakınlık ayarını doğru ayarlamak lazım.
 
‘Şekeri hayatımdan çıkardım’
 Beyza Arslan nelere kızar - nelerden mutlu olur?
Sahteliğe ve dedikodu yapıp sonradan o insanın yüzüne gülenlere tahammülüm yok. Beni çok rahatsız ediyor bu durum. Yapı olarak mükemmelliyetçi bir kişiliğe sahibim. Aile hayatımda da bu böyle. Fazla sorumluluk alıyorum. Her şeyi kontrol etme durumum var. Buna ‘erkek enerjisi’ deniyor günümüzde. Bende de bu fazlasıyla var. Bu durum zaman zaman yorabiliyor.
 Estetikle aranız nasıl? Size özel güzellik sırrınız var mı?
Göz çevreme botoks uygulaması yaptırdım ama ifademi çok değiştirdi. Hoşlanmadım. O yüzden bir daha denemeyi düşünmüyorum. Her gün yeşilçay tüketirim. Şekeri hayatımdan çıkardım. Birçok sağlık sıkıntısı dışında cildin de en büyük düşmanlarından biri. 
Cilt temizliği de önemli. İlla ki pahalı ürünler kullanmak gerekmiyor. Her keseye uygun ürün var. Önemli olan düzenli bakım yapmak. Yüzüme arada vitamin uygulaması da yaptırıyorum. 
milliyet.com