Whatsapp Tekstil Kursları Destek Hattı

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN GİYİM İHTİYAÇLARINI KARŞILAMA VE MODA KONUSUNDAKİ GÖRÜŞ VE DAVRANIŞLARI

 

 
1. GİRİŞ
Ġnsanların doğal Ģartlardan korunma ve örtünme ile baĢlayan giyim serüveni günümüzde 
farklı bir boyut kazanmıĢtır. Birçok ekonomist, sosyolog ve psikolog giyim ihtiyacını ortaya 
çıkaran faktörleri korunma, utanma, örtünme ve süslenme olarak sıralandırmıĢtır. Ancak 
günümüzde giyimin koruma ve örtme iĢlevi arka planda kalmıĢtır. Giysi, çevre koĢullarının çeĢitli 
olumsuz etkilerinden korunmak amacıyla örtünme ihtiyacı duyan ilk insanların belki de elde 
ettikleri ilk nesnedir. BaĢlangıçta çok sade bir biçimde ortaya çıkan bu örtünüĢ, zamanla estetik 
ve standart kalıplaĢma halini alan giyinmeye dönüĢmüĢtür. Ġnsanların güzel görünme, farklı olma 
gibi değiĢiklik arama çabaları, “iyi giyim” deyimini ortaya çıkmıĢtır. Giyenin yaĢayıĢına, 
kiĢiliğine ve fiziksel yapısına, giyme amacına, giyilecek ortama, sağlık koĢullarına uygun olan, 
rahat, ekonomik ve estetik özellikleri bünyesinde taĢıyan giyime “iyi giyim” denilebilir.
Ġyi ve özenli giyim düĢüncesi, insanların içinde taĢıdığı ve olanaklar ölçüsünde 
uygulamaya çalıĢtığı, olağan ve vazgeçilmez bir istektir (1)
Bayraktar, iyi giyim için giyimle ilgili temel bilgilere sahip olmak gerektiğini, aksi halde 
çok para harcama ile de iyi giyinilemeyeceğini belirtmektedir (2)
Giysinin ilk öğesi kullanılabilir olmasıdır.(3) Bireyin kendine yakıĢan giyimi, rengi, 
deseni, aksesuarı seçebilmesi için, vücut özelliğini ve tipini bilmesi gerekir. KumaĢ model ve 
renk seçerken vücudun güzel taraflarına dikkat çekip, kusurlu taraflar› saklanmalıdır.(4) Giyim 
aile bütçesi ile yakından ilgili olup, bütçede önemli bir yer tutmaktadır. Giyim masraf›, birçok 
faktörün etkisi altında olmakla beraber, özellikle ailelerin gelirleri ile orantılıdır. Ailede giyim 
için ayrılan kaynak gelire, aile fertlerinin sayısına ve sosyal statüsüne göre değiĢmektedir.(5)
Çevre koĢullarının çeĢitli olumsuz etkilerinden korunmak amacıyla örtünme Ģeklinde 
baĢlayan giyimin, zamanla daha fonksiyonel olması gerekliliği duyulmuĢtur. Giyim, toplumun 
değer yargılarını ve giyenin kiĢilik özelliklerini yansıtır hale gelmiĢ, zaman içerisinde toplumlara 
göre sürekli değiĢime uğramıĢtır. Bu değiĢimler “giyimde moda” olgusunu ortaya çıkarmıĢtır. 
Hızlı değiĢim sürecine girmiĢ toplumlarda gerek sosyal gerekse kültürel olaylardan etkilenerek, 
bu değiĢimin aynı hızla giysiye yansıdığı ve yaygınlaĢtığı görülmüĢtür. Toplumsal açıdan 
bakıldığında “giyimde moda” olgusunun etkileĢim sonucu yayıldığı, toplumun değer yargılarını 
yansıttığı ve toplumun uygarlık seviyesini simgelediği görülmektedir 
Türk Dil Kurumu Sözlüğünde Moda; değiĢiklik ihtiyacı veya süslenme özentisi ile toplum 
yaĢamına giren geçici yeniliktir. Diğer bir deyiĢle; belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir 
Ģeye gösterilen aĢırı düĢkünlük olarak tanımlanmıĢtır.
Moda; geleneğe karĢı kendisini yenileyenin adıdır. Yani kabul görmüĢ, alıĢkanlık haline 
dönüĢmüĢ olanın tersine, moda; alıĢkanlık dıĢını, acayip olanı, tuhafı, dikkat çekici olanı, yani 
nasıl olursa olsun farklı olanı içinde toplar (6)
Moda, insanların değiĢiklik arama ve yeni biçimler ortaya koyma tutkusu, toplumca 
benimsenen bir anlayıĢ veya görüĢ, insanların özgürce, hissetleri gibi, arzu ettikleri Ģekilde 
kendilerine yakıĢanı yaratmaları Ģeklinde de ifade edilmektedir. YaĢamın içerisinde aktif olan her 
Ģeyde kendini gösteren moda, en çok kullanım alanını giyim eĢyasında bulmaktadır. Giysi; 
günümüzde artık bireyin kiĢiliği ile özdeĢleĢen bir tüketim ürününü temsil etmektedir. Tüketiciler 
ise, moda ürünlerini taklit eden “kültür bağımlıları” ya da “moda kurbanları” değil, kendi 
kimlikleri ve yaĢam tarzlarını algılama biçimlerine göre stiller arasından seçim yapan bireyler 
olarak değerlendirilmektedir. Günümüzde moda bir zorunluluktan çok seçenek olarak 
sunulmaktadır. Tüketicinin çeĢitli seçenekler arasından kendine özgü bir görünüĢ oluĢturması 
beklenmektedir.
(1) Altunyuva ġ. Kadın Giyimi ve Temel DikiĢ, Ankara Timasat Yayınevi, Ankara, 1988, Sh.15
(2) Bayraktar F. Kadın Giyimi ve Temel DikiĢ, Sim Matbaası, Ankara, 1995, Sh. 11
(3) (Altunyuva ġ. a.g.e. Sh. 23
(4) (Bayraktar F. a.g.e. Sh. 9
(5) Bayraktar F. a.g.e. Sh. 10
(6) Onur, N. Moda BulaĢıcıdır, Epsilon Yayınevi, Ġst. 2004, Sh.156
Bu araĢtırma, ortaöğretim gençliğinin giyim ihtiyaçlarını karĢılama konusundaki görüĢ ve 
davranıĢlarını, modaya bakıĢ açıları ve modayı izleyebilme istekleri karĢısında aileleriyle 
ekonomik anlamda çatıĢma yaĢayıp yaĢamadıklarını tespit etmek amacıyla planlanmıĢ ve 
yürütülmüĢtür. Bu amaçla araĢtırmada üç alt problem benimsenmiĢtir. Bu problemler;
1. Öğrenciler giyim ihtiyaçlarını nasıl ve ne Ģekilde karĢılamaktadır?
2. Öğrencilerin giyim ve modayı izleme konusunda görüĢ ve davranıĢları nelerdir? 
3. Modayı takip etme isteği karĢısında ailelerinin ekonomik durumları nedeniyle çatıĢma 
yaĢanmakta mıdır? 
ÇalıĢma, gençlerin giysi konusundaki tercihlerinin saptanması, giyim ve moda hakkında 
görüĢlerinin toplanması; hedef kitlesi gençlerin modanın toplumsal yaĢamda tüketim çağı olarak
yapılan nitelemeyle birlikte bir çatıĢma aracına dönüĢüp dönüĢmediği açısından önem 
taĢımaktadır.
2. MATERYAL VE YÖNTEM
AraĢtırmanın materyalini, araĢtırma yapma izni alınabilen, Antalya il sınırları içinde yer 
alan Mustafa Ayten Aydın Lisesi, Antalya Sağlık Meslek Lisesi, Hüseyin Akyüz Anadolu Lisesi, 
YeĢilbayır ĠMKB Turizm ve Otelcilik Meslek Lisesi, Yusuf Ziya Öner Fen Lisesi kız ve erkek
öğrencileri oluĢturmaktadır. AraĢtırma örneklemini, öğrenciler arasından rastlantısal olarak 
seçilen ve ölçme aracına cevap vermeyi kabul eden 100 kiĢi oluĢturmuĢtur. AraĢtırma, anket 
yardımıyla elde edilen veriler ve konu ile ilgili literatür taraması sonucunda ulaĢılabilen 
kaynaklar ile sınırlıdır. Öğrencilerin giyim ve moda konusundaki görüĢ ve davranıĢları 
konusundaki bilgileri toplayabilmek için anket formu hazırlanmıĢtır. Anket formunun 
hazırlanmasında daha önce benzer çalıĢma yapan araĢtırmacıların sorularından ve ilgili 
literatürden faydalanılmıĢtır.
Anket, öğrencilerin devam ettikleri okulları, giyim ihtiyaçları ve onları karĢılama 
biçimlerine yönelik demografik özelliklerini, moda kavramı ve onu izlemelerine iliĢkin 
görüĢlerini, ailelerinin ekonomik durumunun giyim ihtiyaç ve isteklerini hangi oranda 
karĢılayabilme imkânına sahip olduğunu ölçmeye yönelik sorulardan oluĢmaktadır. Soruların 
anlaĢılır olmasına özen gösterilmiĢtir. Bu amaçla Erünal Sosyal Bilimler Lisesinde 20 öğrenci 
üzerinde pilot bir çalıĢma yapılmıĢ, alınan dönütlere dayanılarak anket formu yeniden 
düzenlenmiĢtir. Form, izin alınabilen okullarda öğrencilerin toplu oldukları sınıf veya kantinlerde 
karĢılıklı görüĢme tekniği ile doldurulmuĢtur. Anket uygulanırken homojenliğin sağlanması için 
öğrencilerin olabildiğince farklı okullardan olmalarına, giyim ihtiyaçlarını karĢılama ve güncel 
giyim konusunda belli düzeyde karar verme yetisine eriĢmiĢ olmalarına özen gösterilmiĢtir
3. MODA TANIMI
Moda, sözlük anlamıyla çeĢitlilik ve farklı yerlere gönderme yapan bir anlam 
içermektedir:
DeğiĢiklik ihtiyacı veya süslenme özentisiyle toplum yaĢamına giren geçici yeniliktir, 
belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir Ģeye karĢı gösterilen aĢırı düĢkünlüktür, geçici 
olarak yeniliğe ve toplumsal beğeniye uygun olandır, yaygın duruma gelmek ve herkesçe kabul 
edilmektir. (7)
Chaney'e göre moda "hem toplumsal kimliği onaylayan bütünün içinde olduğunuzu ve 
onun bir parçasını oluĢturduğunuzu belgeleyen bir göstergedir, hem de birey olarak kendinizi 
baĢkalarından ayırt etmenizi" sağlarken, moda ve demode kavramlarının tüketim sürecinin 
hızlandırılmasında önemli bir iĢleve sahip olmaktadır.(8)
Cem Hakko “Moda Olgusu” adlı çalıĢmasına, Le Petit Robert sözlüğü modayı Ģöyle 
tanımlıyor: "Belirli bir toplumda uygun görülen ortak zevkler, geçici yaĢama, hissetme 7
biçimleri," (9) diyerek önce tanımın kabataslak olduğunu, hemen ardından tanıma bir kesinlik 
kazandırılması gerektiği üzerinde durmaktadır.
Moda kimi nesnelerin nedensiz ve kısa süreli, birdenbire yaygınlık kazanmasıyla oluĢan 
kesintisiz ve yavaĢ bir dizidir. ĠĢte ancak bu aĢamada modadan söz etmek yerinde olur. Dar 
anlamda, toplumsal moda olgusu, Ģu an için, tek bir hedef üstüne kuruludur: giysi. Moda kimi 
nesnelerin birdenbire yaygınlık kazanmasıyla oluĢan hızlı, aralıksız, kendinden baĢka amacı 
olmayan ve kısa süreli bir dizidir. ĠĢte, kısa süreli baĢarıların hızla birbirini izlemesi hızlı, 
hareketli modayı oluĢturur: modanın ritmi yıllıktır artık hatta kimi ortamlarda mevsimliktir, yılda 
dört kez yeni moda giysiler satın alınır. Modanın ölçütü, nesne hiçbir açıdan eskimemiĢken hızla 
yenilenmesine neden olmasıdır. Nesne daha giyilir giyilmez terk edilir, modası geçmiĢtir çünkü. 
Moda aynı zamanda, gittikçe daha geniĢ bir kitlede önerilen yeni biçimlere kendini 
uydurma davranıĢı doğuran, belirli bir toplumsal etkinlik alanındaki davranıĢların kanıların ya da 
kullanımların değiĢim sürecidir. Öbür etkinliklerin pek çoğunda, bundan daha yavaĢ geliĢen bir 
evrim görülür; bu evrimin temeliyse, zorla kendini benimseten bir model rolü oynayan bir 
düĢünce sisteminin ya da bir davranıĢ tipinin bulaĢmasıdır. Bu durumda, kiĢiler kendilerini etkisi 
altında bulunduran bir yapıya tutsak olurlar, taklit yoluyla tepkide bulunurlar ya da çeĢitli 
baskılara konu olurlar. Bu baskılar çoklukla, bağımlılık ve uygunluk gereksinmesinin gücü büyük 
olduğu ölçüde hızlı ve eksiksiz bir değiĢime yol açarlar. 
Moda her Ģeyden önce sanayi-sonrası çağa özgü bir olgu olarak görünüyorsa da, gerçekte 
çok eskilere uzanır. Ġnsanların yaĢamına tanıklık eden belgeler ve kalıntılar gözlemlendiğinde, bu 
yaĢamın bir moda gösterisine benzediğini görürüz. Bu sözler giysiler için olduğu kadar, insanın 
çağlar boyunca kullandığı her tür baĢka nesne içinde doğrudur. Tarihte, giyecek bir grubun ayırt 
edici göstergesi olarak görülür. Eskiden giyecekler toplumsal hiyerarĢiyi yansıtmaktaydı. 
Kastlara son derece benzeyen ve sınırları kesin sınıflar varken, insanların kendi sınıflarından 
baĢka bir sınıfın ayırt edici giysilerini, göstergelerini kullanmaları düĢünülemezdi.(10) 
Bundan 40 yıl öncesinde çocuklar büyükleri taklit ediyorlardı oysa günümüzde bunun tam 
tersi görülüyor: savaĢ-sonrası gençliğinin kurtuluĢ isteği yetiĢkin kuĢağa da bulaĢtı. Kısıtlama 
dönemi yerini, çocuk eğitiminin kısıtlayıcı niteliğini yitirdiği bir özgürleĢme hareketine bıraktı. 
Gençlik birdenbire, cep harçlığından ya da artık kendi elinde kalan ücretinden kaynaklanan bir 
ekonomik iktidara sahip oldu. Bu yeni ekonomik iktidar, gerekli gereksiz Ģeylerin satın alınması 
ve tüketilmesinde kendini gösterir.(11)
Giysi, modanın baĢlıca nesnesi olmakta, çünkü Descamps'a dayanarak tanımladığımız 
gibi, "moda, birdenbire yaygınlık kazanan ve kısa ömürlü, hızlı ve aralıksız bir dizidir. Giysinin 
sahip olduğu örgütlü kimliğe baĢka hiçbir moda-ürün sahip değildir. Her Ģeyden önce, giysi 
insanın ilk elde ettiği nesnedir: en yoksul insanlarda bile, giysi, insanın sahip olduğu ilk nesnedir, 
çünkü hava koĢullarındaki değiĢikliklerden korunmak için temel bir gereksinmedir giyinmek. 
Ayrıca giysi kısa ömürlü bir nesnedir, çünkü hızla eskir. Ġnsan yenisini almak zorunda hisseder 
kendini, bu yüzden de sık sık giysilerini değiĢtirmek zorunda kalır. Üstelik giyecek, her zaman 
çok pahalı da olmayabilir ve moda küçük harcamalarla yerleĢebilir. Son olarak, giyinmek 
"kendini göstermek" ve "hoĢa gitmek" arayıĢı içinde bulunan çeĢitli insan kategorilerinin her 
zaman ilgisini çekmiĢtir. Bu tamamlayıcı gereksinmesinin karĢılanması moda olgusunu ortaya 
çıkardı. (12)
(7) TDK Sözlüğü, 1992, Sh. 1032
(8) Chaney, David; YaĢam Tarzları, Çev, Özden Arıkan, YKB Yayınları, Ġst, 1997 Sh. 60
(9) Hakko Cem, Moda Olgusu, Vakko Yayınları, Ġstanbul, Sh. 14.
(10)Hakko Cem, a.g.e. Sh. 17
(11)Hakko Cem, a.g.e. Sh. 21-24
(12)Hakko Cem, a.g.e. Sh. 268
Gerek modanın tanımına iliĢkin gerekse modaya bakıĢ açısına göre birbirinden farklı 
düĢüncelerin olduğuna dikkat çeken Cem Hakko bu düĢünceleri Ģu Ģeklide sıralamıĢtır:
Kimilerine göre, moda salt kötülüktür, tanım gereği mahkûm edilmelidir;
Kimilerine göreyse, getirdiği yenilik durmadan toplumun ufkunu geniĢletir, hayatı daha 
renkli ve daha çekici kılar, bütün bunların dıĢında da, ekonomik yaĢam için güçlü bir etki yaratır. 
Modaya getirilen suçlamalardan bazılarını sıralayalım:
Akılcı açıdan: Bir modanın nedeni yoktur, hiçbir Ģey anlatmaz ve hiçbir anlamı da yoktur. 
Tuhaftır, aykırı ve rahatsızdır.
Ekonomik açıdan: Moda, insanın parasını çarçur etmesinin öğütlenmesidir. Henüz 
eskimemiĢken, bir nesnenin sahip olduğu tüm değeri ortadan kaldırır.
Mantıksal açıdan: Durmadan değiĢir, hafif, uçarı, kararsızdır, bir dediği bir dediğini 
tutmaz.
Özgürlük açısından: Zorbaca bir Ģeydir moda, her geçen gün daha da güçlü biçimde 
kendini bize kabul ettirir. Modanın birdenbire değiĢmesinden sonra durur ve kendini 
izleyeceklerin sayısını elden geldiğince arttırır, bir yandan da kendisini izlemeyecek olanları 
toplumsal açıdan gülünçleĢtirir, damgalar, gözden düĢürür.
Ahlakî açıdan: Moda, halkı lükse, kokuĢmuĢluğa, ahlaki düĢüklüğe doğru götürür. 
Hayâsızdır, hayâsızlığı yüreklendirir ve yabancı etkileri taĢır. Ne var ki, "durmadan hızlanması ve 
yenilenmesi için moda, toplumsal değiĢiklikleri, güç iliĢkilerinin evrimini, ekonomik süreçlerin 
evrimini, toplumsal kurumların ve yapıların değiĢimlerini dile getirir "
Bir moda-ürünün tüketicisi olarak insanın davranıĢı zaman boyutu dıĢında incelenemez. 
Çünkü bu davranıĢ "kiĢiliğin tümünün katıldığı bir sürecin sonucudur". Bu süreçte, değiĢik 
ölçülerde belirleyiciliğe sahip belirli etkenler vardır; bunlar, bir ürün karĢısındaki davranıĢı 
oluĢturan etkenlerdir: kiĢiliğe bağlı etkenler, sosyolojik etkenler, kültürel etkenler (13)
"Ekonomik eylemler bireyler tarafından değil, ama toplum içinde yaĢayan insanlar 
tarafından gerçekleĢtirilir.” Bu nedenle de, moda-ürünün tüketicisi olarak bireyin davranıĢım 
anlamak için tek baĢına kiĢilik çözümlemesi yetersiz kalır. Bireyi, içinde bulunduğu toplumsal 
ortamında da incelemek gerekir. Bu toplumsal ortamın tanınması bize toplu(kolektif) olguları 
saptama olanağını verir. Tüketim konusunda, toplu davranıĢlar "maddi kültür"ün bir 
biçimlenmesi olarak ortaya çıkarlar. "Ġçinde bulunduğumuz toplumun bir tüketim toplumu olduğu 
bilinmektedir; moda da bu topluma sunulan bir maddedir. BaĢka deyiĢle, moda sosyolojisi insan 
kitleleri sosyolojinin ve toplumsal sosyolojinin(bunun konusuysa kolektif akımların 
incelenmesidir)bir bölümüdür. Moda toplumsal evrimin baĢta gelen ilkelerinden biri olmakla 
kalmayıp, "kitlelerin davranıĢ ve tavırlarında evrim ilkelerinden biridir''(14)
4. BĠR ĠLETĠġĠM BĠÇĠMĠ OLARAK MODA VE GĠYĠM
Bir iletiĢim biçimi olarak moda, sembolik etkileĢim aracılığıyla toplumsallaĢma sürecinde, 
kurallara göre değil, seçimlere göre iĢleyen ve kimlikleri ifadelendiren bir araçtır. Kimliklerin 
ifade edilmesinde giysiler ve giyim tarzları konusunda yapılan seçimler, Latince "modus"-
"oluĢmayan sınır" anlamına gelen modanın sınırlarını oluĢturmaktadır. Moda, bireyin yaĢam 
tarzına uygun olarak alabileceği görünümlerin bir ifadesidir. YaĢam tarzları, toplumsallaĢma 
sürecinde Ģekillenen ve gündelik hayat içerisinde zevk (taste) kavramını oluĢturan/ortaya koyan 
bir bütünlük içermektedir. Bu bütünlüğün bileĢenleri, farklı yaĢam tarzlarına göre değiĢiklik 
göstermektedir. DeğiĢkenler, kimliklerin, tüketim örüntülerinin, toplumsallaĢma süreçlerinin ve 
kullanılacak sembollerin ve "sınırların belirlenmesinde etkili ve önemli öğelerdir. (15) 
(13)Hakko Cem, a.g.e. Sh. 39
(14)Hakko Cem, a.g.e. Sh. 46
(15)Gençtürk Senem, Bir ĠletiĢim Biçimi Olarak Moda, Modus‟un Sınırları, ĠletiĢim AraĢtırmaları Dergisi, 
Bahar (1), 2003, Sh. 659
Giysi/giyinme biçimleri toplumsal etkileĢimde, iletiĢim bağlamında bir sembol olarak 
kullanılmaktadır. Bu semboller, bireyin içinde bulunduğu toplumsal, kültürel, siyasal ve 
ekonomik yapıda anlam üretirler ve kimliklerin toplumsal, ekonomik, siyasal, içerim ve 
ifadelerinde önemli rol oynarlar. Kendini ifade etmek, sözsüz bir iletiĢime dayanarak, giysiler 
aracılığıyla anlamları paylaĢmak ve farklı kimlikler oluĢturmaktır. Moda, bireyin yaĢam tarzına 
uygun olarak alabileceği görünümlerin bir ifadesidir. Kim ve ne olduğumuz konusunda "öteki" 
ile paylaĢılan izlenimler, toplumsal iliĢkileri de düzenleyen ve kimlikleri inĢa eden bileĢenlerdir. 
Bir kimlik yaratma, kim olarak algılanmayı arzu etme, farklılık yaratma bireyin kendisini ancak 
"öteki" ile ortak kültürel sembolleri paylaĢabileceği derecede mümkündür. Bireysel kimlik, kim 
olduğumuz sorusuna verdiğimiz yanıt ya da yanıtlardır. Kimliğin yansımaları olarak beden, 
duruĢ, yürüyüĢ, giyim gibi sözsüz iletiĢimin veri kaynaklan, farklı mekânlarda farklı görünümler 
içererek çoklu kimliklere ulaĢmada araç olabilirler. Tüketim ve yaĢam biçimleriyle birlikte, giyim 
ve moda olgusu da kimliklerin bireysel ve kolektif olarak ifadesinde önemli rol oynayan 
araçlardandır. (16)
Her dönemin kendi estetiğini yaratması ve bunu içselleĢtirdikten sonra, o estetik değerden 
vazgeçmesi, modanın içinde doğduğu toplumun kendini yeniden üretebilmesi için neredeyse bir 
önkoĢuldur. Ancak unutulmamalıdır ki, her dönemin estetiği, bir sonraki döneme esin kaynağı 
olmakta ve bir baĢka dönemde tekrar ortaya çıkabilmektedir. Aslında tüm alanlar ile iliĢkisi 
kurulabilen moda kavramının, değiĢiklik ihtiyacı, geçici yenilik, toplumsal beğeni üzerine 
oluĢturulduğunu söylemek mümkündür. Latince "modus"tan gelen moda, oluĢmayan sınır 
anlamındadır. OluĢmayan sınırlar, kullanıldığı ya da var olduğu dönemin Ģartlarına, yapısına, 
yaklaĢımlarına ve yaĢam tarzlarına göre sınırlarını ve içeriklerini belirlemektedir. Giysinin ve 
modanın iĢlevlerini; korunma, mütevazılık gösteriĢ, abartı-sadelik, iletiĢim, bireysel dıĢavurum, 
toplumsal statü, toplumsal rol belirleme, ekonomik statü, büyü - dini durumlar, siyasal sembol 
olma, toplumsal ritüeller olarak sıralamaktadır. Giysinin korunma iĢlevi, hem fiziksel bir ihtiyaç 
olarak, bedenin dıĢ etkenlerden korunmasına, hem de kimliklerin ifade edilmesinde bir 
maskeleme olarak kimliklerin korunmasını içermektedir. Fiziksel anlamda, bedenin değiĢen 
mevsim koĢullarına uyum sağlayabilmesi, kendini giydirmesi olarak korunma, moda tarafından 
her mevsim yenilenen ve değiĢen giysilerin, renkleri ve biçimleriyle tüketicilere sunulmasını da 
beraberinde getirmektedir. Sadelik ve gösteriĢ, bir giyinme tarzı olarak ortaya çıkmakta, ancak 
aynı zamanda toplumsal, ekonomik statülere iliĢkin bir izlenim yaratabilmektedir.(17)
Moda, her sezon yeni bedenler kurmaya çalıĢır ve böylesi bir çalıĢmanın amacına 
ulaĢması bireylerin moda olanı tüketmeleri ve devamını eĢgüdümlü olarak talep etmeleri ile 
mümkündür. Her sınıf için ulaĢılabilirliğin aynı anda olmamasının, öncelikle "seçilmiĢlere" daha 
sonra ise "umuma" sunulmasının sebebinin sınıf farklılığına dayandığını belirtmektedir. 
Ġnsanların çoğunun belli bir görünüm kazanması, bu durumun moda olmaması anlamına 
gelmektedir. Ancak, ikinci el pazarları, fason üretimler, bireysel zevkler ve tercihler bağlamında 
değerlendirilerek "ulaĢılabilirlik" yaratılabilir. "UlaĢılabilirlik" kavramı, moda ve demokrasi 
kavramlarıyla birlikte değerlendirilmektedir. 19. ve 20. yüzyılda yaĢanan teknolojik geliĢmelerin 
moda alanına yansımasıyla, "modanın demokratikleĢtiğini" belirtmektedir. Seri üretim ile 
terzilerin, evlerinde, atölyelerinde "burjuva" sınıfının kendini farklılaĢtırmak adına talep ettikleri 
"haute cauture" etkisini yitirmiĢ, "moda bilinci elitin alanına hapsolmaktan kurtulmuĢtur." 
Kitlesel boyutta, tek bir kiĢi için değil "herkes için" giysi üretilmesi, diğer bir ifadeyle hazır 
giyimin doğuĢu, modanın demokrasisinin de doğuĢunu hazırlamıĢ ve gündelik moda olgusuna 
zemin hazırlamıĢtır. (18)
(16)Gençtürk Senem, a.g.y, Sh. 67
(17)Gençtürk Semen, a.g.y. Sh. 70
(18)A.g.y., Sh. 7110
KüreselleĢmenin en çok kendini gösterdiği ve dünya üzerindeki tektürleĢmeyi destekleyen 
en büyük sektörlerden biri moda sektörüdür. Teknolojinin geliĢmesiyle, medyanın ve kitle 
iletiĢim araçlarının dünya üzerinde her geçen gün biraz daha yaygınlaĢmasıyla moda kavramı 
günlük hayatımıza kolaylıkla girmiĢtir. Moda kavramının geliĢmesinde rol oynayan birincil unsur 
giyim-kuĢam ve aksesuarlardır.
Giyim, “insan vücudunu örten parçalar bütünü ve farklı bir gösterge, iletiĢim türüdür”(19) 
Giysilerin kendine has bir dili vardır ve bu insanın içinde bulunduğu kültürü yansıtan en önemli 
iletiĢim araçlarından biridir. Giysilerin araç olarak kullanıldığı bu iletiĢimle kiĢi, duygu, düĢünce 
ve inançlarını yansıtarak diğer insanlar tarafından anlaĢılmak ister. Sözcükleri kullanmadan, 
sessiz bir Ģekilde, ama giysileri aracılığıyla konuĢarak kendini ifade eder. 
Tüketiciler farklı olma ve ayırt edilme duyguları sebebiyle modayı takip ederler. Crane, 
anlamlı ve özel bir kimlik oluĢturma sürecinde ve seçim yapma özgürlüğünün ortaya çıkıĢında 
modanın etkisinin olduğu üzerinde durmuĢtur.
Bireyler toplumun dıĢ giyim konusunda oluĢturduğu biçimsel yapıyı moda sayesinde 
aĢarlar ve kiĢiliklerini dıĢa yansıtırlar. Bunu yaparken de ilginç bir ironi ortaya çıkar: Farklı olma, 
ayırt edilme güdüsü aslında tek tipleĢme ve aynılığa dönüĢebilir. Özgünlük ortadan kalkar ve 
sıradanlık baĢ gösterir. Bu konu sosyolojik olarak moda takipçileri açısından daha detaylı 
incelenebilir. (20)
Türkiye‟de moda sektörü özellikle son yıllarda daha fazla yaygınlaĢmıĢ ve geliĢmiĢtir. 
Moda bir iletiĢim sistemi, kendini ifade etme yöntemidir. Moda tasarımcıları, sadece insanlara 
kendilerini ifade etmede kullanacakları araçları sağlar. Özdemir‟e göre, modacılar “kot pantolon 
ve özgürlük ikilisi”nde olduğu gibi anlamlar yaratırlar ve modanın kiĢilik kazandırdığını 
savunurlar.(21)
Modaya uymak, ya da modayı takip etmek genellikle BatılılaĢma ya da modernleĢme 
olarak görülür. Bu, kitlesel olarak BatılılaĢma süreci 1950‟lerden itibaren baĢlamıĢtır. 
“Cumhuriyetin ilk yıllarında yasal zorunluluktan dolayı giyim ve kuĢamda görülen BatılılaĢma 
süreci, 1950‟den sonra ĢehirleĢmeye bağlı olarak, doğal bir değiĢme eğilimine girmiĢ, bir özenti 
ve moda haline dönüĢmüĢtür. Bundan sonra BatılılaĢma, yeni kuĢaklarla birlikte, daha kanıksanır 
ve benimsenir olmuĢtur.(22)
“Yüksek tabakaların modaları, kendilerini alt tabakaların modalarından ayırır; ne zamanki 
alt tabakalar yüksektekilerin modalarını devralmaya baĢlar, o zaman yüksek tabaka bunlardan 
vazgeçer” Simmel, moda döngüsünü ise Ģu Ģekilde açıklamaktadır. “Toplumsal formlar, giysiler, 
estetik değerlendirmeler, insanın kendini ifade ettiği tüm stiller, modanın yarattığı kesintisiz 
dönüĢümler çerçevesinde kavranıyorsa, o zaman moda -yani yeni moda- bu bakımlardan sadece 
üst zümrelere etki eder. Alt tabakalar üsttekilerin stillerini sahiplenmeye baĢladığında, üsttekilerin 
kendi etraflarına çektiği sınırı aĢmıĢ, o modayla simgelenen sınıfsal bütünlüklerini ortadan 
kaldırmıĢ olurlar; iĢte o zaman üst zümreler o modadan vazgeçip, yine kendilerini geniĢ 
kitlelerden ayırt etmelerini sağlayacak baĢka bir modaya yönelirler. Ve oyun baĢtan baĢlar.” Sınıf 
farklılığı kuramının bir diğer düĢünürü ise Veblen‟dir. Veblen moda döngüsünün üst sınıflardan 
alt sınıflara doğru geçiĢine ve üst sınıfların kendilerini farklılaĢtırmak için yeni modaları 
kullanmaya baĢlamalarına değinmiĢtir. Onun bakıĢ açısında da üst sınıflar kendi sosyal 
konumlarını belli etmek için giyimde, aksesuarda yeni biçimler ortaya koyarlar. Taklit ürünler 
yoluyla bu yeni biçimler, üst sınıfların yaĢam tarzlarını taklit eden alt sınıflar içinde yaygınlık 
kazanır.(23)
(19) (Özdemir 2005: 269).
(20)Crane, Diana ; Moda ve Gündemleri, Giyimde Sınıf, Cinsiyet ve Kimlik, Çev; Özge Çelik, Ayrıntı 
Yayınları, Ġst, 2003 Sh. 23
(21)Özdemir Nebi, Cumhuriyet Dönemi Türk Eğlence Kültürü, Akçağ Yayınları, Ankara, 2005 Sh. 279
(22)Kasapoğlu Pınar, KüreselleĢen Moda Bağlamında Blucin Kültürü, Milli Folklor Dergisi, Sayı, 86, 2010, Sh. 
188
(23)Ertürk Nilay, Moda Kavramı, Moda Kuramları, Güncel Moda ÇalıĢmaları, Süleyman Demirel Üniv. Güzel 
Sanatlar Fakultesi Hakemli Dergisi Mayıs-2011 Sayı.7 Sh. 811
Kültürel gereklilikler ve sosyal sistem tüketicinin moda yönelimini doğrudan etkilemektedir. 
Bunların yanında, araĢtırmacılar kiĢisel görünümü ve giyim tarzını değiĢtirmeye neden olan üç 
kiĢisel unsur öne sürmüĢlerdir. Bunlar psikolojik ihtiyaç, kiĢinin modaya uygun olma ve kiĢisel 
duygularını gösterme olarak tanımlanabilir. Fiziksel ihtiyaç, kıyafetlerin iĢlevsel yanıyla ilgilidir. 
Uyandırılan ihtiyaç, iki farklı perspektif içerir. Bunların ilki, kiĢinin bir ofiste çalıĢırken giymesi 
gereken belirli bir tarzın bekleniyor olmasıdır. Bu durumda kiĢi daha çok diğerlerinin 
beklentilerine karĢılık verir. Ġkinci perspektif ise, kiĢinin alıĢveriĢ, parti gibi etkinliklere verdiği 
kiĢisel tepkiler sonucu oluĢturduğu giyim tarzıdır. (24)
5. TÜKETĠCĠ DAVRANIġI AÇISINDAN MODA
Tüketici davranıĢları hangi mal ve hizmetlerin satın alınacağı kimden, nasıl, nereden, ne 
zaman satın alınacağı ve satın alınıp alınmayacağına iliĢkin bireylerin kararlarına ait süreçtir. 
Tüketici davranıĢı; bireylerin özellikle ekonomik ürünleri ve hizmetleri satın alma ve 
kullanmadaki kararları ve bununla ilgili faaliyetleri olarak tanımlanabilir.
Tüketici davranıĢları üç temel faktör üzerine kuruludur:
a) Kültürel Etkiler [davranıĢ normları, sosyalleĢme],
b) Bireysel Etkiler[Güdülenme, duygular, öğrenme ve hatırlama, tutum, algılama, 
rasyonel ve rasyonel olmayan düĢünme, kiĢilik ve kiĢilik farklılıkları, benlik],
c) Grup Etkileri[ taklit etme ve öneri alma, aile, sosyal etkiler, etnik ve dinsel etkiler, 
sosyal sınıf, rol, önderlerin etkisi]. (25)
Moda çok çeĢitli olan insan psikolojisinin birçok yönlerinin beraberce yarattığı kalabalık 
motivasyonlu bir davranıĢtır. Bu davranıĢta yeni denemeler arzusu, kendini kabul ettirme arzusu 
ve saygı kazanma arzusu gibi arzuların etkisi ile sosyal davranıĢlardaki taklit etme hususu, fikir 
ve hareket bulaĢıcılığının çok büyük etkisi vardır.
Modada grup veya sınıf baskısı üç yönde büyük etki yapar. Bu baskılar örf ve adetlerdeki 
kadar değilse de yine de oldukça kuvvetli bir durumdadır. ġöyle ki:
1. Öncelikle grup veya sınıf bir tanıma iĢaretidir. Bir nevi manevi üniformadır.
Temeldeki kendini kabul ettirme arzusu hiçbir zaman tek baĢına kalma motivasyonu değildir. 
Burada kendini gösterme arzusu gıpta edildiğini görme ile davranıĢını beğenilerek taklit 
edildiğini görme isteğine bağlı ve saygıdeğer olma eğilimini bu suretle tatmini durumudur.
2. Moda yayılırken sıra ile bir sosyal gruptan öbür sosyal gruba birlikte intikal ederek 
daima grupça olan tipini muhafaza eder.
3. Modayı, örf ve adetlerden geçici olan karakteri ayırır. Ona bu karakteri sosyal grup 
veya tabakanın kendini koruma Ģuuru vermektedir.(26)
Gerçekten de modadaki kendini gösterme, tek kiĢiyi grubun temsilcisi olarak takdim 
değildir. Sosyal grup ya da tabakaların yapısı kendinden ayrılmıĢ ve kendine özgü görüntüsü 
veren kiĢilerle mücadele etmek yönündedir.
(24)Ertürk Nilay, a.g.y. Sh. 4
(25)Penpece Dilek, “Tüketici DavranıĢlarını Belirleyen Etmenler” Sütçü Ġmam Üniv, Sosyal Bilimler Enstitüsü 
ĠĢletme Anabilim YayınlanmamıĢ Dalı Yüksek Lisans Tez. KahramanmaraĢ Ağustos 2006 Sh. 33
(26)www.tml.web.tr12
Tüketim Psikolojisini Etkileyen Sosyal Faktörler: Tüketici davranıĢını etkileyen sosyal 
faktörler dört grupta incelenebilir:
1. Kültürel faktörler
2. Sosyal faktörler
3. DanıĢma faktörler
4. Aile
1-Kültürel Faktörler ve Tüketici Davranışı: Her fert belli bir toplumun üyesi olduğundan 
onun bütün davranıĢlarında olduğu gibi satın alma karar ve davranıĢında da bağlı bulunduğu 
toplumun kendine has kültürünün etkisi bulunacaktır. Nitekim insanlar biyolojik ihtiyaçlarını 
tatmin eden araçlar ile milli kültür farklarının varlığı nedeni ile toplumun kendine has bazı 
özelliklerine sahip olabilmektedir. Örneğin, binalar insanların barınma ihtiyaçlarını karĢılayan bir 
araç olduğu halde aynı ekonomik imkanlara sahip toplumlarda bile milli kültürel normlara uygun 
olarak farklı mimari tarzda inĢa edilmektedirler.
2- Sosyal Sınıflar ve Tüketici Davranışı: Her toplum hayat görüĢleri ve sosyal nedeni ile 
tek düzelik arz eden fert ve ailelerden oluĢan sosyal gruplara ayrılabilir ve her sosyal grup sosyal 
itibarına göre yukarı, orta ve aĢağı sosyal tabakayı temsil edecek Ģekilde toplum içinde bir 
derecelendirmeye tabi tutulabilir. ĠĢte bu nedenle ortaya çıkan sosyal gruplara, sosyal sınıflar adı 
verilir.
Belli bir sınıfın üyeleri arasında giyiniĢ tarzı, mülkiyet durumu, değer hükümleri ve hayat 
görüĢü yönünden büyük benzerlik olduğu görülmektedir. Tüm bunlardan belli baĢlı bir kültür 
birliği teĢkil eden bir sosyal sınıfın bütün üyelerinin aynı ihtiyaçlara sahip olacağı, bu 
ihtiyaçlarını benzer cins ve kalitedeki mallar ile tatmin etmeye çalıĢacağı ve bu malları da aynı 
maliyetteki mağazalardan temin edeceği ve firmanın satıĢı teĢhir usul ve araçlarına karĢı 
tepkisinin benzer olacağı anlaĢılmaktadır.
3-Danışma Grupları ve Tüketici Davranışı: Bugünün modern toplumunda insanların 
bazen üyesi dahi bulunmadığı sosyal grupların etkisi altında kaldığı bu sosyal grupların çok çeĢit 
ve sayıda olması tüketici davranıĢlarını tayin ve talep etmeyi zorlaĢtırmaktadır. DanıĢma 
gruplarını beĢ grupta toplamak mümkündür:
1- Bazı danıĢma gruplarının tüketici üzerindeki etkisi ferdin, grubun bir üyesi olması 
sonucudur. Bu bir meslek grubu veya bambaĢka bir topluluk tarzında beliren bir sosyal gruptur.
2- Tüketici yaĢı, cinsiyeti, tahsil seviyesi, medeni hali gibi durumları dolayısı ile belli bir 
sosyal grubun tabii üyesi olacaktır.
3- Tüketici fiilen üyesi bulunmadığı bir sosyal grubun ileride üyeliğini elde etmeyi 
düĢünebilir ve davranıĢlarını o grubun normlarına ayarlayabilir. Buna benzer danıĢma gruplarına 
özenilen danıĢma grupları adı verilir.
4- Bazı sosyal gruplarda tüketici davranıĢını olumsuz yönde etkileyen danıĢma 
gruplarından söz edilebilir. Bunlara kaçınılan danıĢma grubu denir.
5- DanıĢma grubunun tüketici üzerindeki etkisi, konusu ve Ģiddet derecesi itibarı ile 
nispidir. Daha açık bir değiĢle tüketicinin kiĢiliği satın alınmak istenen malın özelliği ve danıĢma 
grubunun bünyesi tüketici üzerindeki etkisinin yönü ve Ģiddetini tayin etmektedir. Bunlar:
 Tüketicinin Ģahsı ile ilgili Ģartlar
 Mal ile ilgili Ģartlar
 DanıĢma grubunun bünyesi ile ilgili Ģartlar (27)
(27)Penpece Dilek, a.g.ç Sh. 39–4013
BULGULAR VE DEĞERLENDĠRME
1- Cinsiyet
AraĢtırmaya katılan yüz öğrencinin 64‟ü kız 36‟sı erkektir. 
2- YaĢ aralıkları
14-18 yaĢ grubunda yer alan ortaöğretim öğrencilerinden ankete katılanların %65‟i 18 yaĢ 
grubunda yer alan 12.sınıflardan %28‟i 17 yaĢ grubunda yer alan 11 sınıflardan oluĢmaktadır.
3- Ailenin ortalama aylık geliri
Ailelerin gelir durumlarına yönelik sorulan soruya 7 öğrenci 250-500, 35 öğrenci 550-1000, 
43 öğrenci 1000-2000, dokuz öğrenci 2000-3000 ve 6 öğrenci 3000 üstü cevabını vermiĢtir. 
Yüzdelik oranıyla bakıldığında öğrencilerin büyük oranının birbirine yakın gelire sahip ailelerde 
bulunduklarını ortaya koymuĢtur.
0
50
100 64
36
KIZ ERKEK
1%
3% 3%
28%
65%
14 YAŞ
15 YAŞ
16 YAŞ
17 YAŞ
18 YAŞ
7%
35%
43%
9% 6%
250-500 550-1000 1000-2000
2000-3000 3000 üstü14
4- Giyim ihtiyaçları karĢılanırken modaya uygun olmasına dikkat ediyor musunuz?
Giyim ihtiyaçları karĢılanırken öğrencilerin bir orta yol seçtikleri yani büyük çoğunluğunun 
ki bu %54 gibi bir orandır, bazen modaya uygun olmasına dikkat ettikleri sonucu çıkmıĢtır.
5- Giysi seçiminde en çok etkili olan faktör
Giysi seçiminde en etkili faktörün rahatlık olurken, ekonomik olması ikinci önemli bir faktör 
olarak dikkat çekmektedir. Elbisenin farklı olmasını da önemseyen öğrencilerin çevrenin 
onaylaması ya da markalı olması gibi bir yanıyla toplumsal beğeniyi çok dikkate almadıkları bir 
yanıyla da yaygın bir kanı olarak modaya atfedilen önemi onaylayan bir sonuç çıkmamıĢtır.
6- Giyim konusunda tavsiyesi en çok dikkate alınan
Anne babanın tavsiyelerini dikkate almalarına rağmen altıncı soruya verilen cevaptan kendi 
kararlarını kendilerinin verdiği sonucu çıkmıĢtır
32%
54%
12% 2% Hiçbir zaman
Bazen
Çoğunlukla
Daima
9% 4%
22%
6%
31%
10%
9%
7% 2%
Kumaş ve Dikiş Kalitesi
Güncellik
Ekonomiklik
Modaya Uygun olması
Rahat olması
Farklı olması
çevrenin onaylaması
Marka
Diğer 
22%
8%
10% 60%
0% Annem-Babam
Kardeşlerim
Arkadaşlarım15
7- Tanımadığınız birinin giyimine bakarak hangi özelliği hakkında yorum yaparsınız?
Yedici soru öğrencilerin gözlemleriyle ulaĢtıkları sonuçları ölçmeye yönelik bir soru 
olmuĢtur. Tanımadıkları birinin giyimine iliĢkin geliĢtirilen görüĢün giyimin kiĢiliğin bir 
göstergesi olduğu sonucunu doğurmuĢtur.
8- Giyim konusunda kendilerini tanımlama biçimi
Öğrenciler giyim konusunda kendilerini mütevazı olarak görmektedirler. Bir baĢka anlatımla 
ekonomik durumlar dikkate alınarak giysi aldıkları, ne olsa giydikleri bir sonuç çıkmıĢtır.
9- Giysilerini alma zamanı
Giysi alımını ekonomik faktöre bağlı olma durumunu kanıtlayan sonuca göre öğrenciler 
%75 oranında eline para geçtiğinde giysi alımına yöneldiğini söylemiĢtir.
9%
36%
41%
9% 5% Eğitimi
Gelir Düzeyi
Kişiliği
Sosyal Konumu
Mesleği
24%
11%
35% 6%
24%
Kararlı
Tarz Sahibi
Dikkat Çekici
Mütevazi
Ne olsa giyerim
9% 2%
75%
11% 2% 1%
Sezon Başında
Sezon Sonunda
Elime Para Geçince
İndirimli Günlerde
Elbisemin Modasının Geçtiğini 
Düşündüğümde16
10- Giysiyi aldıktan sonra ailenin alınan elbiseyi değiĢtirtiyorsa değiĢtirtme nedeni
6. soruda giysi seçiminde kendilerinin kararlarının öneli olduğunun mesajını ve 
kararlılığını belirten 10. Soruda bunu desteklemektedirler. Aldıkları giysinin aileleri tarafından 
değiĢtirtme yoluna gidilmediğini %58 lik bir oranla ortaya çıkmıĢtır. %16 lık bir kesimin toplum 
tarafından onaylanmaması nedeniyle aileleri tarafından elbisenin değiĢtirildiği yönündeki 
cevaplar da dikkat çekicidir. 
11-“Modaya Uygun Giyinmek” deyiminin ailede kabul görüp görmediği
Modaya uygun giyim deyimi ailelerin çoğunluğu tarafından kullanılmamaktadır. Kısmen 
kullananların yanında ekonomik anlamda modaya uygun giyim ihtiyacı karĢılanamayacağından 
kullanılıp kullanılmamanın bir önemi olmadığı söylenmiĢtir. 
12- Modayı tanımlama düĢüncesi
Öğrenciler, modayı ilk sırada fark edilme aracı olarak görürken, ikinci sırada 
gereksiz bir kavram olarak görenlerle karĢılaĢılmıĢtır. Ġyi giyimin Ģartı olarak gören 
tanımların aksine ortaöğretim öğrencilerinin bu kanıda olmadıkları sonucu çıkmıĢtır.
12%
16%
9%
5%
58%
Ailenin Giyim 
Tarzına Uygun 
Olmaması
Toplum 
Tarafından Hoş 
Karşılanmaması
30%
40%
8%
22%
Bazen Kullanılır 
ve Elbise Alınır
Ailem Bu İfadeyi 
Asla Kullanmaz
16%
36%
43%
5%
İyi Giyimin 
Şartı
Gereksiz Bir 
Kavram
Fark Edilme 
Aracı17
13- Moda hakkında takip ettiği bilgi kaynakları 
ArkadaĢ çevresi sayesinde moda hakkında bilgi sahibi olduklarını söyleyen öğrenciler, kitle 
iletiĢim araçlarından çok mağaza vitrinlerini önemli bir kaynak olarak görmektedirler.
14- Modaya uygun giyim yoluyla kiĢilikle ilgili mesaj verilip verilmediği
Önceki soruların cevaplarında çoğunluğun modaya uygun giysi alımına gitmediği sonucuna 
paralel olarak modayı kiĢilikle ilgili bir mesaj vermediği sonucu çıkmıĢtır.
15- Modanın sosyal statü için bir araç olup olmadığına iliĢkin inanç
Ortaöğretim &a