Whatsapp Tekstil Kursları Destek Hattı

Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi ve Tekstil Sanayi

 

1.GİRİŞ
Yaşam döngüsü düşüncesi bir ürünün veya üretim sisteminin yaşam döngüsünün modellenmesini
kapsamaktadır. Yaşam döngüsü değerlendirmesi, kullanılan hammadde, imalat, dağıtım, kullanım, geri
dönüşüm veya atık aşamalarında yani yaşam döngüsündeki tüm aşamalarda girdi ve çıktıların çevresel
etkilerinin sistematik olarak değerlendirilmesini sağlayan bir araçtır. Yaşam döngüsü değerlendirmesi
(Life Cycle Assessment (LCA)), “beşikten mezara analiz (Cradle-to-grave analysis)”, “yaşam döngüsü
analizi (Life-Cycle Analysis)”, “ekolojik dengeleme ( Eco-balancing)”, “yaşam döngüsü envanteri (Life
Cycle Inventory (LCI) )”, “Materyal akış analizi (Material Flow Analysis )” gibi değişik başlıklar altında
anılmaktadır [5].
Bu yöntemin hem yaşam döngüsü değerlendirmesi ve hem de analizi olarak kullanılmasının nedeni
yapısından kaynaklanmaktadır. Çünkü yaşam döngüsü değerlendirmesini oluşturan bileşenler hem
envanter analizini hem de etki değerlendirmesini içerdiğinden, terminolojide bu şekilde
kullanılmaktadır[10].
Şekil-1: Yaşam döngüsü aşamaları
2.YAŞAM DÖNGÜSÜ DEĞERLENDİRMESİ (LCA)
Yaşam Döngüsü Analizi (Life Cycle Analysis) ve Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (Life Cycle
Assessment), bir eylemin tüm çevresel boyutlarını; hammaddenin doğadan eldesinden, tüm atıklar tekrar
doğaya dönene kadar değerlendiren bir sistemdir. Bu değerlendirme, ürünün işlenmesinde olduğu kadar
enerji dahil olmak üzere hammaddenin üretilmesi, kullanılması ve sonunda imha edilmesi sırasında
havaya, suya ve toprağa olan tüm etkilerini içermektedir. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi, hem
doğrudan (üretim aşamasında oluşan emisyonlar ve kullanılan enerji v.s.) hem de dolaylı (hammadde
eldesi, ürünün dağıtılması, tüketici tarafından kullanılması ve bertarafı v.s.) etkileri belirlemek ve ölçmek
için kullanılmaktadır.
Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin önemli bir özelliği, üreticilerin tasarımdan bertarafa kadar
ürünlerinden kaynaklanan kirliliğin sorumluluğunu almalarıdır. Bu özellik Yaşam Döngüsü
Değerlendirmesini, “sorumluluk, hammadde eldesiyle başlar, tamamlanmış ürünün satışıyla biter”
şeklindeki geleneksel düşünceden ayıran ana etmendir.
Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi, birçok amaç için kullanılabilmektedir. Yaşam Döngüsü
Değerlendirmesinin kullanım amaçları ve bu amaçlara göre kullanım ağırlıklarına bakıldığında,
ürün/proses geliştirme ve maliyet azaltımı öncelikli sırayı alırken; karar verme, çevresel zorunluluk ve
müşteri istekleri ikinci sırada yer almaktadır.
Gündüz Balpetek F., Alay E., Özdoğan E. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2012 (2) 37-49
39
Şekil-2: Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin uygulama alanlarına göre kullanım sıklığı [10].
2.1. Yaşam Döngüsü Düşüncesinin Gelişimi
Dünya nüfusunun artmasının yanı sıra sanayinin de hızla gelişmesi ile birlikte insanların doğaya
verdikleri zararlar da artmaya başlamıştır. Çevresel etkilerin yıkıcı gücü karşısında doğanın kendi kendini
yenileyebilme yeteneği yetersiz kalmıştır. Sürdürülebilir olmayan üretim yöntemleri ile ekonomik
büyüme amaçlandığında kalkınmanın sürdürülebilirliğinin mümkün olmayacağı açıktır. Sürdürülebilir
kalkınma “bugünün ihtiyaçlarını karşılarken, gelecekteki kuşakların olanaklarını kısıtlamayacak, kendi
ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini daraltmayacak bir kalkınma tarz ve sürecinin benimsenmesi”
demektir [7,8].
İkinci dünya savaşı sonrası artan kalkınma hızı ile birlikte savaşlar da kullanılan silahlar, endüstriyel
atıklar, sera gazı salınımları ile çevre kirliliği artmış, doğal kaynaklar tükenmeye ve biyolojik çeşitlilik
azalmaya başlamıştır. Geçmişte bir tahminleme olarak bilim adamlarının belirttiği iklim değişiklikleri ve
olası sonuçların günümüzde gerçekleştiği görülmektedir [8].
Yıllar önce çevresel etkilerinin izlenmesi endüstriyel gelişmeyi frenleyecek bir unsur olarak algılanırken,
yeni araçlarla yaygınlık kazandırılmaya çalışılan yeşil endüstri kavramı artık ekonomik kazanç ile birlikte
ekolojik dengenin korunmasını bir arada sağlayan bir yaklaşım olarak kabul görmektedir [8].
Bu konuda ilk farkındalık 1960’lı yıllarla birlikte başlamıştır. Enerji ve hammadde kullanımında
sınırlamalara gidilmesi düşüncesinin gelişmesi bugün geldiğimiz noktanın ilk adımı olmuştur. Bu konuda
yapılan ilk yayınlardan biri Harold Smith’in 1963 Dünya Enerji Konferansı’nda kimyasal ürünlerin
üretimi sırasında gereken toplam enerjinin hesaplanmasını içeren çalışması sayılabilir.
1970’li yıllarla birlikte doğal kaynakların oluşum süresi ile bu kaynakların tüketim hızı arasında bir
paralellik olması gerekliliğinden yola çıkılarak Sürdürülebilir Kalkınma düşüncesi tartışılmaya
başlanmıştır. Endüstriyel tüketim artışının beraberinde getirdiği hızlı kaynak tüketimi ve olası çevresel
etkilerin tahminlenme çalışmaları da bu konuda bilim insanlarının yoğunlaşmasını sağlamıştır. Örneğin
1969 yılında Coca-Cola şirketinin farklı içecek kaplarını karşılaştırılarak, hangisinin çevreye ve doğal
Teknolojik Araştırmalar: TTED 2012 (2) 37-49 Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi ve Tekstil…
40
kaynaklara daha az zarar verdiğinin bulunmasının amaçlandığı çalışma bu konuda yapılan ilk
araştırmalardan biridir.
1980’li yıllarla birlikte katı atık üretimi ve bertarafı gibi konuların analizi için yaşam döngüsü
değerlendirmesi, teknik bir yöntem olarak gündeme gelmiştir. Ürün ve prosesin hayat boyu
değerlendirilmesinde geri kazanım ve kompostlaştırma yaklaşımları da yer almıştır. Örnek bir çalışma
Arthur D. Little tarafından 1990 yılında tek kullanımlık çocuk bezleri için gerçekleştirilmiştir.
1992’de düzenlenen Birleşmiş Milletler Dünya toplantısında, Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi "çevre
yönetim sistemlerinde kullanılmakta olan yöntemlerden en yaygın olanı" olarak nitelendirilmiştir.
Uluslararası yaşam döngüsü değerlendirmesi çalışmalarından biri olan, The LCA Sourcebook: A
European Guide to Life Cycle Assessment, 1993 senesinde yayınlanmıştır [2].
Yaşam döngüsü değerlendirmesi kavramının çerçevesi 1990’larda çizilebilmiş ve daha sonra 1996 yılında
ISO standartları içinde 14040 –14041-14042-14043 serisinde kapsamı belirtilmiştir [6].
2000 yılında, Çevresel Toksikoloji ve Kimya Birliği (SETAC) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı
(UNEP), dünya genelinde en iyi Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) uygulamasını gerçekleştirmek
için bir araya gelmiş ve çalışmalar sonucu, Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin dört aşaması belirlenmiş
ve geliştirilmiştir:
Hedef ve kapsam tanımı
Envanter analizleri
Etki analizleri
Yorum [10].
2.2. Ürün Geliştirilmesi İçin Yaşam Döngüsü Düşüncesi
Ürün veya üretim sisteminin yaşam döngüsündeki her aşama, materyal ve enerji ihtiyacı girdisi, ürün ve
atık yayma açısından tanımlanmaktadır. Ekolojik açıdan uygun olan optimal noktalar bulunmaktadır.
Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi, firmaların çevresel etkilerini kontrol altına alırken neye odaklanması
gerektiğini anlamada ve bu alandaki yatırımlarını şekillendirmede iyi bir araçtır.
Yeni ürün geliştirirken bu parametreleri değerlendirilerek yapılacak yeni tasarımlar pazarlamada bir araç
olarak kullanma fırsatını beraberinde getirmektedir. Ürün veya üretim sistemi geliştirirken sektörler
bazında farklılık gösterebilmekle birlikte temelde “World Industry Council for the Environment”
tarafından tanımlanmış bazı ortak noktalar bulunmaktadır;
1. Malzeme seçimi
• Hammadde kullanımının azaltılması
• Toksik kimyasal içeriğin minimize edilmesi
• Geri kazanılmış ve kazanılabilir malzemelerin sisteme dahil edilmesi
• Daha dayanıklı malzemelerin kullanılması
2. Üretimin etkileri
• Prosesden kaynaklanan atığın azaltılması
• Enerji tüketiminin azaltılması
• Toksik kimyasalların kullanımının azaltılması
3. Ürün kullanımı
• Enerjinin verimi
• Üründen kaynaklanan emisyonların ve atığın azaltılması
• Ambalajlamanın minimize edilmesi
4. Geri kazanım ve yeniden kullanım
• Geri kazanılabilir malzemelerin sisteme dahil edilmesi
• Kolay geri dönüşümün sağlanması
Gündüz Balpetek F., Alay E., Özdoğan E. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2012 (2) 37-49
41
• Malzeme çeşitliliğinin azaltılması
• Parçaların etiketlenmesi
• Ürünlerin basitleştirilmesi (örneğin, parça sayısı)
• Malzeme tipinin standardize edilmesi
5. Ürün ve bileşenlerinin ömrünün uzatılması
• Yeniden üretim için tasarım
• Kalitesini yükseltebilecek şekilde tasarım
• Kolay bakım ve onarımı sağlayacak şekilde parçaların yapılması
• Tamir edilip yenilenmiş parçaların veya alt montajın sisteme dahil edilmesi
6. Ürün ömrünün bitmesi
• Güvenli bertaraf
Yaşam döngüsü yaklaşımı ile bir ürün geliştirirken seçilen her bileşen sadece ürünün görüntüsü ve
fonksiyonlarına etkisi temelinde değerlendirilmemektedir. Aynı zamanda, imalat, kullanım, atık, yeniden
kullanım ve yeni ürün eldesi aşamalarının çevreye ve topluma etkileri göz önünde bulundurulmaktadır.
Ürünün tasarlanması aşamasında geri dönüştürülmüş materyallerin ve toksik etkisi olmayan maddelerin
seçimi, daha az enerji kullanımı, su tasarrufu ve uzun kullanım ömrü sağlaması nitelikleri üzerinde
çalışılmaktadır.
2.3.ISO Standartlarına Göre Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi
ISO 14040 serisi, Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi çalışmaları için bir metot önermemekte,
gerçekleştirilme ve bildirilmesine yönelik genel çerçeve, prensipler ve gereklilikleri belirtmektedir.
ISO 14040, ancak bir Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin nasıl yürütülmesi, incelenmesi, sunulması ve
kullanılması gerektiğine dair bilgi sağlama amacını taşımaktadır. Bu standartlar Yaşam Döngüsü
Değerlendirmesi terminolojisi, veri kalitesi, nasıl güvence altına alınacağı, sonuçların sunumu, Yaşam
Döngüsü Değerlendirmesi uygulamaları ve kısıtlamalarını kapsamaktadır.
ISO 14041, bir Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin (LCA) kapsam ve hedef tanımının derlenmesi ve
hazırlanması için ve bir yaşam döngüsü envanter analizinin gerçekleştirilmesi, yorumlanması ve
bildirilmesi için gerekli olan gereklilik ve prosedürlerin belirtmektedir.
ISO 14042 ve ISO 14043, sırasıyla etki değerlendirmesi ve yaşam döngüsü yorumunu ele almakta ve
aralarında diğer Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi aşamalarını tanımlamaktadır.
Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi 4 aşamadan oluşmaktadır. Bunlar:
- Hedef ve kapsam tanımı
- Envanter değerlendirmesi
- Etki değerlendirmesi
- Yorumlama
2.3.1. Hedef ve Kapsam Tanımı
Hedef ve kapsam tanımı, yaşam döngüsü değerlendirmesinin ilk aşamasıdır. Yaşam Döngüsü
Değerlendirmesinin hedef tanımı aşamasında; yaşam döngüsü değerlendirmesinin amacı, tasarlanan
uygulama, çalışmanın gerçekleştirilme sebepleri ve hedef kitle (çalışmanın sonuçlarının kime iletileceği),
şüpheye yer vermeyecek şekilde ifade edilmelidir [11].
Kapsam tanımında, sistem ve sınırları (girdiler, çıktılar, üretim, dağıtım, nakliye, atık bertaraf senaryoları
gibi işlem birimleri), veri gereksinimleri ve çalışmada yer alan tahminler belirtilmelidir.
Teknolojik Araştırmalar: TTED 2012 (2) 37-49 Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi ve Tekstil…
42
Kapsam, çalışmanın hedefini desteklemelidir. Kapsam tanımında bulunurken sistemin fonksiyonu,
fonksiyonel birim, ayırma (tahsisat) prosedürleri, kullanılacak etki analizi yöntemi, veri kalitesi
gereksinimleri (tarih, coğrafya, teknoloji vb.) de verilmelidir.
Çalışmanın kapsamı; çalışmanın uygun genişlik, derinlik ve detayda olması ve başlangıçta belirlenen
hedefe ulaşılabilmesi açısından iyi bir şekilde tanımlanmalıdır. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin
tekrarlama gerektiren bir teknik olması nedeniyle, çalışma yürütülürken ilave bilgi toplanması gibi
durumlarda, çalışmanın kapsamı modifiye edilmelidir [10].
2.3.2. Envanter Değerlendirmesi
Envanter analizi, yaşam döngüsünün ikinci aşamasını oluşturmaktadır. Verilerin toplanması, sistem
sınırlarının incelenmesi, hesaplama, verilerin geçerliliği, çalışılmakta olan sistemle ilgili veriler ve
paylaştırma kısımları içermektedir.
Envanter analizi için yaşam döngüsünün tüm aşamalarındaki materyal tüketimi, atık ve emisyon
profillerinde kullanılacak olan veriler toplanmaktadır ve elenmektedir. Veriler, yaşam döngüsündeki tüm
aşamalardan toplanmalıdır. Bir ürün sisteminin ilgili girdi ve çıktı verileri, sistemle ilgili kaynak
kullanımını, havaya, suya ve toprağa olan salınımları içermelidir. Toplanan veriler nitel veya nicel
olabilir. Envantere dahil edilen nitel ve nicel veriler, sistem sınırlarında verilen her bir proses için
toplanmalıdır.
Envanter analizi (ISO 14041), oluşturabilmek için en kaliteli verilerin toplanması gerekir. Veriler
kullanılırken, veri kalitesi göstergelerine de dikkat edilmelidir.
Veri kalitesi göstergeleri toplanan verinin;
-Kesinlik
-Bütünlük
-Temsil edilebilirlik
-Uygunluk/Tutarlılık
-Tekrarlanabilirlik açısından değerlendirilmesidir[12].
Başlangıç verisinin toplanmasından sonra hassasiyet analizleri yapılmaktadır. Buna göre sistem dışı
bırakılan ya da sisteme dahil edilen prosesler belirlenmekte ve sistem sınırları kesinleştirilmektedir.
Yaşam döngüsü değerlendirmesi hesaplamak için çok sayıda yazılım (SimaPro, GaBi, Quantis Suite v.b.)
bulunmaktadır. Paylaştırma yöntemleri için tanımlanan gereksinimler dışında, hesaplama için yasal
gereksinimler bulunmamaktadır.
Verinin geçerliliği için, veri toplama prosesi süresince, sürekli ve tekrarlı olarak sistematik veri
doğrulaması yapılmalıdır. Doğrulama, kütle ve enerji denklikleri ve karşılaştırmalı emisyon faktör
analizleri kurmayı gerektirebilmektedir [10].
Her bir birim proses için, uygun bir referans akış belirlenmektedir (1 Kg materyal, 1 MJ enerji için gibi).
Birim prosesin ölçülebilir girdi ve çıktı verileri bu referans akışla ilgiye göre hesaplanmaktadır. Tüm
sistemin hesaplanabilmesi için, akış diyagramı ve sistem sınırlarına dayanarak, birim prosesler
birbirlerine bağlanmaktadır. Bunun için bir sistemdeki birim prosesin girdi ve çıktıları fonksiyonel birime
uyarlanmakta, sonra tüm alt ve üst akımlar buna göre ayarlanmaktadır.
Paylaştırma işleminin;
-Çoklu çıkış prosesi (Birden çok ürün üretilmesi ve ürün akışlarından bazılarının sistem sınırlarıyla
çakışması) durumunda
Gündüz Balpetek F., Alay E., Özdoğan E. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2012 (2) 37-49
43
-Çoklu giriş prosesi(Atık arıtımı gibi emisyonlar ve girişler arasında sıkı bir nicel nedensellik bulunması)
durumunda
Açık döngü geri dönüşümü (Bir sistem sınırını terk eden atık malzemenin, sınırlar dışındaki bir başka
sistem tarafından hammadde olarak kullanılması) durumunda yapılması gereklidir[10]. Bunun dışında
paylaştırma işleminden kaçınılmalıdır. Paylaştırmanın önlenemediği durumlarda, sistemin girdi ve
çıktıları, bu sistemin farklı ürünleri ve işlevleri arasındaki fiziksel ilişkiyi yansıtacak bir yöntemle
ayrılmalıdır. Bu bölümlere paylaştırma işlemi, sistem tarafından üretilen ürünlerdeki ve işlevlerdeki
niceliksel değişikliklerin girdi ve çıktıları da nasıl değiştirdiğini yansıtmalıdır [11].
2.3.3. Etki Değerlendirmesi
Etki değerlendirmesi, yaşam döngüsü değerlendirmesinin üçüncü aşamasını oluşturmaktadır. Yaşam
döngüsü envanter değerlendirmesi sonucunda elde edilen verilerin, potansiyel çevre etkilerinin
değerlendirilmesine ilişkin esasları içermektedir. Kategori tanımı, Sınıflandırma, Karakterizasyon,
Değerlendirme / ağırlıklandırma ana konuları içermektedir.
Yaşam döngüsü etki analizi yapısı ve prosedürü şeffaf olmalı ve geniş bir uygulama aralığı için esneklik
ve pratiklik sağlamalıdır[13].
Ürünün/sistemin etkilediği çevresel alanlar ‘’Kategori Göstergeleri’’ ile ifade edilir. Bu göstergeler;
-Stratosferik ozon tüketimi (CFC-11 eşdeğeri)
-İklim değişimi (CO2 eşdeğeri)
-Foto-oksidan oluşum potansiyeli (Etilen eşdeğeri)
-Asidifikasyon (SO2 eşdeğeri)
-Suyun ötrofikasyonu(PO4 eşdeğeri) olarak sıralanabilmektedir[6].
Etki Değerlendirmesi Adımları
Sınıflandırma: Çevre üzerindeki etkilerine göre tüm maddeler sınıflara ayrılmalıdır. Örneğin sera
etkisine ya da ozon tabakasının yok olmasına katkıda bulunan maddeler, iki sınıfa ayrılmalıdır. Bazı
maddeler birden fazla sınıfa dahil edilebilmektedir. Örneğin NOx’in zehirli, asitleştirici ve ötrofikasyona
neden olan yapıda olduğu bilindiğinden 3 ayrı sınıfta yer alması söz konusudur.
Karakterizasyon: Bir etki skoru oluşturmak için her sınıftaki maddelerin kümelenmesi işlemidir. Bazı
maddelerin diğerlerine kıyasla daha yoğun bir etkiye sahip olması mümkündür. Bu nedenle sadece ilgili
maddelerin miktarlarının toplanması yeterli olmayacaktır ve bu aşamada ağırlık faktörlerinin uygulanması
gerekebilmektedir[14].
Örneğin, asidifikasyon durumunda, HCl karakterizasyon faktörü 0,88 dir. Çünkü 1 kg SO2’den
protonların % 88’i salınmaktadır[6].
Normalleştirme: Bu adım, bir etkinin görece boyutunun daha iyi anlaşılması için ürünün yaşam
döngüsünde hesaplanan her etki ile bu sınıf için bilinen toplam etkinin karşılıklı olarak test edilmesini
kapsamaktadır[14].
Kategori uç noktası: Kullanılan etki değerlendirmesi yönteminin türüne göre (verileri hesaplama
yöntemi), etki kategorilerinin birleşmesinden oluşan son noktaları ifade etmektedir.
Hesaplama prosedürü olarak kullanılan bazı yöntemler, “kategori uç noktaları (son noktalar)”, bazı
yöntemler ise “etki kategorileri (orta noktalar)” prensibine dayanmaktadır. Orta nokta prensibine dayanan
yöntemlerde sonuçlar, etki kategorileri bazında verilmekte ve öyle yorumlanmaktadır.
Teknolojik Araştırmalar: TTED 2012 (2) 37-49 Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi ve Tekstil…
44
Son nokta prensibine dayanan yöntemlerde ise, etki kategorileri (orta noktalar) özelliklerine göre son
noktalar oluşturulmakta (sınıflandırma) ve sonuçlar bu son noktalara göre verilmektedir[12].
Şekil-3: Orta Nokta-Son Nokta Yaklaşımı [15]
Nitelendirme faktörü: Çevresel yüklerin etki kategorilerine katkılarının hesaplanmasında kullanılır ve
maddelere göre nitelendirme faktörlerinin oluşturulduğu tablolar bulunmaktadır.
Örneğin, metanın (CH4) küresel ısınma için nitelendirme faktörü 56 g eş değer CO2/g metan’dır. Yapılan
emisyon ölçümü sonucu bir üründen 30 g metan çıktığı görülmüşse, bu miktarın nitelendirme faktörüyle
çarpımı 1652 g eşdeğer CO2 olup, bu değer, bu ürünün üretiminden kaynaklanan metanın küresel
ısınmaya olan katkısını göstermektedir.
Bu şekilde açığa çıkan tüm etkiler hesaplanır ve aynı kategoriyi temsil edenler toplanmaktadır.
Hesaplamalar ticari olarak bulunan bilgisayar yazılımları ile yapılabilir. Hesaplamalar için de farklı
yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemlerden, sonuçların açıklanmasında en uygun olanı seçilmelidir[12].
2.3.4. Yorumlama
Yaşam döngüsü değerlendirmesi yorumu, bir sistemin envanter analizi veya etki değerlendirmesi
sonuçlarından elde edilen bilgiyi nitelendirmek, kontrol etmek ve değerlendirmek, hedef ve kapsam
bölümünde belirtildiği gibi sunmaya yönelik sistematik bir prosedürdür.
Yorum, yaşam döngüsünün diğer üç aşaması arasında gerçekleştirilmektedir. Envanter analizlerinden ve
etki değerlendirmesinden bulunan sonuçlar, hedef ve kapsam tanımında belirtilenleri karşılamazsa,
envanter analizi sistem sınırları revize edilmeli, daha fazla veri toplanması gibi işlemlerle geliştirilmeli,
bunu geliştirilmiş etki değerlendirmesi takip etmelidir. Bu tekrarlayıcı proses, hedef ve kapsam
aşamasında belirtilen gereksinimler, aşağıda tanımlanan noktalar karşılanıncaya kadar tekrarlanmalıdır:
1. Önemli çevresel konuların belirlenmesi: Bunun amacı, hedef ve kapsam tarifine uygun olarak,
değerlendirme unsuru ile karşılıklı etkileşim içindeki önemli konuları belirlemek üzere, envanter
analizleri ve etki analizlerinden elde edilen bilgileri yapılandırmaktır [16].
2. Bütünsellik, hassasiyet ve tutarlılık açısından metodolojinin ve sonuçların değerlendirilmesi: Etki
analizinden bulunan sonuçların, bütünlük, hassasiyet ve uygunluk açısından kontrolünün yapılmasında,
Gündüz Balpetek F., Alay E., Özdoğan E. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2012 (2) 37-49
45
yorumlanmasında, bu sonuçlara dayalı önerilerin sunulmasında ve raporun hazırlanmasında uyulması
gereken noktalar açıklanmaktadır.
Bütünlük kontrolü: Gerekli tüm verilerin elde edildiği ve kullanıldığının kontrolüdür.
Hassasiyet analizi: Tahminlerdeki, metottaki ve verideki değişkenliğin sonuçları nasıl etkilediğinin
analizidir.
Uygunluk kontrolü: Veri eldesinin, modellerin, tahminlerin ve metodun yaşam döngüsü boyunca veya
farklı ürünlerin yaşam döngüleri boyunca uygulanıp uygulanmadığına dair kontrollerin yapılmasıdır[16].
3. Sonuçların hedef ve kapsam tanımındaki gereksinimlerle uyumluluğu kontrol edilmelidir.
4. Yukarıdaki işlemler sağlanıyorsa sonuç olarak bir rapor yazılmalı, sağlanmıyorsa 1. ve 2. basamağa
geri dönülmelidir. Bu işlem 3. basamak sağlanıncaya kadar tekrarlanmalıdır[12].
2. TEKSTİLDE YAŞAM DÖNGÜSÜ DEĞERLENDİRMESİ
Tekstil, ham lif üretimi veya hasat edilmesi ile başlayan ardından iplik, kumaş üretimi aşamalarından
sonra son ürün imalatını içeren kapsamı çok geniş ve ürün çeşitliliği çok fazla olan bir sektördür. Tüm
üretim aşamaları incelendiğinde çevreye zararlı olabilecek emisyonlara neden olacak girdi ve çıktıları
olduğu görülmektedir.
Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin tekstil endüstrisinde uygulanması çevre dostu ürün üretim
çalışmalarına katkı sağlayacaktır. Bir yandan sektördeki kimyasal madde, enerji ve su kullanımını
optimize edecek yapılanmanın gerçekleştirilmesine diğer yandan da emisyonların azaltılarak çevre
yükünün düşülmesine olanak sağlayacaktır.
Bir tişört üretimi yaşam döngüsü değerlendirmesi kapsamında kabaca ele alındığında; hammadde eldesi,
hammaddenin işlenip önce iplik sonra kumaş haline getirilmesi bu sırada terbiye işlemlerinden
geçirilmesi ardından kesim ve dikimden oluşan imalat, paketleme, nakliye, kullanım ve kullanım ömrü
bittiğinde atık-geri dönüşüm-tekrar kullanım olanakları ile yaşam döngüsünü tamamlayacağı Şekil-4’de
görülmektedir[4].
Şekil-4: Bir Tişörtün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi
Teknolojik Araştırmalar: TTED 2012 (2) 37-49 Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi ve Tekstil…
46
Pamuk hammaddesi üretiminde pestisitler, herbisitler ve defoliantlar gibi bazı kimyasal maddeler
kullanılabilmekte ve bunlar tekstil işletmesine ulaşan pamuk liflerinde artık olarak bulunabilmektedir.
Üretim sırasında sentetik gübre de kullanılmaktadır. 2000 yılında Amerika’da yapılan bir araştırmada
hektarda ortalama 159 kg sentetik gübre kullanıldığı tespit edilmiştir (Organic Trade Association,2001).
Lif üretimi sırasında kullanılan bu maddeler toprağa karışmakta oradan da yer altı sularıyla
birleşmektedir. Ayrıca bu maddeler yetiştiriciler için de risk unsuru taşımaktadır. Pamuk balyaları
yalnızca defoliant olarak değil, aynı zamanda nakliye sırasında fungusit olarak da kullanılan
pentaklorfenol ile de kirletilmiş olabilmektedir. Pamuk üretiminde dikkate alınması gereken önemli bir
nokta da su tüketimidir. Bu tüketim oranları pamuk yetiştirilen alanların şartlarına göre
değişebilmektedir(7,8-12,2m³/kg)[9].
Tablo1. 1 ton lif üretimi için ekim ve hasat basamağında gerekli enerji girdisi ve emisyonlar (Nova
Institut,1996)
İplik üretimi aşamasına gelindiğinde en öne çıkan faktör enerji tüketimi olmaktadır. Enerji sarfiyatı
girdisi, seçilen teknik (open-end, ring, v.s.), makine ve ürün cinsi gibi etkenlere göre değişebilmekle
birlikte, 15-45 MJ/kg civarında olduğu yapılan bazı çalışmalarda tespit edilmiştir.(9) Bu aşamada lif
çekimi sırasında kullanılan preperasyon maddelerinin ve harman yağlarının da göz önünde
bulundurulması gerekmektedir.
Kumaş üretimi aşamasında haşıllama veya parafinleme işlemleri gibi hazırlık aşamalarında kullanılan
kimyasal maddeler daha sonra terbiye işlemleri ile uzaklaştırılacak ve çevresel yüke neden olacaklardır.
Dokuma ve örmede kullanılan makine yağlarının nitelikleri de önemlidir. Ayrıca hidrofilleştirme,
ağartma, boyama ve bitim işlemleri için kullanılan kimyasal ve boyarmaddeler de emisyonlar açığa
çıkarmaktadırlar. Bu işlemlerde havaya emisyonlar söz konusu olabilirken, en büyük etki suya yapılan
emisyonlardır. Özellikle su toksititesi ve AOX emisyonları oluşumu seçilen işlem şartları ile ilintilidir.
Terbiye işlemleri sonrasında ağır metaller, tuz gibi maddeler de atık suda bulunmakta ve çevresel zarara
neden olmaktadır. Bu kısımda enerji ve su tüketimi öne çıkmakta üzerinde önemle durulması ve
optimizasyonun yapılması konusunda çalışılması gerekmektedir.
Konfeksiyon aşamasına gelindiğinde enerji tüketimi ve atık oluşumu gözlenmekte ve paketleme için
kullanılan kağıt, plastik gibi malzemelerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ürünlerin tüketiciye ulaştırılması sırasında enerji tüketimi söz konusu iken, tekstil ürünlerinin kullanımı
sırasında enerji, su ve deterjanlar kullanılmaktadır. Kullanım ömrü bittiğinde ürünün ne olacağı da bu
değerlendirme kapsamında önemlidir.
Örnek olarak, Yaşam Döngü Değerlendirmesi yöntemi kullanılarak %100 pamuklu kumaştan imal
edilmiş bir bornoz incelenmiştir. Burada süreç, tarlaya atılan pamuk tohumu ile başlayıp bornozun
üretimine kadar geçirdiği tüm evreleri kapsamaktadır. Pamuğun tarlada yetiştirilmesi, işletmede geçirdiği
işlem süreçleri çevresel etkiler açısından değerlendirilmiştir. Alt bölümlerde ilgili süreçler
detaylandırılmış, çalışmada örnek olarak ele alınan bornoz için tespit edilen değerler şematik olarak
aşağıda görülmektedir[17].
Gündüz Balpetek F., Alay E., Özdoğan E. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2012 (2) 37-49
47
3.SONUÇ
Endüstriyel faaliyetler sonucunda havaya, suya ve toprağa emisyonların kontrol altına alınması, insan
sağlığı ve ekosistemin korunması nedeniyle gereklidir. Sera gazı salınımlarının artması iklim
değişikliklerine neden olmakta ve etkileri de artan şekilde görülmektedir. Yapılan son araştırmalarda CO2
emisyonlarının 2050 yılına kadar 2000 yılındaki seviyenin % 85 altına indirilmesi gerekliliği ortaya
konulmuştur. Bu konuda önlemler alınmazsa sıcaklıkların ortalama 2°C’den fazla artacağı, insanlar ve
ekosistem için bu şartlar altında tahmin edilemeyen, tehlikeli etkilerin yaşanacağı, bu konuda araştırma
yapan birçok bilim adamı tarafından ortaya konulmaktadır. Bugün tüm emisyonların durdurulması söz
konusu olsa bile ekolojide yaratılan zararların sonuçlarının yaşanmasını engellemeyecektir. İlave zararlara
devam edilmesi bir yana şu ana kadar çevreye verilen zararlı etkilerin giderilmesi için çalışmaların
yapılması da gerekmektedir. Dolayısı ile kısa vadeli, günlük çözümler üretmek yerine uzun dönemsel
kararlar almak kaçınılmazdır. Yaşam döngüsü değerlendirmesi ise bu konuda kullanılabilecek önemli
araçlardan biridir[1].
Yaşam döngüsü değerlendirmesi ile bir ürünün üretilmesi için kullanılan hammadde, su ve enerji tüketim
miktarları ve tüm yaşam ömrü boyunca neden olduğu çevresel etkiler belirlenmektedir. Böylece bütünsel
bir bakış açısı içerisinde riskler ve fırsatların belirlenmesi olanakları saptanmaktadır. Yaşam döngüsü
analizi ekonomik, çevresel ve sosyal açıdan en etkin sistemlerin seçilebilmesi için risk analizi ile birlikte
Teknolojik Araştırmalar: TTED 2012 (2) 37-49 Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi ve Tekstil…
48
seçenekler oluşturulmaktadır. Bu sistemin uygulanması sayesinde optimum uygulamalar
belirlenebilmektedir[1].
Son yıllardaki tüketici eğilimleri incelendiğinde çevreye saygılı ürünlerin artan talep gördüğü
dikkat çekmektedir. Bilinçli tüketici doğaya zararlı olmayan ürünleri tercih etmektedir. Tekstil sanayinde
yapılacak çalışmalarla, ürün ve üretim sistemlerinin çevresel yüklerinin düşürülmesi, markaların marka
değerini artırırken ayrıca tedarikçi konumundaki firmaların da tercih edilmesine neden olacaktır.
Firmalar yaşam döngüsü değerlendirmesi konusunda yapacakları çalışmalar ile materyal, işçilik, enerji
gibi girdileri optimize ederek para ve zamandan tasarruf sağlarken, pazarlama stratejilerinde yeni
trendlerden faydalanarak üretim süreçlerinde çifte katma değer getirisi elde edeceklerdir. Bu sırada
ekolojik dengenin korunmasına yapılacak katkı ile de sosyal sorumluluk anlayışı içinde hareket etmiş
olacaklardır.
Yaşam döngüsü analizi ile üretim ve tüketimin daha sürdürülebilir olması söz konusu olacak ve kısıtlı
olan finansal ve doğal kaynakların daha etkin kullanımı gerçekleşecektir. Bugün gelinen dünya düzeninde
kullandığımız para, zaman ve hammaddeden en fazla faydayı sağlayacak çıktıları en az çevresel etki ve
en fazla değer kazanımı yaklaşımı ile elde etmeye yönelik organizasyonları desteklemek tüm
endüstrilerde birincil amaç olmaya başlamıştır. Bu sistem sorunlarımızı tamamen çözmemekle birlikte
sürdürülebilir bir yol bulmakta yardımcı olacak önemli bir araç olarak görülmektedir[1].
Yaşam döngüsü değerlendirmesi bir ürünün tüm yaşam döngüsü süresince çevreye verdiği etkileri analiz
ederken ürün oluşturulması için kullanılan enerji, su, hammadde, yardımcı madde gibi girdilerinin
optimum kullanımının sağlanmasını amaçlayan bir sistematik yaklaşımdır. Yaşam Döngüsü
Değerlendirmesi ile sınırlı olan doğal kaynakların etkin kullanımı, atık yönetimi, enerji verimliliği ve
endüstrilerin çevre yüklerinin azaltılması konusunda farkındalık kazandırmaya yönelik çalışmalara bir
çerçeve oluşturulmaktadır. Üretim ve tüketimin artması ile birlikte gündeme gelen sorunları çözmeye
yardımcı olacak sürdürülebilir kalkınma realitesine hizmet etmektedir. Şu an gönüllülük esasına
dayanmakla birlikte birçok ülke uygulamaları hızla artmaktadır. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin
işletmelerde kullanılması ile ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan birçok fayda sağlayacağı açıktır.
Gündüz Balpetek F., Alay E., Özdoğan E. Teknolojik Araştırmalar: TTED 2012 (2) 37-49
49
4.KAYNAKLAR
1. F. Balkau, J. Fava, 2004, “Why Take A Life Cycle Aproach?’’, United Nations Environment
Programme Division of Technology, Industry and Economics Production and Consumption Branch,
ISBN: 92-807-24500-9,France.
2. A. Sucu, 2006, “Ürün Yaşam Döngüsü Analizi ve Çevre Etkileri Göz Önüne Alınarak Teknik Ürün
Sistemlerinin Geliştirilmesi”, FBE Makina Mühendisliği Anabilim Dalı İmal Usulleri Programı Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul.
3. H. Kara, G. Baydar, 2011, Tekstil’de Sürdürebilir Üretim ve Kalkınma Semineri, Metsims, İzmir.
4. http://www.wbcsd.org, “Understanding a life-cycle approach, Learning unit B: exploring ecoefficiency”,
World Business Council for Sustainable Development
5. http://www.wrf.org.uk, “Life cycle analysis and assessment”, World Resource Foundation
6. L. Dahllöf, ESA-Report 2003:9 ISSN: 1404-8167 , “Life Cycle Assessment (LCA) applied in the
Textile Sector: the Usefulness, Limitations and Methodological Problems – Environmental Systems
Analysis”, Chalmers Tekniska Högskola Göteborg,Sweden , Revised Nov. 10th 2004
7. D. Toprak, 2006, “Sürdürülebilir Kalkınma Çerçevesinde Çevre Politikaları ve Mali Araçlar”,
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl/Volume:2 Sayı/Issue 4, s. Güz.
8. http://hydra.com.tr/uploads/kutup9.pdf, A. Özyol, “Sürdürülebilir Kalkınma”, Hydra Uluslararası Proje
ve Danışmanlık
9. L. Turunen, H. Van Der Werf, 2006, “Life Cycle Analysis of Hemp Textile Yarn, Comparison of three
hemp fibre processing scenarios and a flax scenario”, French National Institute for Agronomy Research,
France.
10. Z. Çokaygil, 2005, “Atık Yönetimi Planlamasında Yaşam Döngüsü Analizi”, Anadolu Üniversitesi,
Fen Bilimleri Enstitüsü, Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi.
11. TSE EN ISO 14041 Türk Standardı, 2003, “Çevre Yönetimi-Hayat Boyu Değerlendirme-Amaç ve
Kapsam Tarifi ile Envanter Analizi”, Ankara.
12. Z. Çokaygil, M. Banar, 2005, “Yaşam Döngüsü Analizi Ve Standartlar Açısından Bir
Değerlendirme”, VI. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi, Poster Bildiri, İstanbul.
13. TS EN ISO 14042 Türk Standardı, 2003, “Çevre Yönetimi-Hayat Boyu Değerlendirme-Hayat Boyu
Etki Değerlendirmesi”, Ankara.
14.http://www.americanhardwood.org/tr/suerdueruelebilirlik/yasam-doenguesue-analizi/etkidegerlendirmesi/
15.http:/www.cprac.org/grecoinitiative/upload/contenidos/nilgun_ciliz_tusiad_21_10_09_new.pdf
16. TS EN ISO 14043 Türk Standardı, 2003, “Çevre Yönetimi-Hayat Boyu Değerlendirme-Hayat Boyu
Yorumu” Ankara.
17. A. Güngör, S. Palamutçu, Y. İkiz, 2009, “Pamuklu Tekstiller ve Çevre: Bir Bornozun Yaşam Döngü
Değerlendirmesi”, Tekstil ve Konfeksiyon 3/2009, sf.197-205, İzmir.