BUSİAD Tekstil Hazır Giyim ve Konfeksiyon Uzmanlık Grubu, geçtiğimiz hafta Bursa tekstil sanayisi için önemli bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Dünyada önemli bir trend halini alan “Teknik Tekstil; Dünya ve Türkiye Pazarı” konulu bir panel düzenleyen BUSİAD, sektörün tüm bileşenlerini bir araya getirdi. BUSİAD Evi’nde düzenlenen panelin kilit konuşmacısı olarak konunun önemli isimlerinden David Rigby’nin açılış konuşmasını yaptığı panelde BUSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Günal Baylan ve BTÜ Rektör Yardımcısı Yusuf Ulcay, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Tekstil Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Merih Sarıışık, AKSA Akrilik Kimya Sanayi A.Ş., AR-GE Direktörü Dr. Alp Sarıoğlu, Kimya Mühendisi Hüseyin Cevahiroğlu ve Bekaert Textiles Temsilcisi Hakan Uçar da konuşmalarıyla yer aldılar.
Teknik tekstil ile ilgili birçok ayrıntının yer aldığı panel ve teknik tekstilin son dönemdeki gelişimi ile ilgili gerek panelistlerden gerekse Bursa tekstil sanayisinin temsilcilerinden görüşler alarak bir durum raporu hazırladık. Bu raporu sütunlarımızdan sizlerle paylaşıyoruz.
Teknik tekstil talebe cevap verir
Dr. Alp Sarıoğlu-Aksa Akrilik Kimya Sanayi A.Ş. Ar-Ge Direktörü: Aksa Akrilik olarak dünyada tekstil sektöründe gelişen yeniliklerin takibindeyiz. Tekstil deyince aklımıza klasik olarak konfeksiyon, döşeme, giyim geliyor. İnsanlık ve tarih geliştikçe tekstil kullanımımızın da farklı nitelikleri oldu. Gelişen teknolojide klasik konfeksiyon ve tekstil ürünlerinin tek başına bir fonksiyonu yok. Belli parametrelere sahip ve talebe cevap vermesi önemli tekstilin.
Gelecek teknik tekstilde
Günal Baylan-BUSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı: Sektörümüzde yüksek kar marjı, yüksek katmadeğer, ancak rekabetin fazla olmadığı noktalarda yakalanabiliyor. Bu da bilgi yükü fazla olan, özel tasarlanan, yalnız başına belli bir fonksiyonu yerine getirmek için kullanılan, malzeme ve ürünleri üretmekle sağlanabiliyor. Sektörümüzün geleceğini teknik tekstil ile ilgili çalışmalar ile paralel götürmeliyiz. Teknik ve endüstriyel tekstilin ülkemizde gelişebilmesi ve yaygınlaşabilmesi için kullanım alanlarının da arttırılması gerekmekte.
İhracat payımız çok düşük
Prof.Dr. Yusuf Ulcay-BTÜ Rektör Yardımcısı: Tekstil sektöründe ülkemiz Avrupa’da en önemli aktör konumunda. Fakat teknik tekstilin bizim ihracatımız içerisinden aldığı pay yüzde 5 civarında. Ancak teknik tekstilin dünya ihracatındaki payı yaklaşık yüzde 25’tir. Avrupa Birliği’nde ise teknik tekstilin ihracat içindeki payı yüzde 33’tür. 130 milyar dolarlık bir ihracat pazarı mevcut bu konuda. Dolayısıyla biz teknik tekstili konuşurken biz klasik tekstilden vazgeçelim demiyoruz ama teknik tekstilin de rekabet gerektiren bir ortamda olduğunun altını çiziyoruz.
İyi planlama önemlidir
David Rigby-David Rigby Associates:
Teknik tekstil oldukça cazip bir sektördür. Bugünlerde bu konu daha komplike hale geldi. Çünkü dünya piyalarında bu konu hakkında inovasyon temposu düştü. Çok yeni malzemeler, yeni makineler yok artık. Değer zincirleri geride kaldı. Artık teknik tekstil çok daha kompleks bir hal aldı. Burada kilit soru teknik tekstilin nasıl yapılıp satılacağıdır. Teknik tekstile hakim olmak için önemli olan konular arasında segmentasyon vardır. Hangi nişe niye hitap edildiği önemlidir.
Performansı yüksek ürün
Prof. Dr. Merih Sarıışık-Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Tekstil Bilimleri Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı:
Teknik tekstille estetik ya da dekoratif özelliklerden ziyade fonksiyonel özellikleri ve teknik performansları için üretilen tekstil materyalleri ve ürünleridir. Bu konuda bir pazarın içinde belli bir konuya odaklanmış pazarlar dediğimiz niş pazarlar öne çıkar. Teknik tekstillerde yenilikçi yöntemler şu sıra piyasalarda öne çıkan konular arasında yer alıyor. Yenilikçi yöntemler arasında nano boyutlu lif üretim yöntemi yer alıyor.
BUSİAD’ın çatısı altında düzenlenen ‘Teknik Tekstil Paneli’nin ardından görüştüğümüz sektörün önde gelen sanayicileri teknik tekstilin geleceği ile ilgili beklentilerini EKOHABER için yorumladılar...
Bursa’da teknik tekstil devlet desteği ile büyür
Canan Sönmez-Elvin Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı:
Teknik tekstil Bursa sanayisinde henüz yeni bir kavram.Teknik tekstil üretimi yapan az sayıda firma var. Savunma sanayi, otomotiv sektörü ihtiyaçlarına cevap verebilecek teknik tekstil üretimine cevap verebilen başarılı şirketler var. Ancak henüz bu konuda tekstil sektörünün çok bilinçli olduğu kanaatinde değilim. Teknik tekstil çok geniş bir konu. Bildiğimiz gibi tekstil sanayi belli dönemler kriz yaşamakta. Bunun nedeni de bilinçsiz yatırımlar ve haksız rekabet. Yıllardır Ar-Ge’nin önemini vurgulamaya çalışıyoruz. Elbette Ar-Ge çalışması yapmak, yatırım yapmak anlamına da geliyor ve güçlü bütçeler ayırmak gerekli. Ancak gelecek için bu çalışmalar yapılmak zorunda. Yurtdışından hammadde ithal ederek, üretimi gerçekleştirilmiş bir teknik tekstil ürününün, şirketlere ve ülkeye çok büyük kazançlar getireceğini düşünmüyorum. Devletin Ar-Ge konusunda şirketlere önemli destekleri var. Bunları değerlendirmek ve hızla gelişen dünya ihtiyaçlarını belirleyerek uzun vadeli, sağlam içerikli çalışmalar yapmak gerekli. Ancak bunlar gerçekleştiğinde Bursa’da teknik tekstillerin gelişeceğini düşünüyorum. Biz 2007 yılında Ar-Ge departmanımızı kurduk ve ODTÜ Kimya Fakültesi ile ilk çalışmamıza başladık. Bu ortak işbirliği sonucunda Green Guard projesini gerçekleştirdik. Amacımız, gelecekteki su tüketimini azaltmak, çevreyi kirleten deterjan atıklarını azaltmak ve gelecek nesillere temiz bir dünya bırakmak için küçük bir katkıda bulunmaktı. Perde üretimi yaptığımız için, organik lekeleri güneş ya da ortamdaki ışığı kullanarak, yıkama gerektirmeden kendi kendine yok etmesini sağlamaktı. Yıkama işlemi gerektirmeyen bir ürün bu. %100 Türk buluşu ve hammadde içeriği de yerli. Bu sebeple de fiyat açısından uygun. Aynı zamanda antibakteriel özelliğe de sahip. Sonuç olarak hem su sarfiyatına, hem çevre kirliliğine katkı sağlayan bir ürün olarak şu an piyasada.
Tabii ki Ar-Ge departmanımız ürünü daha da geliştirmek için çalımaya devam ediyor. Bunun yanı sıra, pek çok üniversite ile farklı proje çalışmalarına devam ediyoruz. Belki kazancımızın önemli bir kısmını bu çalışmalar için harcıyoruz ancak geleceğe iyi hazırlanmak istiyoruz.
Teknik Tekstil yapan firmalar kendi üretimleri açısından, piyasada daha rahat rekabet edebiliyor. Piyasalarda ürün ve fiyat açısından daha avantajlı oluyorlar ve yüksek kar yaparak, daha hızlı büyüme şansı elde ediyorlar. Gelişmeleri daha konforlu oluyor diye düşünüyorum. Bu anlamda göz ardı edilmemesi ve odaklanılması gereken bir konu teknik tekstil.
Önce hammadde gelişmeli
Yılmaz Küçükçalık-Küçükçalık Tekstil YKB:
Başlangıçtan itibaren hammadde ve iplikle altyapıyı sağlam oluşturarak gerçekleşecek bir iş olarak değerlendiriyorum ben şahsi kanaatim olarak teknik tekstili. Sadece istemekle yapılmaz teknik tekstil. Planlı, programlı olmak ve nereye hitap edeceğinizi iyi kavrama işidir. Onun için özellikle iplik bölümünün ülkemizde bu konu için hazır olması gerekiyor. Teknik tekstilde elbetteki çok büyük bir potansiyel var. Avrupa’dan alabileceğimiz iş kollarının başında geliyor. Bizler şu anda deneme süreçlerini yaşıyoruz teknik tekstil ile ilgili ama büyük bir teknik tekstil işi yapıyoruz diyemem şu an. Fakat bu iş Türkiye’de gelişecektir. Lakin bu işin başlangıcında mutlaka hammaddenin yani ipliğin çok daha fazla gelişmiş olması gerekiyor.
Teknik tekstilin önü açık ve parlak
Celal Kırayoğlu-Kırayteks Yönetim Kurulu Başkanı: Teknik tekstil, sektörümüz içinde geniş bir kapsama alanına sahiptir. Teknolojik değişkenliği yüksek bir alandır. Teknik tekstilde önemli olan kumaşlarda katmadeğer yaratmaktır. Biz halihazırda bu konu ile ilgili perdelerde yanmazlık ve antibakteriyel özellikler üzerinde çalışıyoruz. Her geçen gün tekstil sektörü daha fazla bu alanın içine giriyor. Teknik tekstilin önünü çok açık ve parlak olarak görüyorum. Şu anda bu konudaki en büyük sıkıntımız bu katmadeğeri yüksek malları Avrupalı’ya satarkenki kar marjları. Çünkü Avrupalı ucuza almak istiyor. Ben tekstilcilerin teknik tekstile yönelmesini tavsiye ediyorum. Ancak bu biçimde ihracatta hızlanabiliriz.
Avrupa’da ayakta kalmanın yolu bu
Mustafa Taşdelen-Taşdelen Group YKB: Amerika’da ve Avrupa’da ayakta kalan tek tekstil kolu teknik tekstillerdir. Dolayısıyla performansı ve özellikleri düzeltilmiş tekstillerin katmadeğeri daha yüksek olduğu için Türkiye’nin gelecekte bu konuya çok fazla önem vermesi gerekir. STK’ların da bu konuya eğilmeleri, sanayicilerimizi bilgilendirmeleri gereklidir. Taşdelen olarak bizim şu anda Avrupa’ya ihraç ettiğimiz malların yüzde 50’ye yakını teknik tekstil ürünleridir. Onlar ayakta duruyor şu an o piyasada, yoksa Uzakdoğu ile yarışabilecek sıradan tekstillerin Avrupa’da ayakta kalma şansı yok. Biz de dolasıyla Avrupa’da sadece teknik tekstil konularına ağırlık veriyoruz.
Kalıcı yatırım için hammadde üretilmeli
Eray Sanver-SUSEB Genel Sekreteri:
Türkiye’nin 2011 yılında teknik tekstiller ihracatının 1,5 milyar USD, ithalatının ise 1,4 milyar USD olduğunu göz önüne alırsak, teknik tekstiller ile ilgili söylenecek çok şey var demektir. Öncelikle bu alan 1980’li yıllardan bu yana Türk tekstilinin yakaladığı en önemli dönüşüm alanlarından birisi olmaya adaydır. Bugüne kadar geleneksel tekstil üretimi yapan sanayicimiz, son yıllarda özellikle de Uzakdoğu’nun devreye girmesiyle birlikte sektörün daraldığının farkında olup arayış içindedir. Teknik tekstiller ve innovatif (yenilikçi)tekstil uygulamalarının gündeme gelmesi ve gelişimi, tam bu arayışa denk gelmiştir.
Özelikle teknik tekstillerin tarım, inşaat, giyim, jeo tekstiller, ev tekstilleri, endüstriyel, tıbbi, çevre, ambalaj, koruyucu, taşıt, spor sektörlerinde giderek artan kullanım alanları tüm dünyada çok hızla artmaktadır.
Bu kapsamda ülkemizin henüz çok genç teknik tekstil geçmişi vardır. Teknik tekstil kültürü firmalara yeni yeni yerleşmeye başlamaktadır. Bu kültürün en önemli özelliklerinden birisi de sürekli Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarının üretim faaliyetleriyle birlikte sürdürülme gerekliliğidir. Sadece lisans alarak bir ürünün üretilmesi ön görüsü sonu hüsran ile bitecek bir hayal olmaktan öteye gidemez.Oysa kalıcı yatırımların, katma değeri yüksek ürünlerin, sürdürülebilmesi Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarının yanı sıra hammadde üretiminin de yurt içinde yapılmasını gerektirmektedir. Bursa’da devlet, sivil toplum kuruluşları ile birlikte teknik tekstiller ile ilgili farkındalık yaratılabilirse, gelecekte var olan alt yapıyla çeşitlilik, kalite, ithal ikamesi, üretim kriterleriyle sektörel liderliğe kısa sürede ulaşabiliriz. Kaldı ki devletin yeni Girdi Tedarik Stratejisi bu alanda yapılacak üretimi,yeni yatırımları, önemli ölçüde teşvik etmektedir.
Bursalı tekstilciler teknik tekstil için gerekli altyapıya sahip
Şenol Şankaya-Yeşim Tekstil CEO’su:
Teknik tekstil Bursa için çok önemli. Takip ediyorsanız iki senedir Uludağ İhracatçılar Birliği’nde teknik tekstil ile ilgili yapılan çok güzel araştırmalar ve kongreler oldu.
Bunların hepsinin istikameti teknik tekstil üzerine. Bugün baktığımızda eğer Avrupa’da hala tekstil yapan güçlü firmalar varsa, bunların hepsi teknik tekstile dönmüş firmalardır. Bu yüzden teknik tekstilde katma değeri yüksek, sürdürülebilir bir kazanç ve büyüme vardır.
Bursa sanayinin altyapısı bir tekstil şehri olarak hammaddesi ile birlikte bu anlamda çok büyük imkânlara sahiptir. Eğer bu fırsat teknik tekstil tarafında kullanılırsa çok büyük kazanç elde edeceğimizi tahmin ediyorum. Bursalı tekstilciler bu teknoloji, birikim ve altyapıya sahip. O yüzden Bursa’nın teknik tekstil çalışmaları yönünden önü oldukça açıktır.
Bu konuya eğilmemem eksiklik
Sami Bilge-Elyaf Tekstil YKB: Teknik tekstil üretimi benim firmamda maalesef yok. Biz, geleneksel tekstilin biraz daha fantezisini yapıyoruz. Çok firmaya göre biraz farklı çalışmalarımız var, ama teknik tekstil konusunda böyle bir çalışmamız yok. Böyle bir altyapıyı ben şahsen kendimde eksiklik olarak görüyor ve bu konuda başarısız buluyorum. Girişip de başaramadığımız bir alan değil ama girişmemeyi bile başarısızlık olarak nitelendiriyorum. Teknik tekstile önem veren firmaları kutluyorum, benim de bu konuda bir şeyler yapmam gerektiğine inanıyorum.
Nanoteknolojinin değeri yüksek
Selim Yedikardeş-SYK Tekstil Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı:
Nanoteknoloji olarak özellikle ULUTEK, BUTEKOM, üniversitelerle işbirliğinde ileri tekstilin kullanılması bizim için daha az hammaddeli tüketim, daha fazla enerjik yapılı ürünler anlamına geliyor. İpliğin numarametik dengesi incelse de ısıya duyarlılığı daha artacaktır. Giysilerimizin özelliklerinin artmasından dolayı insanlar daha hafif giysilerle giyinmiş olacaklar, hem de savunma sanayi ve buna bağlı olarak uçak teknolojisinde yani tüm teknolojik mecralarda yer alınacak. Yaşamın her alanında tekstil altyapısı olan ürünler mevcut. Nanoteknoloji için Bursa biçilmiş kaftandır. Sadece bununla ilgili olarak şu anda insanlar nasıl bir Ür-Ge ve Ar-Ge içerisinde yol alacaklarını bilmiyorlar. Bununla ilgili devletin de çok büyük imkan ve destekleri var. Ama sanayicilerin bilgilendirilmesi gerek. Halihazırda yapılanlar tam yeterlilik göstermiyor. Çoğaltılmış seminer çalışmaları olmalı konu ile ilgili. Nanoteknoloji ile yapılmış bir ürün teneke fiyatından değil altın fiyatından satılır. Çünkü bir yatırım yapıyorsunuz ve onun karşılığını fazlaca alıyorsunuz.