Whatsapp Tekstil Kursları Destek Hattı

TEKSTİL HAMMADDELERİNİN TARİHÇESİ

Doğal lifler dediğimiz yün, ipek birçok yüzyıldır var olan doğal liflerdir.  Yün ve tabii ipeğin kullanımına takiben; pamuk, keten vs..nin’de kullanımı ve işlenmesi zaman içerisinde çok hızlı ve sürekli gelişerek devam etmiştir.  Günümüzde toplam lif tüketiminin % 55 ine sahip olan liflerden kimyasal lifler 110 yıl içerisinde ve sentetik lifler ise 60 yıl gibi çok kısa bir sürede gelişmelerini tamamlayarak dünya lif üretiminde yüksek bir standarda gelmişlerdir.  Kimyasal lif üretim fikrini ilk ortaya atanlar Hooke (1664) ve Réaumur (1734)’dır.  İlk kimyasal lif üretimini (1884) Nicolaus de Chardonnet gerçekleştirmiştir.  Paul Fremery, Broment ve Urban 1892 yılında Oberbruch’da (Almanya) ilk kez bakır ipek ipliğini ürettiler.  Bakır ipek ipliği koklaştırıldıktan sonra bakır tel olarak elektrik lambalarında kullanıldı.  Klatte’nin (1913) düşüncesine göre, sentetik lif polivinil klorürden üretilmeliydi.  Ama 1927 yılında Staudinger lâboratuar koşullarında sentetik lifi polietilenoksit’den daha sonra komple eritilmiş polietilenoksit’den üretmeyi başardı.  1938 yılında Carothers Pont de Nemaurs & Co. firması polikondenzasyon lifini geliştirdi ve naylon olarak üretmeye başladı.  Hemen bir yıl sonra Schlack Laktamın polimerileşebilirliğini ispatladı.  Bunun üzerine 1939 yılında Berlin – Lichtenberg’de ilk perlon - lif üretildi.  1934 yılından sonra Almanya’da gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda, 1940-1943 arasında yarı endüstriyel ilk poliakrilonitril lif (PAN) üretimi gerçekleştirildi.  Almanya’daki gelişmelerden bağımsız olarak Du Pont firması aynı çalışmaları gerçekleştirerek, 1950 yılında Candem atölyesinde ticari anlam ile poliakrilonitril lif üretimine başladı.  İlk olarak ticari amaçlı polyester üretimi (1950) ve polipropilen üretimi (1958) Whinefield tarafından gerçekleştirildi ve daha sonra Natta tarafından geliştirildi. 

Önemli Lif Materyalleri :
 
Sentez Lifler
Polimerize Lifler
Polikondenze Lifler
Polyaddition Lifler
Kimyasal Lifler
Anorganik Lifler
Doğal Lifler
Hayvansal Lifler
Bitkisel Lifler
DÜNYA LİF ÜRETİM VE TÜKETİMİ
 
Dünya nüfusu arttıkça ve insanların hayat standartları yükseldikçe ihtiyaçlar çeşitlenip artmaktadır.  Tekstil’ler çeşitlenmekte, ayrıca tekstilde kullanılan hammadde ve mamulleri teknik sahalarda, araç lastiklerinde kullanılan kord bezi ve ipliği, emniyet kemeri ve konveyör bantları, dikiş ipliği gibi sahaların yanında ambalajda, inşaat, yol, baraj yapımı, geotekstil gibi her konuda kullanılmakta, dolayısıyla tüketimi artmaktadır.  Bu talep artışına karşılık doğal lif artış oranı sınırlı olduğu için suni ve sentetik lif’e olan talep artmakta ve buna cevap verebilmek için üretim de, dolayısıyla yatırımlar da artmaktadır. 
 
PAMUK :
 
            Dünya pamuk üretimi 2006/2007 sezonunda 25,4 milyon/ton olarak tahmin edilmektedir.  Bu da bir evvelki sezona göre % 2,5 üretim artışı anlamına gelir.  Dünya pamuk tüketimi ise bütün zamanların en büyük rakamı 26,5 milyon/ton olarak planlanmış bu da 1,2 milyon ton olup % 4,9 artış demektir.
YÜN:
 
            Dünya yün üretimi yaklaşık olarak geçen yılın aynı seviyesinde gerçekleştirilmiştir.  Üretim marjinal olarak % 0,3 düzeyinde azalarak 2006 yılında 1,23 milyon/ton’a düşmüştür.  Çin ve İngiltere’de hafif üretim yükselmesi Yeni Zelanda ve Arjantin’de üretimde küçük de olsa daralmaya neden olmuştur.  Buna karşılık Uruguay’da % 22’lik bir artış olmuştur.  
DÜNYA ELYAF TÜKETİM
 
Dünya elyaf pazarı neredeyse her kısımda büyüdü.  Pamuk, yün ve ipek kullanımı 4.7% ile 27.9 milyon tona yükselirken, suni elyaflar 3.4% ile 40.8 milyon tona yükseldi.  Kapok, rami, keten, kenevir, jüt, sisal ve hindistancevizi lifini içeren üçüncü bölüm ise 5.8 milyon tonda durgun kaldı.  Bu bölüm sadece bütünlük açısından söz ediliyor ve sonraki yorumlarda dahil edilmeyecek.
Yukarıda da verildiği gibi Türkiye’de pamuk üretimi son yıllarda düşmesine rağmen tüketim artışı az da olsa görülmektedir.
Yünde ise tüketim üretime göre yüksek ise de 2004 yılı hariç stabil bir karakter göstermektedir.  
Türkiye’de sentetik iplikler ve Elyaf kapasite ve üretim miktarı ise Teknik iplikler dışında durağan ve azalan trend göstermektedir.
Polyester iplik ve Elyaf üretimi devamlı düşüş eğiliminde.  Firmalar ya kapasite düşürüyor ya da tamamen kapanıyor.  Grafik 7 + 8
Polyester Endüstriyel İplik ise artış trendi 
Polyamid tekstil ipliği de devamlı kapasite düşümü ve kapanmalar yaşamakta, teknik iplik 
stabil bir seyir gösteriyor
 
Yuvarlak Örme Kumaşlarda "Kumaş Dönme"'sini Meydana Getiren Unsurlar Ve Azaltma Yöntemleri
Makaleler
 
Yuvarlak örme kumaşlarda meydana gelen "dönme", kaçınılmazdır. Ancak, dönmeyi meydana getiren unsurlar dikkate alındığında dönme azaltılabilir. Bu unsurların her biri ayrı ayrı dönmeyi meydana getirebildiği gibi, birden fazlasının bir araya gelmesi, dönmeyi arttırıcı etki yapabilir. 
 
Dönmeye etken olan unsurlar ve her biri için alınabilecek önlemler şöyle sıralanabilir:
 
 
 
1. İplikten Meydana Gelebilen Dönmeler:
İpliğin açık torsiyonlu olması dönmeyi azaltır. Yuvarlak örme makinalarında kullanılacak iplikler, bu nedenle dokuma makinalarında kullanılacak ipliklere oranla daha açık torsiyonlu eğrilerek "trikotaj ipliği" adı altında üretilerek bu unsurun etkisi azaltılmaya çalışılır. Trikotaj ipliklerinin kendi içinde de elbette torsiyonun alt ve üst sınırları vardır, ve iplik mukavemetinden taviz vermeksizin yapılabilecek en düşük torsiyon yuvarlak örme kumaş imalatçılığı açısından en idealidir.
 
 
 
2. Yuvarlak Örme Makinasından Meydana Gelebilen Dönmeler:
 
A. Yuvarlak örme makinalarının bir kısım marka ve modelleri saat yönünde, bir diğer kısmı ise, saat yönünün aksi yönünde dönerek örme yaparlar.
Yuvarlak örme makinasının dönüş yönü ile, ipliğin torsiyon yönü, yani normal büküm (z) veya ters büküm (s) şeklinde karşımıza çıkan ipliğin eğirme yönü, ters olduğu takdirde, zaten yuvarlak örme teknolojisinin karakterinde olan kumaş dönmesinin azaldığı görülebilmektedir. Ancak, bu yöntemin genellikle kullanıldığı görülmeyip, istisnai olarak başvurulan bir yöntem olduğu da bir gerçektir. Zira, iplik eğrilmesi dünyada genellikle klasikleşmiş olan bir yönde yapılmakta (z), ters bükümlü iplik ise (s), özel siparişlere konu olmaktadır. Bunun yanında, yuvarlak örme makina imalatçılarında ise bu konuda kural olarak kabul görmüş bir makina dönüş yönü henüz yoktur.
 
B. Yuvarlak örme makinasındaki ayarların, iplikteki ve kumaştaki zaten olması gereken gerginliği en aza indirgeyecek şekilde yapılması gerekmekte olup, bu ayarların iyi yapılmamış olması, dönmeyi arttıran unsurlar olarak değerlendirilebilir. Bu amaçla, makina ayarlarının bilgi ve tecrübe ışığında, dönmeyi azaltmak amacıyla yapılması gereklidir.
 
C. Yuvarlak örme teknolojisinde, dönme miktarı, makina sistem sayısına direk orantılıdır. Yuvarlak örme makinasının "sistem sayısı", yani makinaya takılabilen iplik bobin adedi ne kadar artar ise, zaten önlenemeyecek olan dönme miktarı da o kadar artar.
 
Sistem adedinin az olması, üretimde düşüş demek olmasına rağmen, makinalarında daha kaliteli mal üretilebildiğini iddia etmek durumunda olan bazı makina üreticileri, dönmenin daha az olması amacıyla, sistem adetlerini, rakip makinalara oranla daha aşağıya çekmektedirler.
 
 
 
3. Boyama Ve Terbiye İşlemlerinde Meydana Gelebilen Dönmeler:
Ham örme kumaşta zaten var olan dönme, boya ve terbiye aşamasında azaltılabilir veya tam aksine çoğaltılabilir.
Boyamada, kumaşın santrifüj veya balon sıkma veya daha başka metotlarla sıkılması dahi kumaşın değişik miktarda dönmesine sebep olabilen unsurlardandır. Bu işlemden sonraki yaş açma işleminin dikkatli ve itinalı yapılması, kumaşta o ana kadar meydana gelmiş dönmeyi azaltabilir, aksine yapılan bir yaş açma işlemi ise, dönme miktarını arttırabilir.
Dönmesi azaltılmamış bir yaş kumaş kurutulduğunda, kumaş, dönük olarak bir safha daha ilerlemiş ve azaltılabilecek olan dönme daha zor geri çekilebilir bir safhaya gelmiş olur.
 
Kumaş, tüp olarak ütülenecek ise, aynen yaş açmada olduğu gibi, ütünün dikkatli ve itinalı yapılması, kumaşta o ana kadar meydana gelmiş dönmeyi azaltabilir, aksine yapılan bir ütü işlemi ise, dönme miktarını arttırabilir.
 
Kumaş, açık olarak bitirilecek ve bu amaçla, örme esnasında kenar izi bırakılmış ise, bu kenar izinden yarma işlemi yapılıp da ram'da kurutma ve/veya terbiye işlemi yapılacak ise, her bir kumaş topunun ilk başlangıcının ram'ın zincirlerine tutturulması da dönmeyi azaltan veya çoğaltan unsurlardandır.
 
Kumaşın ram'ın zincirlerine ilk tutturulmasında, kumaş eğri olarak tutturulur ise, kumaşın devamı da eğri olarak ramlanır. 
 
Genellikle, ham kumaşta kenar izi bırakıldığında ve mal açık olarak bitirildiğinde kumaşta her hangi bir dönme olmayacağı öngörülmekle birlikte, boya ve terbiye işlemlerinin her safhasında yeterince dikkatli ve itina ile işlem yapılmaz ise bu öngörüş geçerli olmayabilir.
Boya ve terbiye işleminden sonra kumaşta istenmeyen miktarda dönme görülür ise, kumaşın tekrar ıslatılarak terbiye edilmesi ile dönme azaltılmaya çalışılabilir.
 
 
 
4. Konfeksiyon İşleminde Meydana Gelebilen Dönmeler:
 
A. Konfeksiyon mamulünün boyutları ne kadar büyük ise, dönme o kadar gözle görülebilir hale gelir. Dönme miktarı birim ölçüde yüzde olarak hesap edildiğinde, doğaldır ki, mamul eni genişlediğinde, yüzdeye bağlı olarak dönme miktarı daha fazlalaşır.
Bu nedenledir ki, aynı kumaştan yapılmış eteği geniş bir t-shirt'te, eteği dar bir t-shirt'ten daha fazla dönme miktarı görülecek, bir geceliğin eteğindeki dönme miktarı, bir t-shirt'ün eteğindeki dönme miktarından daha fazla olacaktır.
 
Bu nedenle, dönme ölçülür iken ve belli bir standartla karşılaştırmak amacıyla, bir t-shirt'teki veya bir gecelikteki " % şu kadar dönme var", veya "şu kadar cm dönme var" demek yerine, örneğin, "bir metrede şu kadar cm dönme var, veya bir metrede % şu kadar dönme var" demek daha doğru analiz imkanı getirir.
 
B. Dönmesi zaten var olan veya dönmesi çeşitli nedenlerle asgaride tutulamamış bir örme kumaşın pastal yerleştirilmesi yapıldığında, pastal yerleştirilmesinin dikkatlice ve önceden hesaplanarak yapılması, fazlaca dönük kumaşta konfeksiyonda alınabilecek bir tedbir olabilir. Aksine bir pastal yerleştirmesi ise, olan dönmeyi daha da fazla gözler önüne serebilecek bir sonuç doğurabilir.
 
Konfeksiyon mamulünün ön ve arka parçalarının kesilmesinde, kumaşın dönmesinin parçaların hep aynı yönüne olacak şekilde yapılması mamulün dönmesini arttırabilen, aksine bir kesim ise, dönme yönlerinin birbirine aykırı etkileşimle bir parça olsun dönmeyi azaltabilen ve zaman zaman başvurulan yöntemlerden biri olabilmektedir.
Arş. Gör. Serin MAVRUZ
Prof. Dr. R. Tuğrul OĞULATA 
Çukurova Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Adana 
 
ÖZET: Bu çalışmada, aynı harmandan % 100 pamuklu, ring ve kompakt iplik eğirme sistemleri ile elde edilen ipliklerden üretilen örme kumaş özellikleri incelenmiştir. Ne 30 ve Ne 40 numarada ring ve kompakt ipliklerden süprem, ribana ve interlok konstrüksiyonlarında örme kumaşlar üretilmiş, bu kumaşların gramaj, patlama mukavemeti ve boncuklanma (pilling) özellikleri incelenmiştir. Deneysel çalışmalarda kullanılan parametrelerin gramaj ve patlama mukavemeti değerleri üzerindeki etkisi tek yönlü varyans analizi (ANOVA) yapılarak değerlendirilmiştir. Deneysel çalışma sonuçlarına göre, iplik yapısındaki farklılıklar kumaş özelliklerini de etkilemiş, özellikle kompakt ipliklerden üretilen örme kumaşların patlama mukavemeti değerleri daha yüksek olarak tespit edilmiştir. 
Anahtar kelimeler: ring iplik eğirme sistemi, kompakt iplik eğirme sistemi, örme kumaşlar. 
 
1.GİRİŞ
Ring iplikleri, alternatif eğirme teknikleriyle üretilen iplikler karşısındaki üstünlüğünü ve bir karşılaştırma unsuru olma özelliğini günümüze kadar korumuştur. Ring iplikleri mevcut iplik tipleri içerisinde en iyi özelliklere sahip olmasına rağmen yine de mükemmel değildir. Bunun sebebi eğirme geometrisi içerisinde yer alan eğirme üçgeninden kaynaklanmaktadır (1). Bu eğirme üçgeni ipliklerin birtakım fiziksel özelliklerini olumsuz olarak etkilediğinden bu sorunu giderici yeni bir eğirme sistemi olarak kompakt iplik eğirme sistemi geliştirilmiştir. 
Sistem ilk defa 12.Uluslararası Tekstil Makineleri Fuarı olan ITMA?95?te sunulmuş ve bir sonraki ITMA Fuarında (1999) üretici bazı firmalar tarafından geliştirilerek, farklı kompakt eğirme makineleri sergilenmiştir. Sistem kısaca tanımlanacak olursa, kısa ve uzun lif iplikçiliğinde kullanılabilen, lifleri hava yardımıyla bir arada tutarak kompakt bir yapıya kavuşmalarını sağlayan, ring iplik eğirme sisteminin modifiye edilmiş halidir (2). 
Kompakt eğirme sistemi, çekim aparatından çıkan elyaf bandını azaltıp daraltması ve eğirme üçgenini ortadan kaldırması sayesinde iplik kalitesini yükseltmektedir (3, 4). 
Şekil 1 ve 2?de ring ve kompakt iplik eğirme sistemleri ve eğirme üçgeni görülebilmektedir (5). 
 
Şekil 1. Ring iplik eğirme ve kompakt iplik eğirme sistemleri
Şekil 2. Ring ve kompakt iplik eğirmede eğirme üçgeni
 
Kompakt iplikçilikte, liflerin iplik yapısı içerisine daha iyi katılımları sonucunda ipliği oluşturan liflerin büyük bir çoğunluğu iplik özelliklerine katkıda bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak konvansiyonel ring ipliği ile karşılaştırıldığında daha az tüylü, daha düzgün yüzeyli, daha mukavemetli, uzama oranı daha yüksek ve daha sıkı iplik yapısı ortaya çıkmaktadır (6).
Pek çok araştırmacı tarafından kompakt ipliklerin özellikleri ve konvansiyonel sistemler ile elde edilen ipliklere göre farklılıkları araştırılmaya devam etmektedir. Bu çalışmada ise, iplik yapısındaki farklılıkların kumaş üzerinde oluşturacağı etkilerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bunun için, aynı harmandan % 100 pamuklu ring ve kompakt iplik eğirme sistemleri ile elde edilen ipliklerden süprem, ribana ve interlok konstrüksiyonlarında örme kumaşlar üretilmiştir. Bu kumaşlara gramaj, patlama mukavemeti ve pilling testleri uygulanarak, iplik eğirme sistemi ve örgü yapısının söz konusu fiziksel özelliklere etkisi incelenmiştir. 
Literatürde konu ile ilgili bazı araştırmalara rastlanmış olup, aşağıda özetlenmiştir.
Çeken ve Tiber (2003), çalışmalarında %100 pamuklu Ne 30 incelikte ring ve open-end ipliklerle, aynı makinede üç farklı sıklıkta süprem kumaşlar örülüp, eşit boyama şartlarında boyanmıştır. Daha sonra bu kumaşlara, boncuklanma, hava geçirgenliği, patlama mukavemeti ve renk ölçümleri testleri uygulanmıştır. Ring ipliklere göre tüylülüğü daha az olan open-end ipliklerle örülen kumaşlarda daha az boncuklanma tespit edilmiştir. Hava geçirgenliği ve boyanma özellikleri açısından ise, ring ve open-end ipliklerle örülmüş kumaşlar arasında önemli bir farklılık tespit edilmemiştir (7).
Msahli ve diğerleri (2004), çalışmalarında pilling oluşumunu etkileyen faktörleri incelemişlerdir. Deneyler akrilik ve/veya yün elyafını içeren örgü kumaşlar ile gerçekleştirilmiştir. Kullanılan materyal, incelik, iplik bükümü, örgü raporu, ilmek uzunluğu gibi parametrelerin pilling değerlerine etkisi incelenmiştir. Deney sonuçlarından; iplik tüylülüğü ve ilmek geometrisinin daha çok boncuk kütlesi üzerinde etkili olduğu tespit edilmiştir. Yüksek bükümün, örgü kumaş üzerinde sabitleşerek kumaşın estetiğini bozan boncuk sayısını azalttığı belirtilmiştir (8).
Ring ve hava jetli iplik eğirme sistemlerinden elde edilen ipliklerden örülen kumaşların kalite özelliklerini karşılaştırmalı olarak inceledikleri çalışmalarında Shahbaz ve diğerleri (2005), 5 farklı oranda polyester/pamuk karışımından ring ve hava jetli iplik eğirme sisteminde Ne 30 numarada iplikler üretmişler, bu ipliklerden süprem kumaşlar elde etmişlerdir. Makine türü ile karışım oranlarının; iplik numarası, iplik mukavemeti, kumaş ağırlığı ve kumaş mukavemetine etkisini araştırmışlardır (9). 
Ömeroğlu (2005), çalışmasında % 100 penye pamuk ring ve kompakt ipliklerden elde edilmiş süprem örgü kumaşların patlama mukavemetleri ile boncuklanma eğilimlerini incelemiştir. Üretilen iplikler Ne 30, Ne 40 ve Ne 50 olmak üzere 3 farklı numarada olup, tüm ipliklerin büküm katsayısı =3,75?dir. Üretilen iplikler kullanılarak süprem örme kumaşlar elde edilmiş, bu kumaşlara ön terbiye ve boyama işlemleri uygulanmıştır. Test sonuçlarına göre; kompakt ipliklerden elde edilen örme kumaşların patlama mukavemetinin aynı numara ve büküm değerine sahip ring ipliklerden elde edilen kumaşların patlama mukavemetinden daha fazla olduğunu tespit etmiştir. Boncuklanma testi sonuçlarından; kompakt iplikler kullanılarak elde edilen kumaşların daha düşük boncuklanma eğilimine sahip olduğu görülmüştür (10). 
 
2. MATERYAL VE METOT
2.1. Materyal
Bu çalışmada aynı harmandan % 100 pamuklu Ne 30 ve Ne 40 numaralarında ring ve kompakt iplikler üretilmiştir. Ring ipliklerin üretimi Rieter G33, kompakt ipliklerin üretimi ise Rieter K44 makinelerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmada kullanılan ipliklerin özellikleri ile bu ipliklerden üretilen 12 farklı kumaşın özellikleri Tablo 1?de verilmiştir. Süprem kumaşlar 32? çapında, ribana kumaşlar 36? çapında, interlok kumaşlar ise 30? çapında yuvarlak örme makinesinde üretilmişlerdir.
Ayrıca deneysel çalışma sonuçlarının daha net görülebilmesi ve yorumlanabilmesi için kumaşlar yine Tablo 1?deki gibi kodlanmış olup, çalışmanın geri kalanında bu kodlamalar kullanılmıştır. 
 
Tablo 1. İplik ve kumaş özellikleri 
 
2.2. Metot
Üretilen 12 farklı ham kumaşa uygulanan testler ve standartları Tablo 2?de verilmiştir. 12 adet kumaş numunesine 3 farklı test uygulanarak toplam 36 adet test yapılmıştır. Numuneler test edilmeden önce 48 saat 20±2ºC sıcaklıkta ve % 65±2 nem değerlerine sahip laboratuar şartlarında bekletilerek kuru relaksasyon işlemine tabi tutulmuştur. 
Tablo 2. Deneysel çalışmada uygulanan testler
 
3. DENEYSEL ÇALIŞMA VE BULGULAR
Yapılan testler ve değerlendirmeleri aşağıda sunulmuştur.
 
3.1. Gramaj Tayini Test Sonuçları
Kumaş numunelerinin gramaj tayini her bir numuneden 5 ölçümün ortalaması alınarak yapılmış olup, test sonuçları Şekil 3?de verilmiştir. 
 
Şekil 3. Gramaj tayini test sonuçları (S:Süprem, R:Ribana, İ:İnterlok)
 
Şekil 3?deki gramaj tayini test sonuçlarına bakıldığında, aynı doku konstrüksiyonuna sahip kumaşlar arasında iplik üretim tipine bağlı olmaksızın iplik numarası arttıkça gramaj değerinin azaldığı görülebilmektedir. En yüksek gramaja sahip kumaş interlok olup, bunu sırasıyla ribana ve süprem izlemiştir. İnterlok kumaşlar ribana kumaşlar gibi çift plakalı makinelerde örülmekte olup, esnekliği ribanadan azdır ve temel örgü yüzeyleri içerisinde en stabil olanıdır. Ribana kumaşlar da sade bir yapıya sahip olan süprem kumaşlardan daha kalındır. Gramaj sonuçları kumaşların bu özelliklerini desteklemektedir. 
 
3.2. Martindale Pilling Test Sonuçları
Martindale pilling testi 2 ölçümün ortalaması alınarak yapılmış olup, test sonuçları Şekil 4-6?da verilmiştir. 
 
Şekil 4. Süprem kumaşların pilling değerleri 
Şekil 5. Ribana kumaşların pilling değerleri 
Şekil 6. İnterlok kumaşların pilling değerleri 
 
Pilling (boncuklanma) kumaş yüzeyi üzerinde, bazen yabancı elyaf veya yabancı madde gibi kirliliklerin de ilavesiyle, liflerin küçük topaklar şeklinde bir araya geldiği fiziksel bir işlem olarak tanımlanabilmektedir (11). Şekil 4-6?daki pilling sonuçları değerlendirildiğinde genelde söz konusu ipliklerden üretilen kumaşların pilling eğilimlerinin birbirlerine göre çok fazla değişmediği ve devir sayısı arttıkça pilling değerlerinin düştüğü söylenebilmektedir. Ring ipliklerle karşılaştırıldığında kompakt iplikler daha az tüylülük, daha düzgün yüzey, yüksek parlaklık ve gelişmiş mekanik ve fiziksel özelliklere sahiptir (12). Kompakt iplikçilik sisteminde hemen hemen tüm liflerin iplik bünyesinde yer alması daha mukavemetli ve düzgün bir yapıda iplik üretilmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla kompakt ipliklerden üretilen örme kumaşlarda yüzeye sıkı bir şekilde tutunmuş olan liflerin sürtünme vb. etkiler sonucu yüzeye çıkması çok kolay olmamaktadır. Ring iplikçiliğinde ise iplik çekirdeğinden sarkan liflerden dolayı tüylülük daha fazla olup, bu tüycükler çok daha kolay yüzeye çıkıp lif boncukları oluşturabilmektedir. Ancak burada ring ve kompakt ipliklerden örülen kumaşların boncuklanma eğiliminde çok büyük farklılıkların görülmemesinin nedeninin iplik bükümünden kaynaklandığı düşünülmektedir. Çalışmada kullanılan ring ipliklerin büküm katsayısı kompakt ipliklerin büküm katsayısından daha fazladır. Büküm katsayısının artmasıyla iplik yapısının daha da sıklaştığı ring ipliklerinde, yüzeye çıkan lif sayısının azalması pilling eğiliminin azalmasının sebebi olabilmektedir. Her iki iplik tipi ve numarası için, süprem, ribana ve interlok kumaşlarda düşük bükümlü kompakt ve yüksek bükümlü ring ipliklerden örülen kumaşların pilling eğilimleri arasında çok büyük bir farklılığın olmaması, maliyetin azaltılması açısından düşük bükümlü kompakt ipliklerin daha yaygın kullanılabileceğini desteklemektedir. 
 
3.3. Patlama Mukavemeti Test Sonuçları 
Patlama mukavemeti testi 5 ölçümün ortalaması alınarak yapılmış olup, test sonuçları Şekil 7?de verilmiştir. Örme kumaşlarda ilmek ve çubuk yönlü kopma mukavemetini ölçmek çok sağlıklı test sonuçları vermemektedir. Bu nedenle özellikle örme kumaşlarda çok yönlü kuvvetlere karşı mukavemet tayinini yapan patlama mukavemeti testi oldukça önemlidir. 
 
Şekil 7. Patlama mukavemeti değerleri
 
Şekil 7?deki test sonuçları incelendiğinde hem ring hem de kompakt ipliklerden üretilen kumaşlarda iplik numarası inceldikçe patlama mukavemeti değerinin azaldığı görülmektedir. Gramaj test sonuçlarına benzer şekilde en yüksek patlama mukavemeti değerleri interlok kumaşlarda tespit edilmiş, bunu ribana ve süprem kumaşlar izlemiştir. Kompakt iplikçilik sisteminde eğirme üçgeninin olabildiğince küçültülmesi ve liflerin iplik yapısı içerisinde yer alması daha mukavemetli bir iplik yapısı oluşturduğundan, bu özellik kumaş mukavemetinde de kendini göstermiştir. Kompakt ipliklerle elde edilen kumaşlardaki patlama mukavemeti değerlerinin, ring ipliklerle elde edilen kumaşların patlama mukavemeti değerlerinden % 2.1 ile % 17.6 arasında daha fazla olduğu tespit edilmiştir. 
 
4. İSTATİSTİKSEL BULGULAR
Yapılan deneysel çalışmalar neticesinde elde edilen sonuçlara Design-Expert 6.0.1 istatistik programı kullanılarak =0,05 anlamlılık seviyesinde varyans analizi yapılmıştır. Elde edilen ANOVA tabloları ve model grafikleri aşağıda özetlenmiştir. Burada prob (p) değerinin 0.05?in altında olması söz konusu değerlendirilen faktörün sonuç değer üzerinde anlamlı bir etkisinin olduğunu göstermektedir. 
 
ANOVA tablosu (Tablo 3) incelendiğinde örgü kumaşların gramaj değerleri üzerinde iplik üretim tipinin (A), iplik numarasının (B) ve örgü tipinin (C) anlamlı etkisinin olduğu görülebilmektedir. Ayrıca A, B ve C olarak tanımlanan faktörlerin ikili ve üçlü etkileşimlerine bakıldığında, iplik üretim tipi ve örgü tipi etkileşiminin (AxC), iplik numarası ve örgü tipi etkileşiminin (BxC) ve iplik üretim tipi, iplik numarası ve örgü tipi etkileşiminin (AxBxC) gramaj değerleri üzerinde anlamlı bir etkisinin olduğu söylenebilmektedir. 
 
Tablo 3. Gramaj değerleri için ANOVA tablosu
 
Bu etkileşimlerin önemli bulunanlarından bazılarının model grafikleri Şekil 8 (AxC) ve Şekil 9 (BxC)?da verilmiştir. 
 
Şekil 8. AxC ikili etkileşiminin model grafiği 
Şekil 9. BxC ikili etkileşiminin model grafiği 
 
AxC etkileşiminin anlamlı olması A (iplik üretim tipi)?nın gramaj üzerindeki etkisinin C (örgü tipi)?ye bağlı olarak değiştiğini göstermektedir. Şekil 8?e göre en düşük gramaj değeri ring ipliğinden elde edilen süprem kumaşta, en yüksek gramaj değeri ise kompakt iplikten elde edilen interlok kumaşta tespit edilmiştir.
 
BxC etkileşimi ise, iplik numarasının gramaj üzerindeki etkisinin örgü tipine bağlı olarak değiştiğini göstermektedir. Şekil 9 incelendiğinde ring iplikten üretilmiş kumaşlarda, iplik numarası arttıkça (iplik inceldikçe) gramaj değerinin azaldığı görülmektedir. En düşük gramaj değeri Ne 40 numara iplikten üretilen süprem kumaşlarda tespit edilmiştir. Aynı durum kompakt iplikten üretilen kumaşlar için de geçerlidir. 
 
Tablo 4?de patlama mukavemeti değerleri için verilen ANOVA tablosu incelendiğinde A, B ve C faktörleri ile AxC ve BxC etkileşimlerinin kumaşların patlama mukavemeti değeri üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu, AxB ve AxBxC etkileşimlerinin ise istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülebilmektedir. Şekil 10?da AxC, Şekil 11?de BxC etkileşimi model grafiği verilmiştir. 
 
Tablo 4. Patlama mukavemeti değerleri için ANOVA tablosu
Şekil 10. AxC ikili etkileşiminin model grafiği 
Şekil 11. BxC ikili etkileşiminin model grafiği 
 
AxC model grafiğine bakıldığında kompakt ipliklerden üretilen kumaşların ring ipliklerden üretilen kumaşlara göre daha yüksek patlama mukavemeti değerlerine sahip olduğu görülebilmektedir. En yüksek patlama mukavemeti değeri hem ring hem de kompakt ipliklerden üretilen kumaşlar arasında interlok tipinde tespit edilmiştir. Kompakt ipliklerden üretilen kumaşların mukavemet değerleri arasındaki fark daha büyük çıkmıştır. 
BxC model grafiği incelendiğinde iplik numarası arttıkça patlama mukavemeti değerlerinin azaldığı, ring iplik için Ne 40 numarada süprem ve ribana kumaşların patlama mukavemeti değerlerinin birbirine yaklaştığı görülebilmektedir. 
 
5. GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇLAR
Bu çalışmada ring ve kompakt ipliklerden üretilen örme kumaş özelliklerine iplik üretim tipi ve numarası ile örgü tipinin etkisi incelenmiştir. Çalışma gramaj ve patlama mukavemeti değerleri için istatistiksel analizlerle desteklenmiştir. Yapılan deneysel çalışmalar neticesinde elde edilen sonuçlar aşağıda özetlenmiştir. 
- 3 farklı konstrüksiyonda üretilen kumaşların gramaj değerlerinin iplik üretim tipinden, iplik numarasından ve örgü tipinden etkilendiği belirlenmiştir. Kompakt ipliklerden üretilen kumaşlar ring ipliklerden üretilenlere göre, Ne 30 numara iplikten üretilen kumaşlar Ne 40 numara iplikten üretilen kumaşlara göre, interlok kumaşlar ribana ve süpreme göre daha yüksek gramaj değerinde tespit edilmiştir. 
- Kumaşların patlama mukavemeti değerleri de iplik üretim tipinden, iplik numarasından ve örgü tipinden etkilenmektedir. Ring iplikçilik sistemine göre daha mukavemetli iplik üretimine imkân sağlayan kompakt iplikçilik sisteminden elde edilen kumaşların da yüksek mukavemete sahip olması beklenen bir sonuçtur. Daha düşük büküm katsayısına sahip olan kompakt iplikler kullanılarak daha mukavemetli ve daha yumuşak tutumlu örgü kumaşlar üretilebileceği bu sonuçlarla desteklenmiştir. 
- Kompakt ipliklerden üretilen örme kumaşlarla ring ipliklerden üretilen örme kumaşların boncuklanma eğilimleri arasında çok büyük farklılıklar tespit edilmemiştir. Çalışmada kullanılan ring ipliklerin kompakt ipliklere göre büküm katsayısının fazla olması, ring iplikten örülmüş kumaşların pilling değerlerinin kompakt iplikten örülmüş kumaşların pilling değerlerine yakın çıkmasının sebebi olabilmektedir. Özellikle kullanım yerinde boncuklanmanın rahatsız edeceği ürünlerde daha düşük büküm katsayısı ile üretilen kompakt ipliklerin kullanımının faydalı olacağı düşünülmektedir. 
 
KAYNAKLAR 
[1] ÇELİK, P., Kompakt İplik Eğirme Makinesinde Uzun Stapelli Liflerin Eğrilmesi ve İplik Özelliklerinin Klasik Ring Eğirme Tekniği ile Karşılaştırılması, Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir, 2002. 
[2] BABAARSLAN, O., VURUŞKAN, D., Kompakt İplik Eğirme Sistemleri: Tekstilde Yeri ve Önemi, Tekstil Teknolojileri ve Tekstil Makineleri Kongresi, TMMOB Makine Mühendisleri Odası, Gaziantep, 2005.
[3] JACKOWSKI T., CYNIAK D., CZEKALSKI J., Compact Cotton Yarn, Fibres&Textiles in Eastern Europe, Vol. 12, No. 4(48), 2004.
[4] KRIFA M. ve ETHRIDGE M.D., Compact Spinning Effect on Cotton Yarn Quality: Interactions with Fiber Characteristics, Textile Research Journal, Vol 76(5), 388-399, 2006.
[5] rieter-Com4.pdf ComforSpin Machine K44 Kataloğu, www.rieter.com, Web Sitesi, 2006.
[6] HOŞSOY, İ., Kompakt ve Konvansiyonel Ring İplik Eğirme Sistemlerinin Karşılaştırılması, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 2001. 
[7] ÇEKEN, F., TİBER, B., Farklı Tekniklerle Eğrilen İpliklerle Oluşturulan Örme Kumaş Özellikleri, Tekstil Maraton Dergisi, Sayı 67, 51-56, 2003.
[8] MSAHLI, S., ZITOUNI, B., SAKLI, F., Örgü Kumaşların Pillingleşme Eğilimi, Tekstil Maraton Dergisi, Sayı 75, s.53-55, 2004.
[9] SHAHBAZ, B., JAMIL, N. A., FAROOQ, A., SALEEM, F., Comparative Study of Quality Parameters of Knitted Fabric from Air-jet and Ring Spun Yarn, Journal of Applied Sciences 5 (2): 277-280, 2005.
[10] ÖMEROĞLU S., Kompakt ve Ring İpliklerden Elde Edilmiş Örme Kumaşların Patlama Mukavemeti ve Boncuklanma Performansı Üzerine Bir Araştırma, Pamukkale Üniversitesi, Mühendislik Bilimleri Dergisi, Cilt 11, Sayı 3, 357-360, 2005.
[11] KIRAYOĞLU, B., Kumaşlarda Boncuklanma ve Boncuklanmayı Etkileyen Faktörler, TÜBİTAK-MAM Tekstil Enstitüsü Sagem Müdürlüğü, Bursa, 1996.
[12] NIKOLIC, M., STJEPANOVIC, Z., LESJAK, F., STRITOF, A., Compact Spinning for Improved Quality of Ring-Spun Yarns, Fibres&Textiles in Eastern Europe, Vol.11, No.4 (43), October/December, 2003.
BS EN ISO 13938-2, Textiles ? Bursting Properties of Fabrics, Part:2 Pneumatic Method for Determination of Bursting Strength and Bursting Distension, 1999. 
TS 251, Birim Uzunluk ve Birim Alan Kütlesinin Tayini, 1991.
TS EN ISO 12945-2, Tekstil- Kumaşlarda Yüzey Tüylenmesi ve Boncuklanma Yatkınlığının Tayini- Bölüm 2: Geliştirilmiş Martindale Metodu, 2002.